ERDOĞAN BİLE GELSE, MUĞLA'DA SEÇİMİ BİZ ALIRIZ

CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Ali Arslan:Sayın Arslan, sizin Muğla’da CHP’nin deneyimli bir siyasetçisi olduğunuzu herkes biliyor. İki dönem parlamentoda bulunmanızı da dikkate alırsak Büyükşehir Belediye...

ERDOĞAN BİLE GELSE, MUĞLA'DA SEÇİMİ BİZ ALIRIZ

CHP Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Ali Arslan:

Sayın Arslan, sizin Muğla’da CHP’nin deneyimli bir siyasetçisi olduğunuzu herkes biliyor. İki dönem parlamentoda bulunmanızı da dikkate alırsak Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olmanızın nedenini ve bu kararınıza neden olan temel etkenleri bize anlatabilir misiniz?

Söylediğiniz gibi ben iki dönem Muğla milletvekilliği yaptım. Süre olarak baktığınızda en uzun dönem milletvekilliği yapan arkadaşınızım. Sadece milletvekilliği değil benim sürecim. Milletvekilliği öncesinde barajı geçemediğimiz 1999 seçimleri var. Orada yine birinci sıradan milletvekili adayıydım. 12 yıl süren ilçe başkanlığım var. Yine bu arada 1984’de başlayan ve 1994’de kadar devam eden iki dönem Ortaca Belediye Meclis Üyeliğim var. Muğla’nın bugünkü nüfusu 850 bin civarında, sanıyorum ben Ali Arslan olarak bu 850 bin nüfusun en az 400 biniyle mutlaka yüz yüze karşılaşmışımdır. Sokakta yürürken tanımadığım sima çok az oluyor. Muğla’yı insan potansiyeli olarak en iyi tanıyan siyasetçilerden birisiyim. Bir diğeri de Muğla’da gitmediğim görmediğim köy kalmadı 9 yıllık milletvekilliği süreci içerisinde ondan önce milletvekilliği adaylığım ve ilçe başkanlığım süresi içinde. O yüzden Muğla’yı çok iyi tanıyorum, biliyorum. Bildiğim iddia ediyorum. Bu tabi sadece benim bilgim değil, birlikte siyaset yaptığımız arkadaşlarda, vatandaşlarda bu özelliğimi bildiği için uzunca dönem Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adayı olmam konusunda talepte bulundular. Bende bu birikimin boşa harcanmaması gerektiğini, eğer partililerimizden böyle bir talep varsa bundan uzak kalamayacağıma düşünerek aday oldum. Muğla’yı sadece tanımakla değil, Muğla’nın nelere ihtiyacı olduğunu, nasıl yönetilmesi gerektiğini, Muğla’daki sorunların nerelerde olduğunu en iyi siyasetçilerden ve Muğlalılardan bir tanesiyim. Muğla nüfusu nedeniyle büyükşehir projesine dahil olan bir il. Kentsel yapısı büyükşehire uygun olmadığı halde, klasik bildiğimiz büyükşehirler 500 bin – 1 milyon nüfuslu bir ana kent var onun etrafında başka ilçeler var. Onlarla beraber büyükşehirdi. Muğla’nın merkez nüfusu 65 bin civarında. Demografik yapı olarak, nüfus yapısı olarak çok uygun değil aslında büyükşehire. Ama 750 bin nüfusa geçtiği için büyükşehire dahil edildi. Burada tabi Muğla’nın her yerini tanıyor, biliyor olmak önemli.

Bu yerel seçimler adaylar açısından oldukça önem taşımaktadır. Adayların belirlenmesi sürecinde partinizin izlediği yol ve yöntemleri nasıl buluyorsunuz? Aday belirlemede CHP’nin ilke ve prensipleri mi yoksa kamuoyunun beklentileri mi esas alınacaktır?

