
Erdal ÇİL
USTANIN AŞKI
Bu şehir öyle sandığınız gibi tutucu, bağnaz bir şehir değil. Arada çıkar küçük bir kesim, Muğla’ cılık yapıyor gibi görünür ama orada kalır. Ne sosyal, ne siyasi hayatta karşılığı olmaz. Bilakis gurbette olmanın, buraları gurbet bilmenin etkisiyle bir araya gelen farklı hemşeri derneklerinin daha etkin, daha fazla olduğunu görürsünüz. Nitekim siyasetin her iki tarafına da kısaca bir göz gezdirirseniz çokça örneklerini görür hatta ‘hiç mi Muğla’ lı yok’ dedirten dönemlere bile rastlarsınız.
Bu şehrin hemşerisi olmanız için burada doğup büyümüş olmak şartı da yoktur. Hatta bu kalın ifadeler sık sık da tekrarlanır. Ancak bu derece sevgi, hoşgörü ikliminin olduğu bu şehirde insanın canını ne sıkar, ne incitir bilir misiniz?
Vefasızlık, kadirşinassızlık.
Şehir çabuk kabullenir de onun bağrına bastıkları aynı oranda kıymet bilmezler. Yerler, içerler, para pul, servet, akademik unvan, makam sahibi olup giderler. İzden gideni çok, iz bırakanı ise maalesef pek azdır.
Bugünlerde Muğla iz bırakacak bir ustayı konuşuyor. İnşaat sektöründen gelen, hayatının en güzel yıllarını Muğla’ya adamış, genç bir iş insanı. Çatlaklarla dolu, rutubet almış bir duvarın karşısında, elindeki sıvacı küreğine gerekli malzemeleri öylesine özenle koymuş ve onları öylesi bir özenle karıştırarak uygulamaya hazır hale getirerek o çatlaklara sürüyor ki, işlemin ne denli sağlam olduğunu beklemeksizin görebiliyorsunuz. Bütün çatlaklar, bütün nemli alanlar sanki yeni bir duvar örülmüş gibi sapa sağlam. Şehrin siyasi, sosyal çok farklı kesimlerini Muğlaspor çatısı altında, tek yumruk olarak bir araya getirmeyi başarmış bu ustanın adı Menaf Kıyanç.
Neden diye soruyorlar: Bu şehre aşığım diyor.
Başarının sırrını soruyorlar: Allah’ıma hamdolsun diyor.
18 yıl önce düştüğü 2.Lige üst üste iki defa şampiyon olarak geri dönen Muğlaspor’ un 26.4.2025 tarihindeki kutlamalarına baktığımızda bürokrasisiyle, belediyeleri, kurumlarıyla, iş dünyası, akademisiyle, ilçeleri, sokakları, bütün taraftar gruplarıyla tek nefes, tek yumruk, kol kola olduklarını gördük.
Demek ki oluyormuş!
Yirmi yıldır tanırım Sevgili Menaf Başkanı. Başkan olmadan da yıllardır hemen her maçında Muğlaspor’ u yakından izler ve destekler, nicelerinin bu şehrin yeşiliydi mavisiydi güzellemeleri yaptıkları ortamlarda onun yeşil beyaz renklere olan sevdasını yakınen bilenlerdenim. İlk tanıdığım zaman neyse yine o! Aynı mütevazılık, aynı tatlı dil ve aynı güler yüz. İki yıldır başkan oldu olalı daha az görüşür olduk. Daha yoğun, daha çok yoruluyor ama inancı, azmi, şehre olan sevgisi, içinde yaşadığı cemiyetin değerlerine olan bağlılığı artarak devam ediyor. 26 Nisan Akşamı, desibelin en yükseldiği kutlamalar sırasında arka planda okunan ezanı fark etmesiyle beraber hemen müziğe müdahale edip kapattırması bu şehirde yaşayan, bu şehrin vekâletine talip nicelerine güzel bir örnek değil mi?
