MUĞLASPOR BAŞKANI EMİNER İÇTEN:

YÖNETİME GELDİĞİMİZDE 2.7 MİLYON BORÇ VARDI

Yönetime geldiğinde, kelimenin tam anlamıyla bir “enkaz” devralan Eminer İçten, Mayıs 2011’de kulübün toptan borcunun 2.7 milyon TL olduğunu söylüyor:

“Yönetime gelirken denetçilerimizin raporlarından da anlaşıldığı üzere büyük bir borç yükü olduğunu biliyorduk. 2 seneden bu yana da geldiğimiz noktaya baktığımızda, sosyal sigortalar ve vergi gibi borçların dışında 2010 senesinden bu yana hiçbir borcumuz olmadan bu noktaya geldik.”

Eminer İçten, “2006’dan bu yana bilançomuzda gözüken borçları saymazsak, sadece yapılandırma borçlarının kaldığını görüyoruz” derken,“İşleyen bir mekanizmada, her müessesede olacak borçlardır. Zaman zaman sıkıntıya düştüğümüzde yöneticilerimizden borç aldık” diyor…

900 BİN LİRA BORÇ ÖDENDİ

Bugüne kadar 160 bin lira kredi, 115 bin lira yöneticilerden nakit borç almak suretiyle yaklaşık 265 bin TL borç alındığını hatırlatan İçten, ödenen borcun 900 bin TL olduğunun altını çiziyor.

Ödenen 900 bin TL’nin yanında, sildirilen borçlar da olduğuna değinen İçten, “Şu anda Muğlaspor’un sadece yapılandırma borçları kaldı. Kulüp kendi imkanları ile varlığını sürdürecek durumda. Ama sportif faaliyetler için gelirimiz yok. Bu da yönetim kurulunun çalışmaları ve iş adamlarımızın bağışları ile bu sene daha iyi bir kadro oluşturduk. Geçen sene biz bu senenin hazırlığını yapmıştık” şeklinde konuşuyor.

“ÖNCE BORÇ ÖDEYELİM DEYİNCE TEPKİ GÖSTERENLER OLDU”

Eminer İçten başarı sağlayacak bir takım oluşturulduğunu da vurguluyor:

“Hem borç ödemek, hem başarılı olmak mümkün değil. Geçen sene kendi genç çocuklarımızdan oluşan bir takımla mücadele ettik. Amacımız hedefi olan bir takım yaratmaktı. Bu yıl, geçen seneki kadrodan 14 futbolcumuz var takımda. Takviyelerle iddialı bir takım haline geldik. Önce borçlarımızı ödeyelim, sonra başarı hedefleyelim dediğimiz zaman çok tepki gösteren oldu. Sahip çıkmayan kesime baktığınız zaman, Muğla’nın düşünen, Muğlaspor’u seven insanların hep bizim yanımızda olduğunu gösterdi.”

Eminer İçten, kulübün başına şampiyonluk vaadi ile gelmediğini hatırlatıyor:

“Bizim amacımız Muğlalılara spor yaptırmak, onlardan oluşacak kadrolarla takım yaratmak, kurumsallaşmış, şeffaf, kişilere bağımlı olmayan bir kulüp kurmak için yönetime geldik.”

“2006-2011 ARASINDA SSK’YA PARA ÖDENMEMİŞ”

“Muğlaspor’un bu durumda olmasından dolayı çok üzülüyorum. Deplasman maçlarına gittiğimiz zaman üzüntüm artıyor, çünkü tesis, stat gibi fiziki imkanlarımız bırakın amatör takımlarını, pek çok profesyonel lig takımında yok” diye konuşan Eminer İçten, “Yetenekli, futbola yatkın çocuklarımız, tesislerimiz var, bütün mesele gerekli can suyunu bulmak. Bu can suyu da ekonomi… Para kaynakları da yaratıldığında başarı için her koşul tamamlanmış olacak…” diyor…

Eminer İçten, nasıl büyük bir borç yükü altına girildiğini şöyle anlatıyor:

“2006 senesinden sonraki yönetimler Muğlaspor’u başarılı kılmak için pahalı transferler yaptılar. Ancak büyük harcamalar başarı getirmedi. Ödemelerde açıklar verildi, bütçeye göre hareket edilmediği gibi kurumlara hiç borç ödenmemiş. 2006’dan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu’na hiç para yatmamış. Biz gelinceye kadar, yani 2011 Mayıs’ına kadar ödeme yapılmamış.”