Tecrübeli bir siyasetçi olarak şunu çok iyi biliyorum ki, siyasetin en zor süreci yerel seçimlerdir. Genel merkez yöneticilerinin, il ve ilçe yöneticilerinin en çok sıkıntı çektikleri süreç yerel seçimlerin olduğu süreçtir. Çünkü aynı koltuğa birden çok arkadaşınız sizi tanıyan, sizinle yakın ilişki içerisinde olan insanlar adaydır ve hangisini yapacağınız konusunda büyük sıkıntı çekersiniz. Kırgınlıkların, dargınlıkların, küslüklerin çok yaşandığı bir süreçtir yerel seçimler. O açıdan ben gerek genel merkezde gerek il ve ilçelerde görev yapan arkadaşlara kolaylıklar diliyorum. Umarım bunu kazasız, belasız, başarıyla atlatırız ve adayımızı belirleriz. Tabi değişik önerisi olan arkadaşlarımız var. Ön seçimleri hararetle savunan arkadaşlarımız var. Saygı duyuyorum. Bende ön seçimle birçok kez partide milletvekili, ilçe başkanı olmuş, belediye meclisine seçilmiş bir arkadaş olarak ön seçimlerin Muğla için uygun bir model olduğuna inanıyorum. Ama genel merkezde başka bir görüşte var. Yada bunun yerel talepkarlarıda var. Ön seçim yapmadan genel merkez tarafından bir adayın atanması. Ben aday olmadan 8 ay önce genel başkanla görüştüm. Dedim ki hangi yöntemle aday belirleyeceksiniz, kafanızda bir aday var mı belirlediğiniz, eğer kafanızda bir aday varsa bizde boşuna çıkmayalım diye. Hem kendi açımdan hem de çok yakın arkadaşım olan genel başkanımı sıkıntıya düşürmemek için. Birlikte iki dönem parlamentoda görev yaptık. Kemal Bey, genel başkan olurken ilk yanında duran milletvekillerinden birisiyim. O açıdan yakınlığımızı da güvenerek dedim ki kafanızda bir isim varsa biz aday olmayalım. Kafasında bir adayın olmadığı, kamuoyunun ne dediğini dikkate alacağını, kamuoyu yoklamalarıyla adayları belirlemeye çalışacağını, bu konuda güvenilir bir kamuoyu şirketleriyle birkaç defa anket yaptırarak, dört ayrı ankette bir aday öne çıkarsa o adayı atayacağını, o adayla seçime gireceğini söylemişti. Bende aynı görüşteyim. Ön seçim olsa da Muğla için iyi olurdu. Muğla çünkü ön seçime çok alışkın ve ön seçimi becerebilen bir ildir. Muğla’daki büyükşehir adayları da ön seçimle belirlenebilirdi. Ancak bu seçim çok önemli bir seçim. Bu seçim gittiğim yerlerde de arkadaşlara ısrarla söylüyorum Türkiye Cumhuriyetinin şimdiye kadar yaptığı yerel yada genel seçimlerin belki de en önemlisi. Çünkü bu seçimin arkasında hemen Cumhurbaşkanlığı seçimi, hemen arkasından milletvekilliği genel seçimi, belki arada anayasa değişiklikleriyle bir referandum yapılacak. Bu seçimin sonucu diğer bütün seçimleri yakından etkileyecek. Hükümet için bir güven oyu niteliğinde aslında. Buna benzer süreci yaşadık 89 seçimlerinde Anavatan Partisi tıpkı bugün, AKP’nin olduğu gibi tek başına iktidardı ve bence yaptıkları işler olarak AKP iktidarından çok daha farklı dönüşümleri Türkiye’nin önüne açan değişimleri gerçekleştiren hatta hatırlarsınız “çağ atlattık” sloganı vardı rahmetli Turgut Özal’ın böylesine güçlü bir anavatan partisi iktidarı vardı. Çoğumuz kısa dönemde Anavatan iktidardı devrilebileceğini demokratik yollarla tabi seçim yoluyla devrilebileceğine inanmıyorduk. Ancak 1989 seçimlerinde o zaman 67 vilayet vardı. 40’ında sosyal demokrat halkçı parti seçimleri kazandı ve bu Anavatan Partisinin erimesini başlattı. Şimdi bu seçimde bakın, bence gelmiş geçmiş iktidarların tümü saygındır ama ben AKP iktidarına saygı duymuyorum. Elbette iyi yaptıkları şey var. Mesela sigara yasağı ile çok iyi bir şey yaptığına inanıyorum AKP’nin. Duble yollar iyi yaptıkları var ama AKP artık bugün açıkça belli ki Cumhuriyetle kavgasını bir dönem sakladı ve artık saklamıyor. En son yaptıkları devlet nişanından Atatürk silüetini ve TC yazısının kaldırılması. Bence Cumhuriyetin bekası ile ilgili bu seçim. “Hedef 2023” diye bir sloganı var AKP’nin. Hepimiz tabi 100.’üncü yılda Türkiye’nin dünyadaki saygın ülkeler içerisinde olmasını arzu ederiz. Bu konuda hükümet ne yapması gerekiyorsa, muhalefet partisi olarak desteği de veririz. 2023’de Türkiye’nin dünyanın en saygın 10 ülke arasına girmesinden bizde mutluluk duyarız. Ancak “hedef 2023”de söylenen ülkenin gelişmiş ülke olması değil. Türkiye AKP döneminde gelişmiş ülkeler sıralamasına doğru değil tam tersine gelişmemiş ülkelerin sıralamasına doğru gidiyor. AKP, iktidara geldiği Türkiye sosyo ekonomik gelişmişlik sıralamasında dünya ülkeleri içinde 16.’ıncı iken şimdi 17-18-19’a doğru gidiyor. Üçüncü dünya ülkesi haline dönmeye çalışıyor. Şimdi “hedef 2023”, gelişmiş ülke 2023 değil orda kastedilen, Laik Cumhuriyetin getirdiklerini, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini ortadan kaldıracağız sloganıdır “hedef 2023”. O açıdan bu seçim şimdiye kadar yapılan seçimlerin en önemlisidir diyorum ve bu seçimi mutlaka CHP’nin başarılı bir şekilde tamamlaması gerekiyor. Genel merkez yöneticileri de bu anlayış da oldukları için, belediye başkan adaylarını en iyi yöntemle, en çok oy alabilecek arkadaşlarımızı bulmaya çalışıyor. Bunu saygıyla karşılamak lazım.

