“Dünyanın en modern eğitim sistemini kazandırmak” istediler.

“Kin”inin davacısı bir nesil yetiştirmenin peşine düştüler. Çıktı böyle söyledi Başbakan. Eğitim sistemi kökten değişti. Modern eğitim kimin umurunda. Herkes imam olsun istiyorlar…

***

Polis destan yazsın istediler…

Pırıl pırıl gençler öldü. Polis vurdu, gericiler katletti. Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik, Mustafa Sarı ve Berkin Elvan öldürüldü. Ortamı sakinleştirecek tek bir açıklama yapmak yerine daha da gerdiler. Burak Can Karamanoğlu öldü. Vicdanlarımız kanadı.

***

Sözde “demokratikleşme” istediler.

Gazeteciler cezaevlerine atıldı. 40’ın üzerinde gazeteci kovuldu. Serdar Akinan, Hüsnü Mahalli, Tuğçe Tatari, Bekir Coşkun, Ece Temelkuran, Emin Çölaşan, Cüneyt Ülsever, Soner Yalçın, Can Dündar, Nuray Mert, Can Ataklı, Mustafa Mutlu, Ruhat Mengi… Gazetelerinden koparıldılar…

***

Öğrencilerin elinde “tencere tava değil, bilgisayar olsun” istediler.

Artık özel hayatlarına müdahalenin had safhaya gelmesi üzerine insanların tencere tava çalarak eylem yapmalarına kızdılar, “ellerinde bilgisayar olsun” dediler. Şimdi, “Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yediremeyiz. Kapatılmaları da dahil” diyorlar…

***

Cemaatin bu devletin “kılcal damarlarına” işlemesini istediler.

Her şey gözlerinin önünde oldu. Paralel devlet karış karış devlet kurumlarını istila etti. Hükümet de böyle istiyordu. İş güç savaşına döndü, şimdi kurtulamıyorlar. Bir canavar yaratmışlardı. Şimdi “Pensilvanya, Neo-Ergenekon’dur” diyorlar…

***

Yol yapmak istediler…

Derelerimizi mahvettiler, parklarımıza göz diktiler, tarımı bitirdiler, devletin bütün kıymetlerini yok pahasına sattılar… Akyaka gibi bir cennet bahçesine bile beton dökmeye yelteniyorlar… Yol yapmaya diye çıktılar yola, yolsuzluk batağına saplandılar…

***

Şimdi Muğla’yı istiyorlar...