PORTRELER / Röportaj: Işık CUMHUR

Muğla'nın başarılı ve sevilen iş adamlarından "Ekip Limited Şirketi" Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Altaş ile hayat öyküsündeki bilinmeyenleri konuştuk.Yanlız geçen çocukluğu, çok çalıştığı gençlik yılları, uğruna...

PORTRELER / Röportaj: Işık CUMHUR

Muğla'nın başarılı ve sevilen iş adamlarından "Ekip Limited Şirketi" Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Altaş ile hayat öyküsündeki bilinmeyenleri konuştuk.

Yanlız geçen çocukluğu, çok çalıştığı gençlik yılları, uğruna canını vereceği ailesi, mutlulukları ve mutsuzluklarını bizimle paylaşan Altaş, "Tırnaklarıyla kazıyarak, alın teri ile bulunduğu noktada olduğunun" altını çiziyor. Mahalle çocukları ile oynama keyfini yaşamasa da babasıyla iş hayatına çok erken girmenin de güzellikleri olduğunu ifade eden Altaş, "Belki oyuncağım olmadı, yaşıtlarımla oynamadım ama son derece mutluydum" diyor.

Sanayici bir babanın oğlu olmak ona hem eğlenceli zamanlar geçirtmiş hem de zorluklar yaşatmış, babasından küçük yaşlarda öğrendiği mesleğini de çok seviyor ve "İyi ki bu işi seçmişim" diyor.

Eli yüzü kömür karası şeklinde babasıyla başladığı iş hayatının hep mücadele içersinde geçtiğini belirten Sefa Altaş, yardım sever kişiliği ile de ön plana çıkıyor.

Eğitime önem verdiğini ve öğrencilere destek olduğunu söyleyen Altaş, çalışanlarına da sahip çıkması ile de dikkat çekiyor.

Sempatik tavırları, güler yüzü ve duygusal konuşması ile başladığımız sohbette ilk olarak öğrencilik yıllarının nasıl geçtiğini öğrendik.

Muğla'da mı doğdunuz?

Altaş: 8 Şubat 1962 yılında Muğla'nın Kıramettin Mahallesi'nde dünyaya geldim, 5 kardeşiz, kardeşlerimle aramız çok iyi, biribirimize bağlıyız. 3 erkek ve 2 kız kardeşler olmak üzere olmak üzere, kocaman bir yuvaya sahibiz. Geniş ve kalabalık bir aile olmanın tadı bambaşka, anne ve babamla sıcak bir aile ortamında büyüdük. En büyüğümüz yani benim abim olan Süleyman Altaş şu an da Türkmenistan'da iş adamı, 2. sırada ben varım, Muğla'ya kaliteli ve güzel hizmetler vermeye çalışıyorum, kız kardeşim Sibel'de Marmaris'de apart işletiyor. Diğer erkek kardeşim Bahadır'da Muğla'da iş adamı, benim gibi Muğla'mız için çabalıyor.

En küçüğümüz Nil Bahar'da Marmaris'de ev hanımı.

Anne babanız nasıllar?

Altaş: Annem Halise Hanım 1996 yılında rahmetli oldu. Babam Mehmet Bey hatta lakabı "Koca Mehmettir", 78 yaşında, sağlığı iyi.

Biraz çocukluk yıllarına dönelim, nasıl geçti?

Altaş: Benim babam sanayiciydi, Ben de çocukluğumu babamın yanında geçirdim, Oyun alanım, oyuncaklarım, çocukluk yıllarım babamın yanında geçti. Ben ve kardeşlerim, hep babamın iş yerinde büyüdük. Elimiz yüzümüz kara olurdu, mahallede çocuklarla top oynamadım hiç, bu da içimde uhde kaldı, hemen aklıma gelen bir anımı da paylaşmak istiyorum sizinle, babamın çok yakın arkadaşı adaşım Sefa Erdem beni çok severdi, rahmetlinin çocuğu da yoktu,