Yerel seçimlere giderken, CHP Muğla örgütü ile CHP’li Belediye Başkanları üzerine düşen görev ve sorumlulukları yeterince yapabiliyorlar mı ya da yapabildiler mi? Başarı için topyekün ortak mücadele verilebiliyorlar mı? Birlikte hareket görebiliyor musunuz?

Bu süreç birazcık herkesin kendini kurtarmaya çalıştığı bir süreç. Herkes aday olmaya çalışıyor, bu seçimde partide temsilen görev almak istiyor. Böyle telaşlı bir süreci yaşıyoruz. Bu süreçte keşke hep beraber ortak biraz önce anlattığım tablonun önemini kavrayarak gereğini yapabilseydik. Ama maalesef belki böyle bir top yekün mücadele verilemiyor. Ben, adaylar belirlendikten sonra inanıyorum ki ve bugünkü çabalarımı gittiğim her yerde bu seçimin önemini anlatmaya çalışıyorum. Hepimiz 30 Mart akşamı Muğla’nın her yerinde büyük sevinç yaşayacağımıza yürekten inanıyorum. Muğlalı hemşerilerime güveniyorum bu konuda. Artık herkes AKP’nin takkesinin düştüğünü kelin gördüğünü fark etti. O açıdan ben örgütlerimize güveniyorum. Dediğim gibi bir aylık süre içinde böyle bir dağınıklık olabilir. Doğaldır. “Herkes can derdine” düşmüş derler ya ambiyane tabiri ile can derdi değil tabi bence can derdinden çok daha önemlisi bu milletin, vatanın bekası. Kısa sürede bu adaylık tespitlerini yaptıktan sonra gereken yapılacaktır.

