YALNIZ BİR SOKAK ADAMI

İnsanlar yaşam sürecinde olabilenle vardır, veya yoktur… Hani masallar bir varmış bir yokmuş diye başlarlar ya… Ya varsınızdır, yada yok..!    Doğarız, büyürüz, gelişmişlikte görüp görebildiğimiz, duyabildiğimiz, hissedebildiklerimizle rüzgarın önünde savrulan giden yaprak misali bir o yana bir bu yana gider geliriz… Bir amaç uğruna yaşanmışlığın mı yoksa, yaşanmamışlığın mı tanımıdır savrulmak… İşte bunu hayat içinde ne ve kimle olduğumuzla ilgili oluşumlarda anlarız. İnsanoğlunun yaşadığı süre içinde olumlulukla olumsuzluk aslına bakarsanız bir türlü yakasını bırakmaz. Her alanda yaşanmış veya yaşanmakta olan insan öyküleri hayatımızın birer parçası gibidirler… Üzülürüz ama üzüntümüzü def edecek bazı yaklaşımlarla ve ne yaparızla iç benliğimizi biraz rahatlatırız ve bu yaşam öyküsünde zorluklar için de bin bir zorlukla uğraşan insanlarımızı ki onlar da bizim insanlarımız; elimden  gelenlerin dışında efor sarfederek bu insanlarımızın acısını biraz olsun hafifletebiliriz. İnsancıl yanımızın yok olduğuna tanık olduğum son dönemde gördüklerime veya duyduklarıma inanmakta zorluk çekiyor olmakla beraber gerçeği yüzüme tokat misali inmesiyle artık şehrimde sokaklarda sabahlayan, uyuyan, yaşamını sürdürmeye çalışan ve bidon / kovaları karıştıran insan manzaraların gözden kaçmayan ama gönlü yaralayan bir hareket olduğunu söylemeliyim.

Muğla Türkiye Cumhuriyetinin en küçük, en sakin ancak turizm şehri olması nedeniyle transit geçişin en yoğun olduğu illerden birisidir. Fazla nüfus yoğunluğu olmadığından hemen herkesin bir birini çok iyi tanıdığı şehrimiz de bu tür olumsuzluklar hemen göze çarpıyor.

Akyol’daki Pazar yerini bilmeyeniniz yoktur. Bu Pazar yerinde bulunan blokların üzerinde uzay saç çatılar vardır. Bu çatıların dışında başka korunma imkanı olmayan, etrafı açık adete sokak havasında olan Pazar yeri alanın da üst üste yığdığı birkaç eşyanın haricin de, yatmak içinse altına koyduğu birkaç katlanmış koliyi kilim haline getiren ve sokakta yaşayan bu adamı sanırım çok dikkatli olanlar veya çok duygusal olanlar hemen fark ediyorlardır. O çok aşırı soğuk, o çok aşırı sıcaklarda bile gecenin bir saatinden sabahın ilk ışıklarına kadar evsiz, barksız burada yaşantısını sürdürmeye çalışan bu kimsesiz insanın geçmiş yaşantısından bu güne, ayrıca devam eden yaşantısının nedenli zorluklarla dolu olduğunu, olacağını konakladığı yerden anlayabilirsiniz. Yazı kadar, kışın da Muğla’nın o soğuk kış gecelerinde ev içinde yaşantılarını sürdüren bizlerin bile nedenli üşüdüğünü düşünürsek, dışarıda sabahlayan bu insanın vaylar olsun haline...! Konaklamayı geçtik..  Ne yer, ne içer, karnını nasıl doyurur ? Yeterli beslenmeye ne kadar yakındır ? Sağlık durumu nedir ? İlk etapta akla bu sorular geliyor. Herşeyin olumsuz seyrettiğinin farkındasınızdır. Ancak biraz olsun içinde bulunduğunuz üzüntülü durumdan biraz olsun sıyrılmak için bu soruları kendi kendinize soruyorsunuz..!

Birkaç kere konuşmak istedim. Ancak korkulu gözlerle sanki insanlardan kaçar gibi, yaşam tarzına ayak uydurmaya çalışan bu kişi kimlerin, nelerin onu bu hayata itmesiyle bu çileyi yaşıyor. Verdiğiniz herşeyi kolaylıkla kabul etmeyen, içtiği sigarasını bile etraftan topladığı eski eşyaları ve hurdaları satarak alan bu kişi onurlu bir şekilde yaşam mücadelesini sürdürmeye çalışıyor. Hurdalarını taşıdığı eski bisikletini ve ona eşlik eden  iki sokak köpeğiyle yaşamın tüm tasasını sırtında taşıyarak, belki de daha önce yaşadığı ortamdan ve sevdiklerinden çok uzakta; gözleri uzaklara gidip, elinde tuttuğu sigara dumanının kargaşası arasında dalıp gidiyor.

O bir insan, o da bir kalp taşıyor. Seviyor, ağlıyor, üzülüyor, kim bilir en son ne zaman güldü refleksleriyle yaşamın kargaşası içerisinde tesadüfen geldiği bu şehir de yaşam mücadelesine devam ediyor. Mücadele diyorum, çünkü hepimiz yaşamın iyi yada kötü herhangi bir yerinde yaşam kavgasına devam etmiyor muyuz ?

Onbinlerin, yüzbinlerin tüm yer yüzünde yaşayan bu insanların sokaktaki halleri gerçeğinden yola çıkarak ‘Onların sokakta yaşamalarına kayıtsız kalamıyor, kalamıyoruz’

Oda bir gün dünya ya geldiğinde sevgili anacığının kucağında ‘HAYATA MERHABA’ dediğinde bir gün sokakta yaşayacağını bilemezdi ki. Sevgisiz ve saygısızlığın boy yaptığı insanlar arası ilişkiler de ‘SOKAKTA YAŞAYAN YALNIZ ADAMIN’ içinde bulunduğu durum beni aşırı rahatsız etti. Bende olduğu gibi herkesin de rahatsızlık duyacağı bu durumdan dolayı insanların ellerini kalplerinin üzerine koyarak çok ince düşünmeleri gerekiyor. Kaldı ki hiç bilmediğimiz bir nedenden dolayı içinde bulunduğu bu durumdan onu kurtarmamız hepimizin boynunun borcudur. Buradan herkese her kesime böylesi durumlarda daha hassas olmalarını tavsiye ederim.

Her konuda potansiyel olarak tüm olumsuzlukları yaşabilecek insanlar topluluğu olduğumuzu unutmayalım. Olana bitene gözümüzü kulağımızı kapatmayalım.

Zira kul kulluğunu her zaman bilmeli.. Çünkü düşmez kalkmaz bir Allah’tır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.