Partiler hayatımızın ve demokratik yönetimlerin birer parçasıdırlar. Neferi diye tabir edecek olursak temsil ettiğimiz veya ideolojilerini benimsediğimiz partiler A/B/C/D/E…vs gibi sıralanırlar giderler. Hayatımızı adeta endekslediğimiz partilerimiz tarafı olmaktan ziyade üyesi olarak delege olma hakkını elde ederiz. Hatta işi bazen işi bazen ileri noktalara taşıyıp parti yönetiminin muhtelif kadrolarında yer alır gerektiğinde merkez ilçe veya il başkanlığı sıfatıyla temsil ettiğimiz partiyle et ve tırnak misali iç içe oluruz.

Partiler il yönetimi, ilçe yönetimi derken Türkiye’nin her bir köşesinde üstlendikleri misyonu severek yerine getirirler ve toplum yararına, özellikle ülke yararına olumlu işler yapmaya kendilerini şartlandırırlar.

Bugün içimizden biri olmuş Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) İl Başkanı Sayın Harun Akın ile candan ve içten duygularla samimi bir söyleşi yaptık. Gelin bu söyleşimize siz de şöyle bir göz atın.

-Merhaba Harun Bey; öncelikle sizi tanıyalım mı?

-1969 yılında Sivas merkezde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi Sivas’ta tamamladım. Liseden sonra ticaret daha ağır bastığı için eğitimime devam etmeme kararı aldım. Babam ticaretle uğraştığı için ben de ticarete atıldım.

-Bu konudaki gelişmeleri anlatır mısınız?

-10 yıl kadar babamla çalıştım. Askere gecikmeli gittim. Askerliğimiz bitirdikten sonra evlendim. Hatta düğünüm Muğla’da oldu.

-Nasıl yani?

-(gülüyor) Ben Muğla’ya yerleşmezden önce iş gereği zaten Muğla’ya gelip gidiyordum. Eşim ailesi ile birlikte yıllar öncesinden Muğla’ya gelmiş ve Muğla’ya yerleşmişler. O dönemlerde zaten Muğla’ya sonsuz bir sempatim vardı. Kısacası Muğla’yı da seviyordum. Dolayısıyla eşimle burada tanışıp düğünümü Muğla’da yaptım.

Evlilik sonrası İstanbul’a yerleştim. O dönemde sigorta acenteliği ve Sara Çikolatalarının bayiliğini; ağırlıklı olarak taahhüt ve müteahhitlik işleri yaptım.

-Peki siyasi hayatınız nasıl başladı?

-İlk aktif siyasi hayatım Tuğrul Türkeş’in kurduğu Aydınlık Türkiye Partisi ile başladı. İstanbul’un Fatih semtinde genelde partimi ben koordine ediyordum. İlçe başkan yardımcısı olarak 2 yıl görev yaptım. Bu arada İstanbul’da kalış sürem de 10 yıldı.

1990’lı yıllarda Muğla’ya ihalelere gelip gidiyordum. O dönemlerde Muğla benim göz ağrım konumunda bir ildi. Dolayısıyla galiba kalbime doğmuş “Belki bir gün buralarda yaşarım” diye o günlerde bir kooperatife kaydımı yaptırıp bir ev sahibi oldum. Doğrusu çok isabetli olmuş.

-Neden isabetli olmuş?

-Çünkü eşimin tayini Muğla’ya çıktı. Eşim Muğla Üniversitesi’nde devlet memuru olarak çalışıyor. Sonrasında bu vesile ile Muğla’ya geldik ve yerleştik.

-Muğla’dan o kadar çok övgü ile bahsediyorsunuz ki…. Muğla’nın en çok nesini seviyorsunuz?

-Öncelikle çok sessiz ve sakin. (Hele İstanbul’da yaşadıktan sonra) kültür düzeyi yüksek, ilin çevresi ile olan bağlantıları ve tabi ki doğası muhteşem…. Doğrusu coğrafyası ile Muğla öncelikle Türkiye’nin sonra dünyanın en güzel yerinde bulunuyor bence.

-O zaman Muğla’yı çok seviyorsunuz..

-Evet çok seviyorum…  Sivas’tan sonra İstanbul hariç Muğla’da yaşamak bana çok ilginç geldi. 2007 yılından bu yana Muğla’dayım. İstanbul’a iş için gidip gelmem gerekse bile zaman kaybetmeden sabahleyin gidip akşamüzeri hemen dönüyorum. Nedense bir an önce Muğla’ya dönmek istiyorum. Bu konuda da çok şanslıyım zira bölgemizin 2 tane havalimanı var.

-Muğla’da aynı işinize mi devam ediyorsunuz?

-Evet taahhüt ve hizmet işlerine devam ediyorum. Ayrıca yiyecek sektörüne de girdim. Kötekli’de yaz kış faaliyetlerini  sürdüren bir restaurantım var.

-Her iki iş kolu da çok farklı, takibi biraz zor olmuyor mu?

-Çalışanlarım çok iyi insanlar. Ekibiniz iyi olursa hangi iş kolunda olursanız olun hiç mesele kalmıyor. Bakış açımızda nasıl isek o şekilde davranış görüyoruz. Çalışanlarım beni çok severler çünkü onlara ağabeyleri gibi davranıyorum.

-İstanbul’da siyaset yaptınız, sonra siyasi aktivitenize ara verdiniz. Peki BBP ile birlikteliğiniz nasıl başladı?