hatta beni babamdan çok istedi, "Ben bakıp, büyüteyim, yetiştireyim, okutayım" diye, bir gün de ben onun evinin bahçesindeki kuyusunun tulumbasını boyadım, o da bana eski bir bisiklet verdi, ben de sevinçten havalara uçtum, o eski bisiklet bana çocukluğumun ilk ve tek oyuncağı olmuştu, bisiklet binmeyi öğrendim, o zamanlarda garajın etrafında defalarca tur attığımı biliyorum, hatta, etraftaki çocuklara da bisikletimi kiralar, harçlığımı çıkarırdım. Kazandığım parayla babama o yılların gözde sigarası "birinci" yi alırdım, kendime de ekmek arası lokum yaptırırdım. Kısacası çocukluğumun oyunları sadece "Çalışmaktı"

Babam Muğla'da çok takdir edilir, sevilirdi, askerden sonra çırak olarak girmiş bu işlere babam, daha sonra da kendi ayakları üzerinde durarak bu günlere gelmiş.

"Her işin en iyisi olmalı" düşüncesiyle hareket ederim, doğruluk ve dürüstlük çizgisinde olunursa güzellikler olur. İşimi çok seviyorum, sorun ve problemlerden azmimle ve mücadelemle çıkıyorum.

Gelelim evliliğe, nasıl oldu?

Altaş: Görücü usulü ile evlendim, en sağlıklı evlilik şeklidir bence, şimdi çok basitleşmiş ikili ilişkiler, iyi ki eşimle tanışmışım ve evlenmişim, Eşim Nursel çok iyi bir ev hanımı ve mükemmel bir anne, babam vesile oldu sayılır eşimle tanışmamıza, O yıllarda Antalya'ya iş için gelip gittiği dönemde, eşimin babası ile görüşmeler yaparken konu bizlere gelmiş. O sıralarda eşimin babası Antalya'nın Belediye Başkanıymış. Babalar kendi aralarında sohbet ederken, muhabbet çocuklara gelmiş, bizler adına karar vermişler, iyi de olmuş. Allah neye izin verirse oluyor, kısmet böyleymiş ki mutlu bir aileyiz, hep de öyle olduk, allah bozmasın ve herkese nasip etsin, Kızım İlknur 1987 doğumlu, oğlum Mehmet ise 1989'lu. ikisi de pırlanta gibi, hayırlı evlatlar nasip etti bana Allah, çocuklarımdan da çok memnunum. En mutlu olduğum anlardır çocuklarımın dünyaya gelmesi, en mutsuz olduğum an ise rahmetli annemi kaybetmemdir. Unutulmuyor, acısı da aynı, annenin yeri dolmaz, içim hep yanar, Allah nur içinde yatırsın.

Kendi işinize sıfırdan başlamak da nerden çıktı, cesaretliymişsiniz?

Altaş: Babamdan ayrılmaya annem öldükten sonra karar verdim. Hiç destek almadan kendi ayaklarımın üzerinde durmak istedim ve yaptım, başardım, yeter ki niyet olsun, olmayacak iş yoktur. 1989 yıllarında erkek kardeşimle ufak tefek sıkıntılar yaşıyorduk, anlaşamamaya başladık, bu da tek kalmama sebep sayılanlardan, Babamdan hakkım olan %20 hissem vardı, vardı ama hanım ve iki çocukla bom boş ortada kalmıştım, öyle kolay olmadı iş yeri açmak ve yükselmek. Muğla'nın varlıklı ailelerinden de olunca iş de isteyemedim ondan bundan öylece kala kalmıştım, herkesin hayat hikayesinde zorluklar vardır ya bende çok fakirlik çektim, o nedenle zor durumda olanların durumlarını çok iyi anlarım, ihtiyacı olanlara da elimden geldiği kadar destek olmaya çalışırım. Kızımın küpelerini ekmek parası için sattığımı hatırlarım, içimden hiç çıkmaz. Bu üzüntüleri yaşarken Allahın takdiri ve dualarımın kabulü ile çok sevdiğim bir arkadaşım benim yanımda olacağının belirterek iş yeri kurmama yardım etti. Kooperatif kurduk bir ara, Ortak olarak dostlarımızla. "İlaç gibi geldi" derler ya evimin ihtiyaçlarını karşılayamazken birden bire iş anlamında çabalarken, iş sahibi olmak yavaş yavaş ve aileme bakmaya başlamak, üzüntülerimi geride bırakmıştı, sıkıntılarım artık geride kalmıştı, "Ekip Limited Şirketi"ni kurmuştuk ve hayamın aniden film gibi değişti, sanki sihirli bir değnek sayesinde yükselişe geçtim. Herkes hak ettiğini yaşar, yeter ki kalp güzelliği ve iyi niyet olsun.

