Karanlık güç odaklarının üzerine kalemi ile cesurca giden Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu dün bütün ülke genelinde olduğu gibi Muğla’da da anıldı. CHP örgütleri tarafından Sınırsızlık Meydanı’nda bir basın açıklaması yapılırken, Mumcu’nun fotoğraflarına karanfiller bırakıldı. Buradaki anma etkinliğine CHP İl Başkanı Mustafa Öztürk, Merkez İlçe Başkanı Bahattin Gümüş, kadın kolları il ve ilçe başkanları, il genel meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri, civar beldelerin belediye başkanları, belediye çalışanları ve partililer katıldı.

CHP Örgütleri adına burada bir basın açıklaması yapan CHP Muğla Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Şafak Duran, “ Uğur Mumcu’yu kaybetmemizin üzerinden 20 yıl geçti. İktidarlar değişti, yargıçlar değişti, DGM’ler önce özel yetkili mahkeme sonra terör mahkemesi oldu. Yasalar değişti, gazeteler, gazeteciler değişti. Ancak bir tuğla çeksen yıkılacak duvarlara, her geçen yıl yeni tuğlalar eklendi. Mumcu’yu öldüren derin güçlerin bir bölümü tasfiye olurken, yerini daha da kararlı yenileri aldı.

Daha birkaç gün önce, Mumcu cinayeti ile ilgili davada, mahkeme kimsenin başından bu yana inanmadığı, adı “umut” konulan ancak kimseyi umutlandırmayan o davayı karara bağladı. Önce cinayeti işlediği söylenerek tatbikat yaptırılan sonra, “bunlar değilmiş” denilen sanıklara cezalar verildi. Bir acı karar daha verdi mahkeme; Mumcu’nun paramparça olmuş aracının enkazını ailesine iadesi kararı”dedi.

Mumcu cinayetinin çözülememesinin Türkiye’de hala korkulan, çekinilen güçlerin var olduğunun kanıtı olduğunu vurgulayan Duran, açıklamasını şöyle tamamladı: “O enkaz mahkemelerin bulunmasının adalet için yeterli olmadığının, o enkaz derin güçlerle mücadele ettiğini söyleyenlerin aslında bazı güçleri birilerinden alıp başka birilerine verme mücadelesinin yürüttüğünün kanıtıdır. Söylenenin aksine o güçler açığa çıkmamakta, değişen yalnızca isimler ve yöntemler olmaktadır.

Biz CHP Muğla örgütü olarak, geçen 20 yılı, eski yöneticimiz olan Mumcu’nun taşıdığı ve yaşatmamızı borç bıraktığı değerleri unutmuyoruz. Mumcu cinayetinin gerçek anlamda çözüldüğü gün, gazetecilerin, gazetelerin, bütün bir toplumun arzuladığı biçimde yaşayabileceği bir ülkenin var olduğu gün olacaktır”