BELEDİYE DESTEĞİ OLMADAN KULÜP AYAKTA KALAMAZ

Eminer İçten, Muğla Belediyesi’nin takıma destek olduğunu da sözlerine ekliyor:

“Muğlaspor tarihine baktığınızda belediye başkanlarının, kulüp başkanlığı da yaptığını görürsünüz. Muğlaspor hep belediye desteği alarak bugünlere gelmiştir. Belediye desteği olmadan Muğlaspor’un ayakta kalması mümkün değil.”

Bütçeyi sarsmadan, istikbal vaat eden bir takım kurduklarına değinen içten,“23 yaşı geçen yalnızca 4 futbolcumuz var… İyi kadro kitleleri stada çekecektir. Kitlelerin olduğu yerde siyasiler, siyasilerin olduğu yerde de bürokratlar vardır. İyi takım, siyasetçileri ve bürokratları da stada çekecektir” açıklamasında bulunuyor.

MUĞLALILAR KENDİ ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKMADI

Alt yapıyla ilgili İçten, şunları söylüyor:

“Türkiye’de alt yapı olmamasının nedeni az sayıda maç yapılmasıdır. Bir futbolcu 10 maçla sezonu tamamlayabiliyor. Bir futbolcunun yetişmesi için yılda en az 30 maç oynamalı. Bu sene alt yaş gruplarını, üst yaş gruplarında da oynatarak çok maç yapmalarını sağlayacağız.”

Eminer İçten, Muğlalıların takıma sahip çıkmadığından yakınıyor:

“Geçen sene Muğlalı çocuklardan oluşan bir kadro vardı. 21 futbolcumuz Muğlalıydı. Hepsinin ailesi, arkadaşları gelse, statta seyirci sayısı çok olur diye düşünüyordum. Ancak öyle olmadı. Muğla kendi çocuklarına sahip çıkmadı. Basını da buna katmak gerekiyor. Basın Muğlaspor’a yeteri kadar önem vermiyor. Muğlaspor’la ilgili haberler gazete sayfalarında yeterince yer almıyor.”

MUĞLASPOR TEKNİK DİREKTÖRÜ LEVENT BAYRAKTAR:

PARAYLA ŞAMPİYONLUK SATIN ALINMAZ

Muğlaspor Teknik Direktörü Levent Bayraktar, profesyonel futbolculuğa Muğlaspor’da başlamış bir isim:

“Doksanlı yılların başında bu kulüp diğer takımların korkulu rüyasıydı. 7 bin- 8 bin seyirciye oynadığımız maçları hatırlıyorum… İnsan o günleri büyük özlemle anıyor. Hepimiz Muğlaspor’un şu anki Bölgesel Amatör Lig’i hak etmediğini biliyoruz. Altın çamura bile düşse, değerinden bir şey kaybetmez. Zaten biz gelen futbolculara da bu formanın ne kadar önemli olduğunu, sıradan bir takım olmadığını anlattık.”

KASETTEN İZLEYİP FUTBOLCU ALINMAZ

Levent Bayraktar, Muğlaspor’un 2012-2013 sezonunu 9. sırada tamamladığını ve liderle arasında 28 puan olduğunu vurgulayarak transfer politikalarını şöyle açıklıyor:

“Genç, dinamik, koşan bir takım vardı. Ama sıkıntılı bir sezon yaşandı. Mevcut kadrodan ayrılan çok oyuncu oldu. Bu sezon laf olsun diye transfer yapmadık. Aldığımız oyuncular, benim çalıştığım, bildiğim ya da izlediğim futbolcular. Daha önce ciddi transfer hataları var. Kasetten izleyerek futbolcu transferleri yapıldı. Oyuncunun bir sezonda oynadığı en iyi maçların en iyi pozisyonlarının kulüp başkanlarına izlettirilmesi ile transferler gerçekleşti. Transfer yaparken oyuncuların kalitesi kadar kişiliği de önemli bizim için. Uyumlu, karakterli, sabırlı oyuncuları kattık takımımıza. Parayla şampiyonluğun satın alınmayacağını biliyorum. Bu takım çok başarılı olabilir. Yeter ki, takıma destek olalım.”

