Naim Arslan Dağlı

Naim Arslan Dağlı

Kelebek Etkisi ve Psikolojik Kazalar

Küçük bir iyiliğin ya da güzelliğin tüm hayatı güzelleştirmeye başlamasına “kelebek etkisi” deriz.
Kelebek etkisi; bazen birinin gülümsemesi, bazen ofisinize aldığınız hoş bir fincan ya da yolda gördüğünüz güzel bir nesneyle kendini gösterir.
Algı sistemimiz güzeli gördükçe güzele alışır. Bu da zamanla hayata bakış açımızı değiştirir.
Bir fincanla, bir tebessümle başlayan bu küçük süreç, bir bakmışsınız size bir şirket kurdurmuş ya da hayatınızda değerli bir değişimin yolunu açmış olur.

Kelebek etkisi, olumlu bir ivme yaratır. Ve bilinçli bir şekilde hayatınıza çektiğinizde size güzel sonuçlar getirir.

Ama maalesef kelebek etkisinin tersi de mümkündür.
İsterseniz buna psikolojik kazalar diyelim.

Psikolojik kazalar, günlük hayatta yaşadığımız küçük kazalara benzer.
Ancak bu kazalar, fiziksel değil; zihinsel ve duygusal düzeyde yaşanır.
Çoğu zaman gerçek olaydan değil, bizim olaya yüklediğimiz anlamlardan doğar. Yani bilişsel çarpıtmalar içerir.

Örneğin, yolda giderken küçük bir trafik kazası yaptığınızı düşünün.
Arabada teksiniz, araç kayıyor ama kısa sürede toparlanıyor. Ne sizde ne de arabada en ufak bir hasar yok.
Ancak içinizde bir ses başlar:
“Bir arabayı bile doğru düzgün kullanamıyorum. Ya başkaları da olsaydı? Belki bir dahaki sefere bu kadar şanslı olamam. Ben gerçekten beceriksizim.”

Bu düşünceler zihninizde dolaşır durur.
Ve zamanla algı sisteminiz değişir – ama bu kez olumsuz yönde.
Bir bakmışsınız, “Borçlarım da var… Ailemle de tartıştım… Patronum da geçen gün beni eleştirmişti…” gibi düşüncelerle zihniniz daha da karışmış.
Bu süreç fark edilmeden sizi etkisi altına alır:
Kötü kararlar almaya başlarsınız, ilişkileriniz bozulur, iş performansınız düşer.
Ve zamanla bu düşünce biçimi, sizin karakterinizin bir parçası haline bile gelebilir.

Maalesef toplumda bu tür psikolojik kazalarla yaşayan pek çok insan vardır.
Her zaman şanssız, her zaman mutsuz, sürekli stresli ve bitkin hissederler.
Farkında olmadan hayatı kendi zihinlerindeki yıkımla inşa ederler.

Bu yazıdan sonra size bir soru sormak istiyorum:
Siz de psikolojik kazalar yaşıyor musunuz?
Ve daha da önemlisi; bu yaşadıklarınızı içselleştirip hayatınızı zorlaştırıyor musunuz?

Eğer cevabınız evetse, bir süre durup düşünmenizi tavsiye ederim.
Bu farkındalık, sizi bambaşka bir seviyeye taşıyabilir.

Peki, bu farkındalığa ulaştıysanız ne yapmalısınız?
Kendinize nazik davranın.
Kendinizi daha çok sevin.
Ve en önemlisi: Hayatınızın sorumluluğunu elinize alın.

Daha önceki köşe yazılarımda bu konuları detaylı bir şekilde ele almıştım. Göz atmak isterseniz, o yazılar size iyi bir rehber olabilir.

Hepinize sağlıklı, huzurlu ve farkındalık dolu bir hafta dilerim.
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.