Oysa bu şehir kimlere neler verdi, kimleri nerelere getirdi ama onların ilk yaptıkları içlerinden geldikleri değerleri unutmak oldu. Kimi ideolojilerini öne çıkararak siyasi olmayı tercih etti, kimi çıkarlarını önceledi. Velhasıl Muğla’dan geçinenleri, Muğla’ cılık yaparak geçinenleri çok görmüştük de Muğla için kendinden bile geçenleri görememiştik.
Sadece son bir haftada bile Muğla’ nın adı ulusal kanallardan düşmedi. Futbolda Muğlaspor’ un şampiyonluğu, 2025 Avrupa Okçuluk Grand Prix’sinde Muğla Büyükşehir Belediyesi okçuları Hazal Burun ve Emircan Haney’in kazandırdığı altın ve gümüş madalyalar ve Bodrum’ lu yüzücü Aysu Türkoğlu’nun 42 kilometrelik uzunluğu bulunan Hawai’deki Kaiwi Kanalı’nı yüzerek geçmesi. Bu üç önemli başarıyı alkışlamakla kalmıyor, başarılarda emekleri olan bütün ustaları saygıyla selamlıyoruz.
Futbolu sevmeyebilir, hatta memleketin bunca sorunu varken spora bu kadar yer verilmesini doğru da bulmayabilirsiniz. Muğla’ nın bir sürü el atılmayı bekleyen sorunları, üstünde yaşayanların dile bile getiremedikleri bir sürü sıkıntıları var ve hepsi de ustalık isteyen dokunuşlar bekliyor. Başta dediğim gibi; bu şehir senin ırkına, rengine bakmaz ama kendi değerlerine olan saygına, sevgine çok dikkatli bakar ve başarını unutmaz.
İşini sadece yukarıya bakarak yapanla, halktan gözünü ayırmayanı iyi ayırt eder. Birine güler geçer, birine sarılır. İnsanın doğduğu yer tercihi değil, kaderidir. Muğla’da, bu cennet vatan toprağında doğmamış, büyümemiş olabilirsiniz ama onda iz bırakabilecek yaşta, onu sevebilecek yüreklilikteyseniz ve onun unutulmazları arasında yerinizi alabilecek fırsatınız halen var ise işte karşınızda birbirinden güzel üç tane örnek.
Kapanmaz denen çatlakların, rutubetten çürümüş duvarların nasıl ince bir işçilikle onarılıp nasıl bir başarı destanına dönüştüğüne hepiniz şahitlik ettiniz. Samimiyseniz, günün bir olma günü olduğuna yürekten inanıyorsanız önce kibirlerinizi, sonra bahanelerinizi bırakarak geliniz toplanınız ki Muğlaspor’ un yükseldiği ve daha da yükselmesini arzu ettiğimiz bu idealimizde, çorbamızda sizin de tuzunuz olsun. Sizin de destanlarınızı okuyalım. Ok atın, kulaç atın, goller atın ki bu şehir bunları fazlasıyla hak ediyor.
Otuz yılı aşkın bu şehirde yaşıyor, bu şehri seviyor, bu şehrin dertleriyle hemhal olmayı önemsiyorum. Çok omzu kalabalık, çok artist, çok ünlü, çok ağzı laf yapan bir sürü insan gördü ve görür de bu şehir ancak elinden iş gelen, sorunlarına neşter vuran, duvarlarını onaran ustalara hasrettir bu şehir. Duvarlar yıkılmadan duvarları onarmak ise apayrı bir meziyet.
Gün ustanın aşkının galip geldiği gün. Gün safları sıkılaştırma, yeşil beyazın altında, ustanın yanında olma, ustaların günü.
Başarıların daim olsun Muğla!
Gelin beraber tekrarlayalım marşımızı:
“Biriz birliğiz, Muğla’ lıyız biz….Yeşil beyaz renklere aşık hepimiz”
Erdal ÇİL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.