MUĞLA VE MUŞ

Muğla ve Muş.

48 ve 49 plakalarıyla birbiri ardına sıralanmış, ülkemizin iki güzel şehri.

Aralarındaki mesafeyi 1584 km. olarak gösteriyor haritalar. İkisi arasında doğrudan bir uçak, bir otobüs seferi bile yok ama yıllardır bu iki şehir arasında gidip gelen, görev yaptığı Muğla’dan bu mesafeyi yıllardır defalarca aşıp giden inanmış, kararlı ve azimli bir insan var.

Malazgirt Savaş Alanının Tespiti Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesinin bilimsel danışmanı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik.

“Proje fikri 2018 yılındaki Malazgirt törenleri münasebetiyle Malazgirt ve Ahlat’ta çeşitli aktiviteler için bulunduğumuz sırada Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı Bey ile bir akşam sohbetinde olgunlaştı. Devletimizin ve özellikle son 4-5 yıldır Sayın Cumhurbaşkanımızın törenlere bizzat katılması Malazgirt ve Ahlat bölgelerinde devletin bölgeye ilgisini daha görünür hale getirmiştir. Dolayısıyla bu kadar önemli bir hadisenin bilimsel arka planının bugüne kadar tam olarak ortaya konulamadığı ve savaşın noktasal olarak nerede cereyan ettiğinin hâlâ tartışmalı olduğu gibi konular konuşulunca böyle bir projenin zaruri olduğu ortaya çıktı. Daha sonra Ankara’ya dönüldüğünde Gökhan Bey bana bakanlık olarak böyle bir projeyi desteklemek istediklerini ve bunu hayata geçirip geçiremeyeceğimi sordular. Ben de bir ekiple bu projeyi gerçekleştirebileceğimi söyledim. Daha önce de bölgede akademik çalışmalarım olmuştu. Özellikle “Yukarı Dicle Havzasında Yeni bir Ortaçağ Başkenti Erzen” adıyla Türk Tarih Kurumu desteği ile 2007-2008 yıllarında 2 yıllık bir yüzey araştırması yapmıştım. Bakanlık bana Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini tanımamdan ve bu tip projeler yürütmüş olmamdan dolayı böyle bir talepte bulundular ve biz de kabul edip ekip oluşturmaya başladık. Her şeyden önce Türkiye’de savaş alanı arkeolojisi çok yeni bir alan. Yapılan bazı çalışmalar var; fakat bunlar 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ya da Çanakkale Harplerine ilişkin. Bunlar da daha çok arkeolog ve sanat tarihçilerinin araştırmalarıyla sınırlı kalmış. Biz öncelikle böyle bir çalışmanın nasıl yapılacağını, dünyadaki araştırmacıların bunu nasıl yaptığını inceleyerek, kimlerle ve hangi disiplinlerin yardımıyla hayata geçirilmesi gerektiği üzerine kafa yorduk. Bunun için de interdisipliner bir takımın oluşması sağladık. Tarihçilerin yanı sıra arkeolog, sanat tarihçisi, antropolog, jeolog, coğrafyacı, jeofizikçi gibi temel alanlardan uzmanlar var. Çünkü projenin hem yüzey araştırması hem de arkeolojik kazı boyutu var.”

O günlerden bu yana defalarca yerli ve yabancı basında, yayın kuruluşlarında projeyi anlatıyor, soruları cevaplıyor Muğla’ lı akademisyen ve yıllardır yaşadığı şehrin de görev yaptığı üniversitesinin de bir bakıma tanıtımını yapıyor.

Malazgirt Zaferi’nin Türk tarihi açısından taşıdığı stratejik ve kültürel öneme dikkat çekerek, savaş alanının tespitine yönelik arkeolojik yüzey araştırmalarının yalnızca bilimsel değil aynı zamanda tarihî hafızanın korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da büyük önem taşıdığını vurguluyor. Disiplinler arası bir yaklaşımla tarih, arkeoloji ve coğrafya alanlarının bir araya getirilerek Malazgirt Savaşı’nın cereyan ettiği bölgenin bilimsel yöntemlerle ortaya konulmasını hedeflenirken, çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte hem akademik literatüre katkı sağlanacağı hem de bölgenin tarih turizmine kazandırılması için güçlü bir altyapı oluşturulacağının da altını çiziyor.

Projenin öncelikli amacının Anadolu’nun Türk yurdu olmasına zemin hazırlayan ve bu toprakları Türklere açan savaş olduğundan “kapı” metaforuyla ifade edilenMalazgirt Savaşı’nın yerinin noktasal olarak tespit edilmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çevik, “Bugün Malazgirt’e gittiğinizde gördüğünüz gibi savaş alanı olduğu tahmin edilen yer, geniş bir sahayı kapsıyor. Üstelik bu alanda bugüne kadar akademik bir çalışma da yapılmış değil. Savaşın nerede yapıldığı tahmine dayalı bir bilgi bu yüzden. Bunun noktasal olarak tespiti, -tıpkı Gelibolu yarımadasında ve Sarıkamış’ta olduğu gibi- savaşın bir anlamda ete kemiğe büründürülmesi, gerçek zaman ve mekân üzerine oturtulması anlamına gelmektedir. Bu, ayak bastığımız topraklarda var oluşumuzun başlatıcı hikâyesi olarak Malazgirt’in yerinde anlaşılmasını sağlayacaktır. ” sözlerini kullanıyor. Akademik ortamda çalışmaları Türkiye ve dünyayla paylaştıklarını da ifade eden Çevik ayrıca 2023 yılı Kasım ayında Rus Bilimler Akademisi’ne davet edildiklerini, bu yıldan itibaren her iki yılda bir düzenlenen bir toplantılarla Malazgirt'te elde ettikleri sonuçları Rus Bilimler Akademisi aracılığıyla dünyaya tanıtmaya da başladıklarını belirtiyor.

Her defasında projeyi omuzlayan Kültür ve Turizm Bakanlığına, projenin başından beri kendilerine ev sahipliği anlamında büyük destekler sağlayan Muş Alparslan Üniversitesi’ne, Okçular Vakfına, savaş alanına komşu bütün belediye ve kaymakamlıklara teşekkürlerini ileten sayın Çevik’e biz de gayretlerinin devamı dileklerimizle Muğla’ lı basın mensupları ve yazarlar olarak şükranlarımızı iletiyoruz.

Allah (C.C.) bu ülke için, tarihi, kültürel mirası velhasıl ufacık da olsa bir derdi, gayreti olan herkesin yar ve yardımcısı olsun İnşallah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum