“Santralleri yem etmeyeceğiz”

Muğla’daki termik santralleri ve kömür havzalarının özelleştirilmesi kesinleşirken, sendikaların ve işçilerin de direnişleri sürüyor. Sendikalar ve işçilerin önündeki nöbetleri devam ederken, santrali teslim etmeyeceklerini...

“Santralleri yem etmeyeceğiz”

Muğla’daki termik santralleri ve kömür havzalarının özelleştirilmesi kesinleşirken, sendikaların ve işçilerin de direnişleri sürüyor. Sendikalar ve işçilerin önündeki nöbetleri devam ederken, santrali teslim etmeyeceklerini söylediler. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ve kömür ocaklarında çalışan işçilerden Erdoğan’ın Başbakanlığının son günlerinde apar topar onayladığı satışa “Yatağan Cumhuriyetin kalesidir; ne hükümete, ne sermayeye yem etmeyeceğiz” karşılığı geldi.

Enerji işçisi Mutlu Akseki, “Satışın 7 Ağustos’ta onaylanıp seçimlerden sonra duyurulması işçiden tedirgin olduklarını gösteriyor. Bu karar hukuki değildir, Türkiye yararına değildir. Onların onaylaması işçilerin bu satışı onayladığı anlamına gelmiyor. İşçiler olarak biz bu satışı onaylamıyoruz. Artık bundan sonra üretimden gelen gücümüzü kullanmak zorundayız. Biz milli değerlere sahip çıkıyoruz. Fabrikalarımızı teslim etmeyeceğiz ve sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi.

Direnişe devam

Maden işçisi Volkan Ergenç, “Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Hiç satılmayacakmış gibi üretimi, yarın satılacakmış gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” sözleriyle kararlılıklarının devam ettiğinin mesajını verdi.

İşçilerden Mustafa Koçak da, hükümetin kamu mallarını firmaların talepleri üzerine satışa çıkardığını belirterek şunları söyledi: “İş yerlerimiz sermayenin takdirine bırakılıyor. Eylemlerimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bundan sonraki süreçte eylemlerimiz işyerlerimizde devam edecek İş yerlerimizi asla teslim etmemek üzere eylemlerimizi sürdüreceğiz. Soma’da 301 işçi öldüğünde timsah gözyaşları dökenlerin samimi olmadığını da açıkça görüyoruz.”

“Santralleri teslim etmeyeceğiz”

Kemal Özcan Devir Sözleşmesini imzalayacak olan yetkililere seslenerek şunları söyledi: “Yatağan işçileri olarak hep şunu söyledik. Bizi dikkate almadan, yok farzederek ihaleyi yaparlar, onaylarlar, hatta devir sözleşmesini imzalarlar. Bu bizi bağlamaz. Ancak kamu adına devir sözleşmesini imzalayacak olan yetkililere sesleniyorum. İmzalamadan önce son bir kez daha düşünün. Çünkü bizim bu santralleri ve madenleri teslim etmeye niyetimiz yok! Tomayla, askerle, polisle bizleri çiğneyerek, işyerlerimizi sermayeye teslim etmeyi düşünenler bunun altında kalacaklardır. Böyle bir müdahale ‘Genel Grev, Genel Direniş’ nedenidir. Yatağan geçilmez, Yatağan özelleştirme mücadelesinin Çanakkale’sidir.”

Türk-İş ve sendikalara çağrı

Başta Türk-İş’e ve tüm sendikalara çağrıda bulunan Özcan, “Bu mücadelenin dışında kalmakla, tarihin en büyük hatasını yaparsınız” dedi ve şöyle devam etti: “Oturduğunuz koltuklarınızdan bir an olsun kalkın ve bu mücadeleye sahip çıkın. 1963 yılında kendi hukuklarını yaratan Kavel direnişi sonrasındaki sendikaların durumuna düşmeyin. Derhal başkanlar kurulunu toplayın ve Yatağan’ın devir sözleşmesinin imzalanması durumunda süresiz genel grev ve genel direnişe gidileceğinin kararı alın! İşte o zaman Soma’da katledilen emekçilerin hesabını sorabiliriz. İşte o zaman, özelleştirme sonucu açlık ve sefalet ücretlerine mahkum edilen, işsiz bırakılan, çocuklarının gelecekleri karartılan emekçilerin, dağılan ailelerin hesabını sorabiliriz. Yoksa hepsinin kemiklerini ve herkesin vicdanlarını sızlatırız.”

Genel Grev mesajı

Emin Dural da genel greve dikkat çektiği açıklamasında şunları ifade etti: “Sendika yöneticileri ve TÜRK-İŞ yönetimi genel grev kararı almalıdır artık. Daha fazla sessiz kalınamaz önümüzdeki süreçte özelleştirme talanına karşı duran Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını savunan, milli hükümetin kurulması zorunlu hale gelmiştir. Yatağan işçilerinin ve Türkiye işçi sınıfının kararlı duruşu devam edecektir.’dedi.

Enver Asar, “Mücadelemizde sonuna kadar kararlıyız. Burası kaledir ve biz o kaleyi canımız pahasına savunacağız, bu kale geçilemez. İhale onaylanmış olabilir ancak biz işçiler bu ihaleyi onaylamıyoruz ve madenlerimizi de santrallerimizi de vermeyeceğiz” dedi.

“Hayatımızı ortaya koyarız”

Yatağan işçileri olarak Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkacaklarını söyleyen Selim Kara, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi her fabrika bir kaledir. Biz de Yatağan işçileri olarak diyoruz ki, Yatağan bir kaledir, bu kaleyi ne hükümete ne de kapitalist düzenin küresel sermayesine yem etmeyeceğiz” dedi.

Bu haber toplam 108 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.