Yüce Yaratıcı yarattıklarının içinde en değerli varlık olarak insanı yaratmıştır.Çünkü bu tabiatı onun emrine vermiştir.Yüce Allah’ın kendisine muhatap olarak seçtiği varlıkların başında “Ahseni takvim”  üzere yarattığı “Eşrefi mahlukat “ olarak nitelendirdiği insan gelmektedir.Bu özelliğinden olsa gerek insanı yapıp ettiklerinden sorumlu tutmuştur.

                         Yüce Allah insanı bundan dolayı olsa gerek nimetlerle donatmış ve kainatta ne varsa hepsine insanın emrine amade etmiştir.Bunun karşısında bana ibadet etsinler ,nimetin karşılığı olarak  bana şükür etsinler ,zorluklar karşısında   sabır  etsinler diye yarattı ,eğer şükür yerine isyan ve tuğyan , sabır yerine inkarı seçerse Allah’ı nankörlük yapmış verdiği nimetlere karşı isyan etmiş oluruz ,buda bizi cennetin yolundan uzaklaştırmaya yeter..

                          Bu kadar nimetlere karşı Allah bizden çok şey istememektedir. Sadece istediği sabır ve şükürdür. Şükür  Allah bizi neyi emretmişse onu yapıp yasaklarındanda kaçınmaktır.Buda insanların menfaatına olan şeylerdir . Allah neyi emretmişse bu yarattıklarının yararına  neyi men etmişse  yasaklarını yapılmadığı takdirde insanların yararına olan şeylerdir.İnsanları Allah kendine muhatap olarak görmüş ve Ona bir takım sorumluluklar yüklemiş  ve bu sorumlulukları yerine getirdiğimiz takdirde iyi bir kul olma niteliğine kavuşmuş oluruz.

                    Allah’ın yarattığı ne kadar canlı varsa Onları şefkat ve merhamet gözüyle bakarsak ,Allah’ın yarattıklarını Onun için seversek ,yaşam hakkı verirsek, sabır ve sebat  gösterirsek kul olma vasfına erişiriz yoksa önümüze geleni yıkar yok eder ,hatta öldürürsek bunların bir gün mutlaka hesabı sorulacak, mahkemei Kübrada , ayan beyan her şey yazılmış ,biliniyor hayır yapmadım ben kötülük etmedim deme gibi bir lüksümüzün olmadığı muhakkaktır.

                        Ohalde önemli bir soruyla karşı karşıya bulunuyoruz.O da bu özelliklere sahip kıymetli bir varlık olan insan taşıdığı söz konusu nitelik ve özellikleri nasıl koruyacağıdır.Şüphesiz bunun yolu Allah’ın emirlerine uyup yasaklarından kaçınmakla mümkün olacaktır.Allah’üteaale Ayeti Kerimesinde “Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık” buyurarak insana ne kadar değer verdiğini bize göstermektedir.

                           İnsanlar bu dünyaya geldiğinde en büyük görev içinde bulunduğu ,bu dünyayı imar etmek ,tamir etmek olmalıdır.Kırdığı kalpleri ,zarar verdiği tabiatı, şefkat göstermediği hayvanları düşünüp bu hatalarından dolayı onarmak tamir etmekle vazifelendirdiğini  bilmesi ile olur.  Bu da güzel ahlak sahibi olduğumuzda ,nefsimizi dizginleyip , şeytanada uymadığımız takdirde  başlangıçta var olan bu güzel niteliklerimizin devam etmemesi için hiçbir neden yoktur. Böyle davranmayıp nefse uyar , Allah’ın emir ve yasaklarını gözetmez şeytanın hilelerine mağlup olacak bir hayat sürersek ,bunun akibeti hiç de hayır olmayacaktır. Nitekim bunun örneklerini günümüzde çok sık olarak görmekteyiz. Kafamıza nereye çevirsek sefalet , açlık , gözyaşı sömürü adeta hayatın içinden çıkılamaz bir hale gelmiştir.

                           Buda Allah’ın verdiği nimetleri çabucak unuttuğumuzdan ,Onun rızasını gözardı ettiğimizden olsa gerek . Unutmayalım ki hiçbir kimsenin yaptığı bir eserin bozulmasına  ve yok olmasına gönlü razı değildir. İşte başlangıçta en güzel bir biçimde insanı yaratan Allah’da kullarının bozulmasına isyan ,sabırsızlık ,şükürsüzlük içinde olmasını istemez. Bu yüzden  de onu bozacak tehlikeli davranışları gönderdiği kitap ve peygamberler vasıtasıyla insanlığa bildirmişt,.