YATAĞAN'DA SÜPÜRGECİLİK SÜPÜRGE USTALARI- TURAN SERİN- HAYATIN İÇİNDEN

Merhaba dostlar arkadaşlar, merhaba değerli okuyucularBugün sizlere evlerimizde işyerlerimizde kullandığımız süpürgelere yön şekil veren Yatağan'lı, Yatağan'da Süpürge örme işi yapan 1981 doğumlu Erol Coban 'ı ve süpürgelerini...

YATAĞAN'DA SÜPÜRGECİLİK  SÜPÜRGE USTALARI- TURAN SERİN- HAYATIN İÇİNDEN

Merhaba dostlar arkadaşlar, merhaba değerli okuyucular

Bugün sizlere evlerimizde işyerlerimizde kullandığımız süpürgelere yön şekil veren Yatağan'lı, Yatağan'da Süpürge örme işi yapan 1981 doğumlu Erol Coban 'ı ve süpürgelerini anlatacağım…

Erol dürüst çalışkan bir insan. Yaşadığımız mahallemizin insanlarından. Mermer ocakları mermer fabrikalarında çalışıyor. Boş kalan zamanlarını da darı hasır süpürge örerek değerlendiriyor... Bu iş yan ek iş. Yan ek iş yaparak aile bütçesine daha fazla katkı sağlıyor.

Muzaffer İZGÜ yazdığı öykülerde anlatırdı. Aldığı maaş yetmeyince memur öğretmen ek yan işler yapardı diye. O güzel insanın " Yumurta Satan Öğretmen " öyküsü bunu çok iyi anlatır.

Dün olsun bugün olsun dar gelirli insanlar asgari ücretle çalışanlar, düşük maaşlı çalışan işçi memur  yan ek iş işler yapar tutar hep. Ya da babasından anasından imkânı varsa yardım destek alır. Yoksa hali dumandır. Sağlıklı beslenemez. Üstü başı perişan gezer. Çocuklarını okutmakta kitap defter almakta çok zorlanır. Harcamaları geliri kadardır. Kısıtlıdır...

Erol'da hayatın yaşamın zorluklarını görmüş olacak ki hayata yaşama dört elle sarılmış. Kendisini ailesini daha rahat mutlu yaşayabilmek yaşatabilmek için sosyal bir güvenceye kavuşmak varmak istiyor. Bunun da ancak çalışmakla emek alın teri ile olabileceğini görüyor.

Ona bugün telefon ile hal hatır sordum.

- Komşum Erol merhaba. Ne yapıyorsun? dedim.

- Turan abi süpürge örüyorum. İstersen çık gel dedi.

Olur dedim. Bende ne zamandır merak ediyordum bu süpürge örme işini. Bir iki laflaşır bilgi alırım dedim. Çektim vardım yanına. Erol boş sıvasız odaya tezgahı kurmuş. Boğum boğum bağlanmış darı hasır süpürgelikler, örülmüş süpürgelerle Erol beni karşıladı. Her evde iş yerinde bulunan darı hasır süpürge der geçeriz.

Ne " olcik" süpürge " demi" bu diyenler çok çıkar. Biraz da küçümsedikleri olur. Oysa evi bahçeyi işyerlerini süpürge ile süpürürüz temizleriz. Her ne kadar elektrik süpürgeleri çıksa da daha pratik kolay çabuk iş yapsa da, darı hasır süpürgelerin pabuçu daha dama atılmış değil...

Halâ her eve her dükkana işyerine lazım. Erol ÇOBAN' da bu işin farkında. Ataları dede neneleri bu işi yıllarca yapmış. Bu ailede nesilden nesile gelen meslekmiş. Küçük dayısı Galip bu işi sürdürmüş. Sonra dayısından bu işi Erol öğrenmiş devam etmiş. Ama kolay olmamış.

- Size kim derler ? Bu süpürge örme işi nasıl başlamış diye sordum.

- Bize anam tarafına Ümmet Aliler derlermiş. Ümmet Ali oğlu Mehmet Aslan'a bu işi öğretmiş. Mehmet dedem küçük oğlu Galip'e öğretmiş. Bende dayımdan öğrendim. Galip dayımdan çok korkardım...

- Neden korktun Galip dayından?

- Anlatayım Turan abi.

Bende merak edip merakla dinlemeye başladım.

- Galip dayım birgün gözümün önünde oğlu Serdar'a bir dayak attı bir dayak attı. Serdar'ı elinden kimse alamadı desem yalan olmaz. Ben korkudan sindim saklandım. Kümesteki tavuklar bile çok korktu. Onlar bile başladı kümesde "dakduk dakduk " etmeye. Abi ondan sonra Galip dayımdan hep korktum kaçtım. Karşılaşmamaya çalışırdım. Evine gitmeye varmaya çekinir korkardım. Ama çok güzel süpürge örerdi. İşi işçiliği güzel derdi süpürge ördürenler süpürgesini dayımdan alanlar.