Babanızla irtibat da yok bu sıralar anladığımız kadarıyla?

Altaş: Aynen öyle, babamla uzun yıllar görüşmedik, aramın bozuk olduğu kardeşimle de. yaklaşık 20 yılda gelinecek noktaya 3 yılda gelmenin sevinci ile babamla tekrar görüştüm, hatta onun işlerini de toparladım. Sonuçta et tırnaktan ayrılmıyor, kendi kanınız ve canınızdan vazgeçemiyorsunuz, Ortak iş aile ile bile olmaz derler ama biz de terslik olmadı, hak ve hukuk çerçevesinde, kanun ve kurallara uygun bir şekilde hareket ettik, dostlukla başladı iş ortaklığımız, dostlukla bitti, zaten 3 yıl kadar beraber çalıştık ortaklarımla, sonra herkes kendi yoluna gitti.

Sevdiğiniz yemekleri de merak ettik?

Altaş: Muğlamızın hangi yemekleri sevilmez ki, Taze fasülye, bamya, et yemeklerinin hepsi, eşim mükemmel yemek yapar, bende yaparım, mesela harika güveç pişiririm, yani öyle söylerler, beğenirler, hatta mangal ve salatalar bana aittir, yine parmaklarınızı yiyebilirsiniz denilecek derecededir, yemek konusunda da iş hayatım gibi iddialıyım.

Hangi takımı tutuyorsunuz?

Altaş: Fanatik olmamak üzere Fenerbahçeliyim, takıntılı değilimdir, maç izlemesem de olur.

Geziler oldu mu başka ülkelere?

Altaş: Saymakla bitmez, Çin ve Japonya dışında yaklaşık 50 ülkeye gittim, Ülkemizde de gitmediği il yoktur hemen hemen, iş adamı olmanın avantajları da böyle işte, hem iş hem de gezip dolaşma bir arada, araştırmak, yeni kültürleri görmek, değişiklikler falan anlatılmaz, bunun keyfini de doyasıya çıkardım. Yurt dışı yatırımlarım da var, nerden nereye derler ya, hayat inişli çıkışlı, yılmamak lazım, riskleri göze alıp, denemek lazım fırsatları.

Şu anda aklınıza gelen bir anı var mı? İlk aklınıza gelen olsun?

Altaş: Şimdi iş adamı olunca anılarda kredilerle ilgili oluyor herhalde,1997-98 yıllarıydı, çok yakın ve güvendiğim bir arkadaşıma borç para verdim, kredi çektim yani hani derler ya en yakının yapar iyi de kötü de olsa ne yaparsa, benim talihsizliğimde öyle oldu. Çok güvendiğim, sevdiğim birine kendi de eşi de bankada çalışıyordu hatta o nedenle hiç tereddütsüz istediği parayı verdim hem de fazlasıyla zaten az buz da bir para değildi. Gel zaman git zaman parayı ödemediler ben de baktım olacağı yok para da yok oldu, o sinirle iş yerine döndüm, iş yerine geldiğimde ak sakallı bir dede oturuyordu, benim söylenmemi duydu ve bana "Sen Allah mısın" dedi, "Allahın işine niye karışıyorsun, veren de alan da o, Allah tokat atacaksa atıyor, batan batar, çıkan çıkar" dedi, bize römork almaya gelmiş. Ben de "haşaa" dedim, "nerden çıktı amca, sen rahat ol Allah a karşı gelmem" dedim. ve kredi işine de tövbe ettim. bu belki de çekmem gereken bir cezaydı, kimsenin hakkını da yemedim, kötülüğümde olmadı ama çekecek çilelerim, yaşayacak olumsuzluklarım da varmış demek ki.