9 TRANSFER YAPILDI

Hazırlık maçlarında ilk defa beraber oynayan bir takımın sahada olduğunun altını çizen Bayraktar, “Takım birbirine alıştığında diğer takımların korkulu rüyası oluruz. Diğer takımlar gibi büyük rakamlara transferler yapmıyoruz. Bizim yıllık anlaştığımız paraları peşinat olarak veriyorlar… Şu ana dek 9 transfer yaptık” diyor.

PEK ÇOK TAKIMIN MUĞLASPOR GİBİ TESİSİ YOK

İzmir kulüplerinde görev yaptığını hatırlatan Bayraktar, “Bucaspor ve Altınordu’yu saymazsak, Karşıyaka’nın, Altay’ın, Göztepe’nin; hele hele altyapılarda Muğlaspor’unki gibi tesisleri yok. Karşıyaka U-17 takımını çalıştırdım. Bir sahada 4 takımın antrenman yaptığını hatırlıyorum. Futbolcular çeyrek sahada çalışıyordu. Burada futbolcuların özel çalışma yapması olanağı var. Lojmanla antrenman sahasının yan yana olması büyük bir avantaj. Ortaköy’deki çim saha da mükemmel. Bu imkanların değerlendirilmesi gerekiyor” diyor.

AMATÖR LİGDEN KURTULMAK ZORUNDAYIZ

Bayraktar, kulübün ekonomik durumu nedeniyle alt yapıdan yetişen yetenekli futbolcuların kulüpte tutulamadığını belirtiyor:

“Kulübün ekonomik şartları çok önemli. Ozan Sol bu kulübü aşmış bir futbolcuydu. Profesyonel liglerde olsaydık, Sol’dan bir süre verim alıp öyle satabilirdik. Ancak Bölgesel Amatör Lig’de yer alan, ekonomik durumu iyi olmayan bir kulüp için, profesyonel liglerden teklif alan bir futbolcuyu takımda tutmak mümkün olmuyor. Bizim hedefimiz takım halinde bir üst lige geçmek… Amatör ligden bir an önce kurtulmak zorundayız…”

BUCA FUTBOL AKADEMİSİ’NİN ÇALIŞMALARI UYGULANACAK

“Oyuncunun yaşı ve kalitesi ile ilgili yıllık antrenman programları uyguluyoruz. Defans, orta saha ve forvet oyuncularına ayrı olarak da çalıştırıyoruz” diyen Bayraktar, “Buca Futbol Akademisi’nde görev yaptım. Daha sonra Altınordu’ya geçiş yaptım. Buca Futbol Akademisi Türk futbol takımında çok önemli bir yere sahip. O çalışmaları burada uygulamayı düşünüyorum” diyor.

Levent Bayraktar, antrenman programı ile ilgili şu bilgileri veriyor:

“Biz profesyonel takımlar düzeyinde antrenman yapıyoruz. Futbol bir bilim değildir ancak bilimden mutlaka faydanlanmalıyız. Teknik ekibimizde akademik bilgisi olan arkadaşlarımız var. Oyuncular bir sezon sonra hem fiziksel, hem zihinsel olarak kendilerini çok geliştirmiş olacaklar.”

Levent Bayraktar, mesailerinin bir bölümünü de alt yapıya harcayacaklarını söylüyor:

“Alt yapıdan oyuncu çıkarmak zorundayız. Sadece transfer yaparak bu takımı ilerletemeyiz. Formasını sahiplenen, kulüp ve şehir kültürünü almış futbolcular yetiştirmeliyiz.”