Milli hakimiyet, egemenliğin doğrudan doğruya ve kayıtsız şartsız millete ait olmasını ifade eder.

Bu cümleden Mustafa Kemal Atatürk’ün milli hakimiyet anlayışı ilkelerini 3 başlıkta toplamak mümkün.

a)Emperyalistlere karşı ülkenin siyasi bağımsızlığı.

b)Halifeliğin olmadığı bir cumhuriyet düzeni.

c)İktisadi sahada tam bağımsızlık.

Günümüzde küresel süreçte emperyalizm yeni bir modla hakimiyet tesis edip milli güçleri egale ediyor. Oda spekülatif sermaye yoluyla silahsız olarak ülkeleri çökertiyor. Bir nevi iktisadi emperyalizm metodları ile sonuca ulaşıyor. “Kontrolsüz spekülatif sermaye”… Sonuç olarak emperyalistler Atatürk’ün ulusal politikalarına mağlup olmasına rağmen bugün spekülatif sermaye akışı yoluyla ülkeyi işgal etmiştir.

Geç idrak etmenin sonucu, memleket kan kaybetmiştir. Atatürk Türkiye’sinde iktisadi anlayışı tek tek maddeleştirerek döküm yapmaya gerek yok. Zira para ve tedavül metodunda izlenecek yolu zikretmesi maliye-üretim-para politikalarındaki metodolojiyi kavramasının en müşahhas delilidir.

Ne diyor bakınız: “Efendiler! Türk ekonomisinin çehreyi umumiyesini değiştirecek fütühat (fetih) mesabesindeki ilk işlemler mevcut bulunan efektif nakdiyeyi (para) batının müstevlilerin (istilacı) kullandıkları sistemden ari (uzak) tutmak gerekir. (M. Kemal Atatürk)

Kısaca batı para sistemleri içine girmeyiniz diyor. Türk Tarihinde ilk kez bir lider öngörüsünü konuşturuyor. Ölümünden sonra hiçbir zaman bu görüş ekonomiye hakim olmadı. Koca koca ilim adamları bu görüşün metodolojisini düşünme zahmetinde maalesef bulunmadılar. Hayata nasıl geçirileceğini dahi kapsayan makalelere rastlamak mümkün değildir.

Hep batı nazariyeleri, doktrinleri mehaz kabul edilmiştir. Maalesef gelinen nokta budur. Türkiye’miz dolayısıyla bizler müstemlekeden kurtulmamız Atatürk’ün tespiti ile matematiğinin kurularak, dökümanter olarak düşünen, aklı evvel siyasetçinin önüne konulmalıydı ki kurtuluşa erelim.

Bugün elimizde, bir tez tatbike bekliyor. “Milli Ekonomi Modeli” ve uygulaması olan “Sosyal Devlet, Milli Devlet” paranın, tedavül aşamasında dövizler karşılığı değil gayri safi milli hasılanın % 35 kadar Merkez Bankası makineleri çalışıp parayı basarak tedavüle arzedilecek görüşünü havidir.

Bu çalışmalar çoğalmalı ki, mevta haline gelen komünizma, kapitalizmanın ikamesi hayata geçme fırsatı bulsun. Şunu açıkça bilimsel olarak söyleriz. Bağımsızlık efektif nakdiye ile doğru orantılıdır.