CUMHURİYETİN DAHİ ÇOCUKLARI

Genelde dini bayramlarda başta tüm tanıdıklarımız, arkadaş, dost ve akrabalarla iletişime geçip bayramlaşır; bir birimizin bayramını kutlarız. Çok eskiden kartpostallarla kutlamalar yapılır dostlarımızı mutlu ettiğimiz gibi kendimizde çok mutlu olurduk. Artık günümüzde her birimizde var olan cep telefonlarıyla mesajlaşır veya konuşuruz. Gerçi bana mesaj göndermek çok sanal geldiğinden ben her arkadaşıma, eşim ve dostuma telefon ederek herkesin bayramını kutlarım.  Yine bundan çok kısa bir süre önce yad ettiğimiz Kurban Bayramında bir arkadaşımla konuşurken eski bayramların ahenginin bittiğini, galiba son kırıntılarıyla o günlerin güzelliğini yaşatmaya çalışıyor olmanın sohbetini belli bir süre yaptık. Evet hal hatır ve kutlama faslından sonra serzenişte bulunduğumuz tek konu buydu.

Sonrasında şöyle dalıp taa ..! Uzaklara gittim usumda … Çocukluğum ve çocukluğum döneminde yaşadığım gerek dini, gerekse Milli Bayramları anımsamaya çalıştım. Gözümün önüne  gelen ilk şey bugünlerin çok şenlikli, çok hareketli olduğu idi. Gerek 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı, gerekse 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, gerek 30 Ağustos Zafer Bayramı, gerekse 29 Ekim Cumhuriyet Bayramıyla milli bayramlar ile Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramını idrak ettiğimiz Dini Bayramlar bir çırpıda film şeridi gibi geldi ve geçti. Hele o bayram günlerine dair rahmetli babamın çektiği fotoğraflar hala fotoğraf albümümü süsler. Kah okul önlüğü, kah okul mızıka takımının üniformalarıyla elde bulunan fotoğraflarımı zaman buldukça inceler ve yüzümde tatlı bir tebessüm oluşur. Peki bayram alanlarına kurulan o kürsüler de mini minnacık ellerin büyük sınıflara gidinceye kadar ki süreçte kendi kendime komut vererek okuduğum şiirlerin halleri ; aradan onca yıl geçmesine karşın hala gözlerimin önündedir. Bayram öncesi, bayram süresi ve bayram sonrasında oluşan o hareketli ve hararetli koşturmalar ve konuşmalar hiç bitmezdi o dönemler… Kısacası bayramların bir anlamı ve ağırlığı vardı üzerimizde … Çocuğun, gencinin, delikanlıların ve yaşlıların…

Bu telefon kutlamaları sonrasında düşüncelerimde geriye gittiğimde ilk aklıma gelenlerdi sizinle paylaştıklarım… Aylar, yıllar ne çabuk gelmiş… Her birimiz belki de yitirdiklerimizin arkasından şöyle bir baktık, belki de gözlerimiz dolu dolu oldu. Kim bilir çok üzüldük. Şahsen o günleri çok arıyor ve çok özlüyorum. Kim bilir belki de yaşanmışlığın ardından uzun uzadı ya baka kalmak gibi… Bayram coşkusunu yaşayarak hep bir araya gelmek, bir bütün olmaktır. Kim bilir özlem duyduğumuz …!

Günlerin günleri, ayların yılları kovaladığı gibi her şey son hızla geçmiş. O heyecanlı dinamik bayram günleri adete tarih olmuş, yok muş, tamamen ortadan kaybolmuş. Artık ne derseniz deyin.

Bundan yaklaşık bir hafta önce Cumhuriyetimizin 90. Yıl Dönemini Kutladık. Bir eski bir yeni derken o dönemlerden yine Cumhuriyet Bayramı akşamları kutladığımız fener alayları olurdu. O da kaybolmaya yüz tutmuş derken bundan bir hafta önce öyle bir Cumhuriyet Bayramı akşamı yaşadım ki … Hani ne derler adeta üzerimde bulunan toz zerreciklerinin hepsini silkeledim. Cumhuriyet Bayramı coşkusunun Atatürk Heykelinde kurulan sahne ile büyük ekranlara taşınan görseller ve marşlarla desteklenen o coşkuya katılan ahenk, gece yolcuları müzik grubunun enfes şarkılarıyla zirve yaptı. Akşam yemeği sonrası bir solukta geldiğim Cumhuriyet Meydanında o coşkulu kalabalıkla bir arada olmanın mutluluğunu yıllar sonrada olsa doyasıya yaşadım. Marşlar, Marşlar, Marşlar derken bu coşkunun yıllar sonrasında kalbimin en derinliklerindeki heyecanıyla adeta uçma noktasına geldiğimi söyleyebilirim. Hele hep bir ağızdan Cumhuriyetin dahi çocuklarının seslendirdiği, seslendirdiğimiz andımızın gecenin karanlığını yırtarcasına yankılanması bu güzelliğin en muhteşem tarafıydı.

Ve Gece Yolcuları şarkılarıyla bu geceye öylesine coşku verdiler ki.. Unutulmuş bayramların bayram coşkusunu bu bayram günü akşamında doyasıya el birliğiyle yaşadık. İnanıyorum ki en az benim kadar sizlerde bu coşkuyu yaşamışsınızdır. Biliyorum ki tüm Muğla oradaydı. Son dönemde Muğla’da düzenlenen festivalden sonra yaşanan en muhteşem coşkuydu. Yıllar sonrasında yaşadığım ve hareketli geceyi neden bu kadar abartıyorsunuz deseniz de benim için büyük önem arz ediyor. 29 Ekim Bayram gecesi mutluluğu son dönemlerde yaşadıklarımın belki de en güzeliydi.

Güzel olan, güzel yaşanan, güzel geçen her günün kalbimizde olan yeri bam başkadır. Önemli olansa asıl hissettiklerimizdir.

Bayramlar vardır gelir, gider… Ama önemli olan bayramların bizi bir araya getirdiği ve insanlığımızı kalbimizin derinliklerinde yaşadığımız günlerdir.  Öyleyse nice bayramlar hep bizi kucaklasın. Kısacası bizi bize versin…

Önemli olansa bu…!

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.