Muğla Haber
ÇEVREMİZDE YAŞADIKLARIMIZ VE YAŞAYACAKLARIMIZ
İnsan toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Toplu halde yaşayan insanlar arasında huzur ve mutluluğun sağlanabilmesi için bireylerin , hak ve yükümlülüklerini bilmeleri ve sorumluluk bilinci içinde içerisinde yerine getirmeleri gerekir. Sorumluluk bilinci önce kişinin kendisine karşı sorumluluğu ile başlamaktadır. Kendisine karşı sorumluluğunu bilen insan , ailesi ve topluma karşı olan sorumluluğunu yerine getirmiş olur.
Toplumları derinden sarsan sayısız sorun yaşandığı günümüz dünyasında , insanlık onuruna yakışır aydınlık geleceğin inşası için hepimize sorumluluklar düşmektedir.Zira içinde yaşadığımız dünyada insanlık olarak bir çok sorunla karşı karşıyayız
. Dünya genelinde insanlığın geleceğini tehtid eden açlık , fakirlik , işsizlik , çevre kirliliği , doğal afetler , sosyal adaletsizlik , ahlaki çöküntü , manevi kirlilik , madde bağımlılığı , inançsızlık , zulüm , yolsuzluk , bu yazdıklarımızın yok edilmesi gibi problemlerin yanısıra insanlar arasındaki diyalok , hoşgörü , ve farklılıklara karşı tahammülsüzlük bir arada yaşama konusunda yaşanan şiddet ve terör gibi sorunlarla iç içeyiz.
Tabiatın ,doğanın dili olsaydıda ,ağaçlar , denizler ,toprak , bulutlar hepsi birden çevrenin dengesini bozduğumuzda bizlere haykırırlardı. Ama bu haykırışları biz ne zaman duyacak ve anlayacağız toprak çölleşip son ağaç kuruduğunda hatalarımızı anlayacağız .
Büyük şehirlerde insanların kendilerini eğitmeleri ,geleceğin sahibi olan çocuklara örnek olmaları için hayati bir önem taşır. Çevreyi korumak sadece yerlere çöp atmakatan ibaret değildir .örneklik Hayatın her alanında yeryüzüznün hayrı için uygun olan nedir sorusuna kendimizce cevap aramaktır. Bu bakış açısı tabiatı ve insanları seven , bu yüzden bilinçli davranan insana dair bir işarettir.
Çöpünü yere atan kaç kişi aynı çöple karşılaştığında rahatsız olmaz . Denize çöpüne bırakan kaç kişi oltasına ona benzer bir çöp takıldığında kızmaz. Fakat birde toprağın eritemedikleride vardır ki bir meyvenin çöpü toprakta çabucak erir gider. Fakat metal kutular , pet şişeler , toprağın ve denizin zehiridir. Erimez bekler çirkinleşir ama yine erimezler. Biz ölür gideriz toprağın altında toprak oluruz.
Birde zamanla attığımız piller paslanıyor paslandıkçada içi açılıyor içi açılıncada zehrini etrafa dağıtıyor. Dağıldığı yer deniz ise denizde binlece balığın karnına gidiyor.Tezgahlarda yine bizim sofralarımızı geri dönüyor ha eğer toprakta dağılıyorsa bu sefer de toprağı zehirliyor.Daha sayamayacağımız nice doğaya ve tabiata ve toprağın kıymetini bilememezlik.
Aslında bütün bu toplumsal sorunların başında sahip olduğumuz değerlerin kıymetini fark edememek ve bu değerleri hayata geçirememek yatmaktadır . Hiç şüphesiz sahip olduğumuz en önemli değer inancımız ve 14 asırdır insanlığı her alanda aydınlatan bir ışık kaynağı olan dinimiz İslamdır.
Bu itibarla yüce dinimizin emir ve tavsiye ettiği paylaşma gibi prensiplere kulak verip biribirimize karşı yerine getirmemiz gereken bir takım görev ve sorumlulukların bilincinde olarak bu dünya hepimizin paylaşmasını bilmeliyiz. Daha yaşanabilir kılmalı
Birlikte ve barış içinde yaşadığımız birbirimize insan olarak saygı ve sevgi duyduğumuz bir dünyayı inşada yüce dinimizin bize öğrettiği değerlere sahip çıkmakla mümkün olur.
Çevreyi korumanın önemini öncelikle o çevreyi miras olarak devralacak çocuklarımıza öğretmek için önce kendimiz bu tabiata sahip çıkmalıyız sonra onlar öğrenecek .Çocukları bilinçlendirilecek bu eğitim herkesi üstüne vazife olacak.
Öyle ise yaptığımız her şeyden sorumlu olduğumuza inandığımızda ve bu inancın oluşturduğu bilinçle hareket ettiğimizde gerekmedikçe bir yaprağı bile koparmaz.kedimizi ve köpeğimizi aç , saksıya ektiğimiz çiçeği susuz bırakmaz . asla bir hayvana eziyet etmez içtiğimiz meyve suyunun kutusunu ve yediğimiz çikolatanın ambalajını rasgele yere atmaz . zaten sorumluluk bilincimiz bunları yapmaya müsaade etmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.