-Muğla’ya gelip gitmelerim döneminde BBP İl Başkanı Nami Kepenekli .  Nami bey aynı zamanda hemşehrim olur. Bu arada bahsetmeden geçemeyeceğim özellikle Sivaslı olması nedeniyle de hukukumuzun bulunduğu Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun uzun bir süre de olsa emeği göz ardı edilemez. Rahmetlinin “Haksız bir davada milyonlarla yürüyeceğime; haklı bir davada yalnız yürürüm” sözü beni çok etkilemiş ve kulaklarımda yankıları daima sürmüştür. Dolayısıyla Muğla İl Başkanlığı teklifi geldiğinde düşünmeden kabul ettim. İl Başkanlığı konusunda çok yeniyim daha 4.5 ay önce bu göreve başladım.

-Sizin için hayırlı olsun başkanım. Biraz siyasi çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

-Siyaset menfaat için yapılmamalı. Biraz gerçekçi olmalı ve ayaklarınız yere sağlam basmalı. Partimi temsil eden il başkanı olmama karşın işlerimin hepsi resmi kurumlara endeksli olmasına karşın gönlümdeki istediğim yerdeyim. Örneğin; her partiyi  temsil eden belediyelerle çalışıyorum. Eğer işinizi düzgün yapıyorsanız ki öyle… Siyaset inanın ikinci planda kalıyor. Ticaret dik ve düz duruyorum. O yüzden kendimle ilgili herhangi bir kaygım yok.

-Peki siyasi misyonunuz nedir?

-Aktivitelerimiz içinde halkın birbiriyle kaynaşması için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Siz de biliyorsunuz ki, sporun insanları birbirine kaynaştırması kaçınılmazdır. Bu anlamda Muğlaspor için uğraşıyorum. Ve Muğlaspor’u Sivas Spor’un pilot takımı yapabilmek için uğraşı veriyorum. Bu anlamda Muğlaspor’un geçmişte o anlatılan muhteşem zaferlere tekrardan imza atacağına inanıyorum. Hiçbir zaman spor organizasyonlarının büyüklüğü tartışılmaz. Muğlaspor’un üst liglerde oynaması esnafa da katkı sağlayacaktır. Sivas Spor’u buna örnek gösterebilirim. Bu konuyu plan ve programımıza aldık. Bu konuda Muğlasporlu yöneticilerle en kısa sürede istişare yapacağız.

Genel anlamda ticaretle de uğraşmam vesilesiyle organize sanayi bölgesinin oluşturulmasını da istiyorum. Genelde şu anda işi olmayan kişiler çok zor durumdalar. İnsanların ekonomik özgürlüklerine o ilde bulunan bol işyeri ile kavuşabileceklerine inananlardanım. Çalışan ve ekonomik özgürlüğü olan bir insan toplum adına daha yararlı bir fert haline gelebilir.

-Kişisel olarak ve siyasi kimliğinizle de kısaca bir durum değerlendirmesi yapacak olursak…

-Muğla olabilinen en iyisi hak ediyor. Muğla için kim taşın altına elini sokuyorsa onu onurlandırmalıyız. İşi hak edene verip yapamayanın kenara çekilmesini sağlamalıyız. BBP olarak Muğlalı ve Muğla’ya dışarıdan gelenlerin elele verip öncelikli olarak Muğla için neyi yapabilirizi tartışmaları gerekir. Doğru yerlerde birlikte olmalıyız. Hangi siyasi görüş olursa olsun, eğer o proje doğruysa onun yanında olmalıyız. BBP il başkanı olarak her türlü olumlu aktivitenin içinde olmayı tercih ederim. Özet olarak; şehir için doğru olan neyse onun arkasındayız. Yöneticiliğin o kadar kolay olmadığını, hatipliğin ise hitapla alakalı olduğunu bilmeliyiz.

-Muğla’nın büyükşehir olması hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Üzülerek söylüyorum Muğla’nın büyükşehir olması insanlara iyilik getirmeyecek. Düşünsenize Allah aşkına en ücra köşeye nasıl hizmet gidecek? İyi olmadı diyorum. Birazcık da kötümser olmamaya çalışıyorum. Bakalım neler olacak.

-Hobileriniz nedir?

-Gezmeyi çok seviyorum. Ailemle fırsat buldukça vakit geçirmeyi çok seviyorum. Ayrıca genç nesillerle de bir araya gelip sohbet etmek hoşuma gidiyor.

-Haber Gazetesi’nin nasıl buluyorsunuz?

-Başarılı bir gazetesiniz. Temennim uzun yıllar bu başarılarınızın devam etmesi yönündedir. Yerel medyanın bir çok ilde çok önemli olduğu varsayımından yola çıkarak çok anlamlı haberlerle toplumu doğru yönlendirip insanları bilinçlendirmek için yerel medya çalışanları olarak gerekeni yapıyorsunuz. Bu anlamda çok başarılısınız. Çok daha iyi olacağınıza da inanıyorum.

-Sayın başkanım, bu içten duygu ve dilekleriniz için size gazetem adına teşekkür ediyorum. Umarım Muğla için güzel projelerde buluşur ve Muğla için güzel işler yaparız. Çünkü Muğla çok güzel bir şehir olduğu için anlamlı olan her şeyi doğrusu hak ediyor.