“ÖLÇÜDE VE TARTIDA HİLE YAPANLARIN VAY HALİNE”

Bugün bu başlıkla çıkmak istedim aslında bir hatırlatma.

Çünkü çevremizde gördüğümüz, tanık olduğumuz olaylar Kur’an’ın 83/1 Mutaffifin ayetini unuttuklarını görüyoruz. Geçtiğimiz hafta bir eğitimcimizi kaybettik. Ölüme ötüren yol yerel basında,  birçok sosyal medya hesaplarında yer aldı.

Bir usulsüzlüğü direndiği için,  istifaya zorlandığı, genel müdürü (hayat boyu öğrenme) ile görüşmesi sonrası (bölümü ile ilgili genel müdürden olur aldıktan sonra), il Müdürü’nün baskısı sonucu vefat ettiği bilgisi basında yerini aldı.

Evet, başlıkta Ölçüde ve Tartıda hile yapan ifadesinden anlatılan, vicdanı bozulanları da işaret etmesi beyhude değil. Peki, burada vicdanı, devlet memuru ve amirin,  görev ve sorumluluklarından söz etmek gerekmiyor mu?

Elbette tekrar hatırlatmakta yarar var. Vicdanın birçok tanımı olmakla birlikte ben bir tanımdan yola çıkmak istiyorum.

Vicdan: kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma sorumluluğunu da yükleyen içsel güçtür.

Aslında kişinin kendi iyi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değeri, temel alarak yaptıklarının veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir.

Bu kavram birçok dinde, felsefi akımlarda önem verilmiş bir kavram.

Bir insanda vicdan devre dışı kalmışsa böyle bir insanın sağlıklı düşünüp, ölçüp biçmesi, sağlıklı hükümler vermesi beklenmez. Hele ki bu insan kamu hizmeti veriyor ve amir konumundaysa.

Vicdanı rahat olmayan insanlar günah işliyor anlamına gelir.

Günah; kalbi rahatsız eden ve başkalarının bilmesinden hoşlanılmayan şeydir.

Memur ise;

İdari bir sisteme bağlı olarak kamu hizmetini yapmakla görevlendirilen meslek grubuna verilen isimdir. Kamu görevlisi sıfatına sahip olan memurlar devletin güvencesi altındadır. 657 sayılı yasa da görev ve sorumlulukları belirtilmiş olup en temel olan birkaç maddesi şöyledir:

  • Türkiye cumhuriyeti kanunlarına sadık kalmak
  • Kendine teslim edilen devlet malını korumak
  • İşbirliği içinde çalışmak
  • Görevini yerine getirirken dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmemek vb.

Memurluğa kabul şartlarında ise;

  • Anayasal düzene ve devletin güvenliğine karşı suç işlememek
  • Kişinin aktif sağlığının yerinde olması
  • Akıl sağlığının yerinde olması
  • Kamu haklarından mahrumiyeti olmaması

Evet, kurum giriş koşulları böyle iken biz nelere tanıklık ediyoruz?

Yıllarca okumuş eğitimini tamamlamış devlet memuru olacağım diye KPSS’ye uzun zaman hazırlanmış yılda 1 kez yapılan sınava geç kalan gençleri görüyorum. Bu durum sorumsuzluk değil de nedir?

Bazı görevlerde sağlık raporu isteniyor ama bana göre tüm kamu hizmeti görevini üstlenecek herkesten sağlık özellikle akıl sağlığı yönünden araştırılmalı ve raporu istenmeli.Kamu da çalışma barışının sağlanması ve üretimin artırılması için devlet memurlarına amirlik yapan meslek mensuplarının çalışmalarının özellikle psikolojik yönden takibi çok iyi ve tarafsız yapılmalı.

Amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanın da ve eksiksiz olarak yapmaktan, yaptırmaktan maiyetindeki memurları yetiştirmekten görevli ve sorumludurlar.

Ayrıca maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır.

Yine amir maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez.

Memurdan hususi menfaat temin edecek talepte bulunmaz, hediye kabul edemez, borç alamaz.

Memur ise;

Verilen emir sözlü bir emir, yasalara aykırı ise bu emir yerine getirilmez, amire durum bildirilir.

Amir emri yazılı olarak bildirirse bu kez emir yerine getirilmelidir. Eğer verilen emir mevzuata aykırılık yanında suç ise, bu görev amir tarafından yazılı olarak tekrar edilse bile yerine getirilmez.

Yukarıda belirtilen maddeler 657 sayılı Devlet Memurları kanunda belirtilen görev yetki ve sorumluluklar. Ancak biz bu durumu birçok kurumda görüyoruz, şahit oluyoruz. Amirler tarafından uygulanan mobing, kamu görevini yerine getirirken vatandaşlar arasında yapılan ayrımlar hep toplumun şikâyetçi olduğu konular.

Bu bakımdan son söz olarak şöyle söylenebilir. İnsan hakları ve Çalışma barışı için her sektörde eğitim başta olmak üzere sağlık hizmeti, güvenlik, yerel yönetimler görevlileri vb. hizmet içi eğitimler bu eğitimlerin uygulanıp uygulanmadığının denetimleri yapılmalı

“Vicdan yanılmaz bir biz onun öldürmedikçe.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.