Fethiye Belediyesi, son günlerde sanal ortamda ortaya atılan iddialara cevap verdi. Yazılı olarak yapılan açıklamada şöyle denildi:

Son günlerde, güzel ilçemiz Fethiye’de, adına insan bile diyemeyeceğimiz bazı şahıslar tarafından, PKK teröründen daha ahlaksızca bir oyun oynanmaya başlanmıştır.

Bu şahıslar, son dönemde 60 ayda 60 büyük proje hedefini gerçekleştirmek üzere olan Belediyemize 60 büyük iftira atmışlardır.

Bu iftiraları da sadece belediyemize değil, Fethiye’nin en büyük mülki amirine, devlet memurlarına, siyasetçilerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, emniyet güçlerine, işadamlarına, spor kulüplerine, sivil toplum örgütlerine ve meslek odalarına kadar dayandırmışlardır. Bu komplo teorisine göre neredeyse Fethiye’nin tamamı bir çete mensubudur.

Dünya siyasetinde bile ender görülen böyle bir iftira kampanyasını oluşturan ve vicdanları olmadığını düşündüğümüz bu şahıslar, maalesef şu anda güzel ilçemizde bizlerle aynı havayı solumaktadırlar.

Özellikle son günlerde Kent Meydanı, Uğur Mumcu Parkı, Fen Lisesi, Mahalle yatırımları ve arka arkaya gelen hizmetlerle halkımız tarafından büyük takdir gören belediyemizi bir suç çetesi haline dönüştürme çabaları ahlaksızca devam etmektedir.

İlgili kurumlara gerekli başvuruları yapmakla birlikte, bugüne kadar sessiz kalmamız, edepsizliğin boyutunun farkedilebilmesi içindir.

Yunus Emre’nin;”Edebim el vermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevaptır, edebi elden gidene” sözü bu şahıslara verilebilecek en güzel cevaptır.

Şikayetler sonucunda, İdari ve adli soruşturmalar geçirilmesine ve bir sonuca ulaşılamamasına rağmen, kaynağı belirsiz gösterilen asılsız iddialardan, basın toplantılarıyla, iftira belgelerinin dağıtımıyla, fısıltı gazetesiyle ve yandaş basınla kendilerini bu işten sıyırmaya çalışanlara, iftiraya alet ettikleri yüce Türk Yargısı da gereken cevabı en kısa zamanda verecektir.

15 yıldır Fethiye halkını da bu sözde çeteye destek vermekle suçlamak,  Fethiye Halkına yapılan en büyük haksızlık ve saygısızlıktır.Bu dedikodulardan kimlerin menfaat sağlayacağı düşünüldüğünde olaylar çorap söküğü gibi gelecek ve yayınların nerelere ulaştığı incelendiğinde isimler kamuoyu tarafından yeterince manidar bulunacaktır.

Resmi makamlara yapılan şikayetler, gönderilen müfettişler ve gerçekleştirilen soruşturmalarla engellenemeyen hizmetler, iftiralarla engellenmeye çalışılmakta, ahlaksızlıktan medet umulmaktadır.

“Çamur at, izi kalsın“ politikası ile amacı sadece hizmet olan insanları bir menfaat çetesi oluşumuna sokmaya çalışan iftira çetesi attıkları çamurun içinde boğulacaktır.

Unutulmasın ki, rüzgar eken, fırtınanın altında harap olmaya mahkumdur.”