Biliyoruz ki geçen seçimde AKP ile CHP arasında 70 bin oy farkı vardı. Buda dikkate alındığında ve ayrıca son günlerde Muğla siyasetinde partilerin yelpazesinde bazı kaymaların ve değişmelerin de olduğu dikkate alınırsa, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde sonuç nasıl olur?

Bunu CHP’li bir siyasetçi olarak söylemiyorum şimdi söyleyeceklerimi. Uzun dönemden beri siyasetin içinde olan bir insan olarak söylüyorum. AKP ile CHP arasında 2011 seçimlerinde 70 bine yakın oy farkı var. Ben çok iddialı bir şey söylemek istemiyorum. Ama gördüğüm o ki, 13 ilçemiz var bu 13 ilçeden iki tanesi AKP’nin güçlü olduğu ilçe Kavaklıdere ve Seydikemer. İddia ediyorum Kavaklıdere ve Seydikemer dahil toplam 13 ilçede, CHP belediye seçimlerini alacaktır. Bu zaten büyükşehir otomatikman alınması anlamına geliyor. 330 bin hayır oyu vardı referandumda.330 bin hayır oyu bence CHP’nin hedefi olmalıdır. Hayır oyları son derece bilinçli olarak AKP’nin gerçek yüzünü tanıyan ve bilen insanların kullandığı hayır oylarıdır. Tayyip Erdoğan’ın, bir diktatörlük kurmak istediğini bilerek verilen hayır oylarıdır. Tehditlere, baskılara, rüşvetlere rağmen 330 bin Muğlalı hemşerimiz çok kararlı bir şekilde hayır oyu kullandı. Son seçimde bildiğim kadarıyla 240 bin oyumuz vardı. Bu oyun en az 330 binlere çıkacağına inanıyorum. Şu an Muğla ile birlikte toplam 30 büyükşehirimiz var. Büyükşehirler içinde yapılan ankette son günlerde yayınlanan ciddi bir kamuoyu şirketinin yaptırdığı ankette Muğla’da, CHP’si %42-44 daha önde görünüyor. AKP’de %26-27 görünüyor. Şu an CHP ile AKP arasında inanılmaz ve kapatılması çok zor bir fark var. AKP, 30 büyükşehir içinde en düşük oy aldığı sondan ikinci il Muğla. AKP’nin, Muğla’da büyük bir sorunu var. Aslında büyük sorun AKP’nin sorunu değil, AKP’nin laik cumhuriyetle kavgası nedeniyle sorunu var Muğlalılarla. Muğlalılar, laik cumhuriyet ilkelerini benimsemiş, daha önce Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919’da Samsun’a çıkarken nasıl bir ülke tarihe dönüşebiliyor. Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyetine ulaştırmaya hedeflediği kent Muğla şuan. Diğer partilerin adayları kimdir, nedir bilemiyorum. Onlar hakkında da konuşmak istemiyorum. Ama bence gelsin Tayyip Erdoğan, Muğla’dan aday olsun yine de bu seçimi CHP alır Muğla’da. Önemli olan seçimden sonra Muğla’yı marka şehir haline getirmek. Dünyanın en önemli, en güzel coğrafyasında yaşıyoruz ve buradaki refahın, mutluluğun bütün tabanı kıyısından orman köylerine kadar herkesin o refahtan pay alır hale getirilmesi lazım mühüm olan budur. Anketteki bir diğer tespit ise, Muğla büyükşehirler içerisinde CHP’nin en çok oy aldığı ikinci il İzmir’den sonra. Hem AKP’nin en kötü olduğu illerden birisi, hem de CHP’nin en iyi olduğu ikinci il. İddiayla söylüyorum ki, Tayyip Erdoğan kendisi yada en güvendiği adamı Muğla’da aday etsin, Muğlalı gereken cevabı verecektir. Bana bu fırsatı veren, Muğla Haber Gazetesine teşekkür ediyorum.

Bu haber toplam 110 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.