Muğla Ticaret Odası Başkanı olduğunuz takdirde sizinle birlikte neler değişecek?

Altaş: Muğla'da ki kayıtlı 3300 tane esnaf borçlarını ödeyemiyor. İlk işim esnafları rahatlatmak olacak. Sorunlarına çözüm bulup, gerekli kolaylıkları sağlayacağım. Daha önceki yönetim kurulu başkanı gibi zor durumda olan esnafların işlerini daha da zorlaştırarak, onları icraya vermeyeceğiz. Önceki dönemin hizmetsizlik anlayışını yıkıp, gerçek anlamda gerektiği gibi çalışmayı hedefliyoruz. Gençlerimiz için de gençlere yönelik plan ve projelerimiz oldukça fazla. Yılın girişimcilerini yaratıp, ödüllendirerek, çalışma şevklerini artırarak, iş alanlarına teşvikler sağlayacağız. Muğlamız için iş adamı olarak yıllarca yaptığım çalışmalara Ticaret Odası Başkanlığını da ekleyip, yeniliklere ve güzelliklere imza atacağım.

Önümüzde 10 milyon dolarlık yatırım projemiz var, Holdingler kurup, en az 300 kişiye daha iş alanları kazandırmış olacağız, Muğlamız büyüyecek, kalkınmalar devam edecek. Yaklaşık 20 firma ile iş yerlerini çoğaltacağız, "ne kadar çok hizmet o kadar çok güç demek" anlayışı ile hareket ederek örnek bir olmayı hedefliyoruz.

Üretim olmadan tüketim olmaz, biz EKİP olarak Muğlamız için varız, gençlerimizin elinden tutup, öğrencilerimizin hep yanında olacağız.

Muğla ve ilçelerimizin şu anda kıymet bilinmeyen tarım ürünlerine katmadeğer katacak şekilde, yerinde işlemelerini yeni tesisler kazandırarak sağlamış olacağız. Biz büyük marketlere göre hareket edip, onlara hizmet vermeyeceğiz. Esnaflarımızın yanında olacağız. Önceki dönemin 8 yıllık başkanı gibi AK Parti’nin yaptığı hizmetleri sahiplenmeyeceğiz, Gerçek AK Partili olarak hükümetin yaptığı işlerle gurur duyucağız. En basit örneği "Karya yürüyüş yolunu" yapan Sayın Vekilimiz Yüksel Özden'in bu ve benzeri hizmetlerini üzerimize almayıp, bu işlerle sevinip mutlu olmasını bileceğiz. Kısacası biz devletin işlerini Karakuş gibi sahiplenmeyeceğiz, devletin 100. yıl projelerinin içinde yer alacağız. Alnımız ak, yüzümüz pak, Karakuş 3. dönemim ustalık dönemi olacak derken, daha önceki çıraklıklarını da kabul etmiş oluyor. Biz laf olsun diye başkan olmak istemiyoruz, üyelerimizi hukuki ve mali problemlerini çözmek için var olacağız. Cezaevindeki üyelerimize danışmanlık hizmeti vererek, sıkıntılı sorunlu üyelerimize de destek ve ev sahipliği yapacağız.

Hayırlısı olsun. Samimi cevaplarınız için teşekkürler, tekrar görüşmek üzere..

Altaş: Bana kendimi anlatma ve düşüncelerimi sizinle paylaşma imkanı verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum. Yolumda, kararlı ve inançlı bir şekilde ilerlemenin mutluluğu içersinde olacağıma inanıyorum. Muğla'yı seviyorum, Muğla için varız, var olmaya devam edeceğiz.

Bu haber toplam 413 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.