Ali Tezel MUTSO üyelerine İş Sağlığı ve İş güvenliği kanununu anlattı. Üyelerini iş dünyasındaki gelişmeler hakkında bilgilendirme seminerlerine devam eden Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) “6331Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” hakkında Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel’i ağırladı.

Yoğun bir katılımın gerçekleştiği seminerde 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren “6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” tüm yönleriyle değerlendirildi. Katılımcılar da merak ettikleri detaylar hakkında soru sorma imkanı buldu.

Toplantıda konuşan Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karakuş görevde oldukları süre boyunca üyelerinin önünü açacak, üyelerin yararına olacak çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, “Hepinizin bildiği gibi, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle iş sağlığı ve güvenliğinde yasal bir adım atılarak bir dizi köklü değişiklikler gerçekleştirildi. Yeni haliyle 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu bütün sektörlerin kısacası tüm iş dünyasının gündemine girdi.  Söz konusu kanun ile meslek hastalıklarının ortadan kaldırılması ile iş kazalarının büyük oranda önlenmesi hedefiyle şirketlerin insan odaklı hareket etmesi zorunluluğu getirilmektedir” diye konuştu. Günümüzde ticaretin globalleştiğini ve teknolojik gelişmelerle birlikte zaman ve hızın da büyük önem taşıdığına ancak iş sağlığı ve güvenliğinin insan sağlığı ve güvenliğinin de iş dünyası için önemli bir sorun haline geldiğine değinen Başkan Karakuş konuşmasına şöyle devam etti.

“Ülkemizde iş kazaları önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Dünyada 2,8 milyar iş gücü bulunurken, bu iş gücü içinde her yıl dünyada 2,2 milyon kişi iş kazası nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Türkiye’de de her yıl 100 bin işçiden 10’u iş kazasıyla hayatını kaybediyor.   Gelişmiş ülkelerde bu rakam 100 binde 2 işçi şeklinde. Yine Türkiye’de iş kazaları yüzünden yılda 4 milyar lira maddi kayıp yaşanıyor. Bu bağlamda tüm iş dünyası için yasal önlemler alınmaya, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları devam etmektedir”.

Amaç güvenliğin sağlanması

Yeni İş Güvenliği ve Sağlığı Kanununun amacının, iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için iş veren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek olduğunu ifade eden Ali Tezel, açıklamalarına şöyle devam etti. “Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri iş yerindekiler hariç TSK, genel kolluk kuvvetleri, MİT faaliyetleri, Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri, Ev hizmetleri, Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar, Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri dışındaki kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacaktır” Yasanın 2013 yılı Temmuz ayında da 50 işçiden az çalıştıran ve tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için yürürlüğe gireceğini ifade eden Tezel, “Bu işyeri işverenleri işyerlerinde ya tam zamanlı ya da kısmi zamanlı işyeri hekimi, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı işe alacak veya ortak sağlık-güvenlik şirketlerinden fatura mukabili bu işi satın alacak. Ayrıca, işverenin kendisine ait belgesi varsa kendisi, belgesi olan işçisi varsa bu işçisini de isterse Bakanlığa uzman olarak bildirebilecek” diye konuştu.

Emeklilik sistemindeki yenilikler

1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren iş sağlığı ve güvenliği kanunundaki değişikleri anlatan Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, en çok merak edilen hangi statüye göre emekli olunacağı konusuna şöyle açıklık getirdi. “30 Eylül 2008 günü ve öncesi işe girmiş olanlar için son yedi yıllık 2520 günlük, 1 Ekim 2008 günü ve sonrasında işe girenler için ise bütün prim ödemelerinde, en çok hangi statüye göre (veya banka-borsa sandığına) prim ödenmişse o statü veya kurumdan emekli olunacak. İşçiler ayda 30 günden az çalışıyorlarsa 30 günden az olan sürelerini isteğe bağlı olarak SGK’ya isterlerse ödeyebilecekler. Ayrıca 30 günden eksik kalan GSS primlerini de kendileri gidip ödeyecekler. Geriye doğru da ödeyebilecekler. 4857 sayılı Kanun ile yapılan esnek çalışma modelleriyle işverenlere işçileri ayda 30 günden az çalıştırabilirsin denirken, işçilere de 30 günden eksik olan sürelerin primlerini de cebinden ödeme yükümlülüğü getirilmiştir. Torba Kanun’un (6111) ile yapılan ekleme ile birlikte 01.10.2008 gününden sonraki dönem için, ayda 30 günden az çalıştığı SGK’ya bildirilenler 30 günden eksik kalan sürelerini kendi ceplerinden SGK’ya tıpkı askerlik borçlanması gibi borçlanabilecekler”