Mutluluk üstüne!

Toplumumuzda hemen hemen herkesin, hepimizin bir şekilde kullandığı, yaşadığı çok önemli bir kavram olan mutluluk ne anlama gelir? Mutluluğa nasıl ulaşılır, nasıl mutlu olunur? Vs. düşüncesinden yola çıkıp mutluluğun ne olduğunu, nasıl geliştiğini, neler yaşanması gerektiğine inananlardanım.

Gerçekten mutluluk kavramı nedir? Mutluluğun çoğu kez duygu ile doğru orantılı olduğunu düşünürüz… Tam üzerine basıldığı üzre; mutluluk hormonu çoğu kez duygularımızı harekete geçirir ve davranış şeklimizi dengeler, ayarlar. Mesela; mutluluk yaptığımız ve bir o kadar başarılı olduğumuz iş hayatımızda hissettiğimiz duygu olup, bu duygu patlamasında aldığımız belki de en büyük ödüldür. Mesela; tüm mutluluk özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvançtır.

Kişinin hayatındaki pozitif olayların farkında olması, bu olayları aslında kendisinin seçtiğinin, olaylar üzerinde ise ağırlığının olduğunun farkında olmasıdır.

Mutluluk aslında hayatın amacı ve cesaretidir. Eğer mutluluğu gerçekten benimsediyseniz amacınıza ulaşmak için cesarete çılgınca sarılıp kendi elinizde olan bu kavramı doyasıya yaşayabilirsiniz. Beğeniyorsunuz, hoşlanıyorsunuz sonucun bileşenlerinde mutluluğu yakalamanız için her şeyi göze alıp “senden çok hoşlanıyorum…” “ Sana aşığım…” bile diyebilmenin mutluluğu tamamen sizin kendi elinizde, avucunuzda..! Bunun nasılı, nedeni, ötesi, berisi kısacısı hiçbir şeyi yok. Doğru insanın medeni cesaretinin sonu mutlaka doğruluktur. Zaten mutluluğun özünde sevmek ve sevilmek isteğinin zirve yapması gerekliliği yatar.

Yaşamın farkında olarak, hayatın içinde insanın kendisi ile barışık olabilmesi, hiç karşılıksız evreni, insanları, doğayı, hatta hayvanları çıkarsızca sevebilmesidir. Özellikle insan ilişkilerinin menfaat beklemeksizin gelişmesi, çıkar çatışmasının bir bütünlük içinde cereyan etmesi değer yargısına ne denli önem verildiğinin tek işaretidir. Değer vermesini bilmek, yaşamın sıcacık ışıl ışıl parıldayan gözlerle bakabilmek, insanları güldürmekle mutlu olmanın, oldurabilmenin de yöntemleridir… Çoktan unuturdum! Ben seni çoktan… Ahhh bu şarkıların gözü kör olsun… dizelerindeki mutluluğu yakalayabiliyorsanız; şu an duvarda asılı size en yakın tablonun renklerinin mutluluğunu hissedip, şiirlerin dizelerindeki o sıcaklık; belki de elinizdeki fotoğraf albümünde taşıdığınız bir fotoğraf karesinin size verdiği keyif mutluluğunuza mutluluk katıyorsa bilin ki siz dünyanın en aşina insanısınız.

Gün gelir çocukluğuma giderim o dönemde aile büyüklerimin bana aldığı bir plastik oyuncak arabanın verdiği mutluluk beni “ohhh! Değmeyin keyfime” dedirtir hale getirirdi. Bu olan biten galiba bu ihtimali zaman aşımına uğrattı. Şimdilerde aynı hareketi yeni nesle bizler yapıyor olsak da kıymetin değeri aşağılarda sürünüyor. Mutluluk yerlerde sürünüyor. Mutluluk kavramından uzak bir yabanilik almış başını gidiyor.

Mutluluk bence küçük bir gülümsemeyle başlar… Kartopu tanesi gibi büyüyüp yüreğinizde koca bir sevgi seli oluşturmasıyla mutluluğu yaşatması aslında kaçınılmazdır. Hepimizin mutlu olmaya gerçekten ihtiyacı var. Ekmek/su gereksiniminin hiç eksilmediği yaşam alınanda mutluluğu aynı gereksinim içine almak ve doyasıya yaşamak sizin, tüm insanlığın kısacası hepimizin hakkı olduğunu göz ardı etmemeliyiz.

Toplumsal sevgi ve saygı bağının zirveye taşıdığı mutluluğun; bencil, egoist olan kişileri ne denli bu oluşumun dışına ittiğini ve bu tarz olumsuz düşüncelerin her alanda yıllardır çabalayıp durduklarını hep şahidimdir/şahitsinizdir. Israren belirtiyorum. Mutlu olmanın özünde mutlaka gülümsemek yatıyor. Gülümsemek, illaki gülümsemek..! Güne küçük bir tebessümle başlamak bilin veya bilmeyin herkese selam vermek… sizi sevgi yumağının içine alıp sizi hep sarıp sarmalayacaktır.

Aslında mutlu olmak için bir çok neden var… O nedenlerden bir tanesi kendinizin ne ve kim olduğunu bilmesidir. Kendisine sevgisi ve saygısı olanın çevre faktörü bir o kadar çepeçevre ve geniş olur. Dolayısıyla bireyler daima size sevgi ve saygı duyarak sizi size daima hatırlatır ve mutlu olmanızı sağlarlar.

Bence mutluluğun sırrı sevgi ve hoşgörü duygusunu geliştirmekten geçer. Unutmayınız mutluluk sevilerek ve severek keyif almaktır. Kaç yaşındasınız bilmiyorum ama hayat akıyor, hem de son hızla..! Yine söylüyorum kaç yaşındasınız bilmiyorum ama yüreğinizdeki sevgi hiç ama hiç eksik olmasın…!

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.