Ilgın

Çökertme

Ören tarafına geçmedik.

Dedik ya zanan dar

Onlara uzaktan el salladık...

Bakarsınız birgün

oralara da yolumuz düşer.

Oraları da yine size anlatırım...

Ne güzel memleketimiz var...

ne güzel memleketimiz var

İnsan sevdikçe sevesi

yaşayıp gördükçe övesi

yaşadıkça yaşayası geliyor...

Hep bilsek sevsek güzelliğini

Hep bilsek korusak

tarihini kültürünü

daha ne güzel olur...

daha güzel olur bu memleket...

*

Aşağı Mazı'dan

Yukarı Mazı'ya

Eski taş döşeli dar yoldan

Yürüdüm.

Çıktım

Yukarı Mazı'ya

Eski günler zamanlar aklıma geldi.

Hey hey dedim

Yukarı Mazı'ya...

Yayla gibi serin bir köy

Kubbeli beyaz sarnıç karşıladı beni.

Geriye dönüp baktım

Gökova Körfezi uzanıyordu

Mas Mavi ...

Sanki

Ayaklarımın dibinde gibiydi...

Vardım gezdim köyü

Şoför Yahudi Mustafa

Şoför Bayram Ali

Arabaların başındaydı

Kireçci Hüseyin dayı

Kireç ocağını örüyordu...

Yakında ateşleyeceğim diyordu..

Çünküoğlu Mustafa

köy arası yolları genişletmeye

İnsanları ikna etmeye çalışıyordu.

Gençler mezarlık yanındaki

Tarla spor sahadan top oynamış kahvelere doğru geliyorlardı...

Kimler yoktu ki aralarında

Mehmet Almaz

İbrahim Şaşmaz

Nevzat Can

Mehmet Şaşmaz

Yaşar Yıldız

Sabri--Ünal  Almaz kardeşler ..

Kara Hatçe nenenin torunları

Mehmet ile Enver Aydın

Daha niceleri...

Ama Nihat Şaşmaz hocamız görünmüyordu...

Kayseri'de olduğunu söylediler...

Tarih zaman

Su ırmak nehir olmuştu sanki

Geride anılar bırakıp gidiyordu....

**

Geldim Urulca'ya

Tepede bir kale

Baktım

Musa kızının Hüseyin oturmuş tepeye

uzun hava türkü söylüyor ...

Dudu halamın kızı Gülsüm abla da

yanına oturmuş gülüyor ...

Oğlu Canfer keman çalıyordu.

Alt yanda keçiler meleşiyor

çanları ayrı bir müzik çalgı ...

ormanda yayılıyorlardı...

Baktım

Çilek tarafı

Çileklik ova gibi dağların arasında

Buğday anbarı

Çobanlar yurdu

Hey hey güzel memleketim

sen ne güzelsin böyle.....