Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

RAMAZAN DA EN ÇOK OKUNAN KUR’AN/ ÜZEYİR YILDIRIM

Bir evde huzurun bulunması için önce, Kur’an’ın emirleri yapılacak, yasaklarında uzak durulacak. İşte o zaman huzur bulunacak. O zaman sorunları Kur’an’ın nuruyla, bize sunduğu emirlerle üstesinden gelmiş olacağız. Peygamber efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “Kur’an ölü kalplere hayat verir” buyurmaktadır.

Kur’an’ı Kerim öyle bir kitap ki bunalan gönüllere, daralan kalplere, yegane şifadır. Canı sıkılan, huzursuzluğu olan Kitabımız Kur’an’ı açıp okumalı veya dinlemeli. Müminler için şifa ve rahmet kaynağı olan Kur’an-ı okumak elbette ki gönüllere ferah, ruhlara sükunluk verir.

Allah’ü Teala da kullarını bağışlamak, affetmek için bahaneler lütfediyor ki kullarına merhamet edip acısın. Cenabı Allah’ın rahmeti, merhameti, inayeti, lütfi keremi sonsuz ve nihayetsizdir. Allah hiçbir kulunu hiçbir zaman azap etmek, cezalandırmak istemez. Bir neden bulup kullarının suçlarını, günahlarını bağışlamayı ve affetmeyi sever. Biz Müslümanlara böyle inanır ve böyle biliriz. Allah kullarını çok acıyan ve çok merhamet edendir.

Günahta ısrar edenleri de adilane cezalandıracak da yine Allah’tır. Zira ceza gününün yegane hakimi odur. İman edenlere, inananlara lütfedip bağışlayacaktır. Fakat inkar eden kafirlere de en şiddetli cezalandıracaktır. Mekke’nin Hira nur dağında doğan nur ve ışık dünyada ne kadar Müslüman varsa hepsine huzur ve mutluluk kaynağı olacak.

Aslında Kur’an’ı kerim ölülere değil yaşayanlara gelmiştir. Kitabımızın yegane muhatabı aklı olan insanlardı, aklı olmayanları sorumsuzluk içinde olanları yüklemez, sorumlu tutmaz. Allah’ın emir ve yasakları aklı olanlar için geçerlidir. Yüce kitabımızın insanlara her iki dünyada mesut ve bahtiyar olmaları için emirler ve yasaklar koymuştur.

En hayırlı, en faydalı ilim muhakkak ki Kur’an ilmidir. Dünyada Kur’an ilminden daha hayırlı, daha faydalı, yararlı bir ilim olamaz. Kur’an’la alakalanmayan, İslam terbiyesi almayan bir evlat, ana, babasının ardından hayır dua edemez. Etmek istese de beceremez. Anasının babasının cenaze namazını bile kılmaz. Çünkü bu işin kıymetini, değerini bilemez.

Arkasında hayırlı evlat bırakmak isteyen, evlatlarına mutlaka Kur’an’ı kerimi okutup öğretmeli. Kur’an’dan süreler, ayetler öğretip ezberletmeli. Kendi bilmiyorsa mahallesinde ki hocaya veya yaz Kur’an kurslarına göndermeli, dini bilgileri öğretip okutulmalı Bütün bu vazifelerini yaparsa dünyada da ahirette de bahtiyar olur. Dedelerimiz, bundan önceki atalarımız Kur’an’a çok saygı ve hürmet gösterdikleri içindir ki altı yüz sene ayakta kalmış, dünya saltanatı sürmüş, dünyaya örnek olmuşlardır.

Bu zamanlarda benim dedem, babam bu yerin en etkili hocasıydı, ama bunu söyleyende hiçbir eser yoksa onun babasının etkili hoca olması yada olmaması yarın Allah’ın huzurunda onu kurtarmayacaktır ki, böyle güzel hasletler bizzat kendisinde olmalı cami, Kur’an, Ramazan gibi değerlerle buluşmalı hepimiz nasibimizi almalıyız.

Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisi şeriflerinde “Kur’an okuyunuz. Zira kıyamet günü Kur’an okuyan kimselere şefaatçi olarak gelecektir” buyuruyor. Burada şunu diyebiliriz ne mutlu ki kıyamet günü kıyamette Kur’an’ın şefaatine nail olanlara. Kur’an okumak Cenabı Allah’la konuşmak demektir. Kur’an Allah kelamı olduğundan okuyan Allah’la konuşmuş sevabını alır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.