- Peki dayından bu işi nasıl öğrendin?

- Anama birgün Emine ana dedim. Ben Galip dayımdan süpürge örme işini öğrenmek istiyorum. Emme dayımdan korkuyorum. Kendine gidip kendim söyleyemedim söyleyemedim bir türlü.  Anam birgün söylemiş. Dayım biz insan yemiyoruz. Erol'da büyüdü çor çocuk sahibi oldu. Gelsin göstereyim öğreteyim demiş. Bende bu işi dayımdan öğrendim. Erol bir taraftan suya ıslayıp hazırladığı süpürgeleri dikiyor bağlıyor. Hem benim sorularımı yanıtlıyor. Ama bir anda gözleri bir noktada askıda kaldı. Hayırdır Erol ne oldu dedim. Hiç dedi ama gözleri de ağlamaklı olur gibi oldu. Sonra kendini çabuk toparlayıp anlatmaya başladı.

- Benim Ali abim vardı. 1994 lerde motorsiklet mobilyet kazasında kaybettik. Yirmi altı yıl oldu Ali abim öleli. O kazayı Yatağan'da duymayan kalmadı.

Kuzu fırında çalışan Günay'la Ali abim mobilliyetler hızlı suretliymiş. Kafa kafaya çarpışıyor. Abim Ali ölüyor. Günay kurtuluyor... İşte öyle derken elindeki küçük süpürgenin örme dikme işini de bitirdi Erol. Süpürge işi başlı başına bir iş bir meslek. Erol anlatmaya devam ediyor.

- Bizim Yatağan'da insanlar yazın ovaya bağ bahçe yaptığında domates biber patlıcan yanlarına aralarına süpürgelik darı tohumlarını ekerler. Kendi ihtiyaçları kadar..Bunları gelişince keserler. Yağmur yaştan korurlar. Benim gibi süpürge yapan örenlere getirirler. Bizde bu uzun telli lifli otları diyelim büyük emek zahmet vererek süpürge yaparız. Peki Erol dedim.

- Bu süpürge otu diyelim dediğin geldi. Hangi işlemlerden sonra elimize süpürge olarak geliyor diye sordum. Bak dedi Erol, şu bohça gibi sarılı üzerinde getirenlerin adları soyadları yazılı kuru telli otlar önce birbir elden geçirilir. Küçük büyük ayırırsın. Küçükler küçük, büyükler büyük süpürge yapılır. Hepsi birbir temizlenir. Birer süpürgelik süpürgelik ayırır bağlar bağlar bir kenara koyarsın. Bunları öreceğin zaman akşamdan sabaha kadar suya ıslatırsın. Hepsi sabaha kadar "hamır" (hamur) gibi olur. Örerken sapını yaparken kırılmaz yumuşak esnek lastik gibi olur.

Bu arada biz laflaşır söyleşir, Erol süpergelerini örerken eşi Fatma sade kahvelerimizi getirdi. Ne der atalarımız "bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır." Kahvelerimizi içtik. Ben fotoğraflar çektim. Erol anlatmaya devam ediyor.

- Bu işi sekiz dokuz yıldır yapıyorum. Kahveye mahveye fazla takılmam. Zaten şu ara KORONA yüzünden her taraf kapalı. Gelirim burda bu işlerimi yaparım. Ördüğüm tane süpürge başına üç beş lira neyse paramı alırım. Süpürge ustası olunca ilk müşterin kim oldu dedim.

Gülerek

- Kamil dayı oldu. Şu bizim komşu Nizamettin abinin babası dedi. Her geçen yıl artmış müşterisi.

Erol'un yaptığı işe iyice baktım. Anlattıklarını can kulağı ile dinledim. Ona teşekkür edip yanından ayrıldım. Her iş meslek gibi süpürge örme yapma işi de zahmetli yorucu. Emek istiyor.

Bilgi beceri istiyor. Günümüzde birçok iş meslek zanaat dalı yok olurken SÜPÜRGECİLİK işi mesleği bakalım nereye kadar çağa zamana dayanabilecek. Var olup yaşayabilecek.

Süpürgecilik işi yapan güzel insanlara kolay gelsin. Selam olsun. Kötülükleri pislikleri süpürge ile süpürün gitsin.

Sevgi saygı ile

Esenkalın...

02.01.2021

Turan Serin

Bu haber toplam 154 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.