Muğla Haber
İlkbaharın kokusu ve cemreler..!
Bu soğuk havalarda, yaşta yağmurda ilkbahardan bahsetmekte neyin nesi demeyin. İlkbahar kelimesi bile insanın ne kadar içini ısıtıyor. Özellikle bazı günler hava soğuk olsa da gündüz saatlerinde ortalık güllük gülistanlık edasından geçilmiyor. Takvim üzerinde kış mevsiminin son ayı Şubat olsa da doğal olarak soğuklar ve yağmurlar devam edecek… Amma bu arada ilkbaharda adımını atacak. Ağaçların kendine has yaydığı o güzel kokuların devamını çimlerden teneffüs edeceğiz. Çimlerin o mis gibi, sadece ilkbahar kokan kokusunu algılayacağız.
Mevsimler gelir geçer. Günler, haftalar, aylar; yılları bitirir. Dönüşüm mevsimlere de yansır. Düne kadar geçen yılın son Kasım ayında biten sonbahar, kışı davet etti; bu ay sonu bitecek kış mevsimi de ilkbaharı davet edecek. Doğanın mevsimlere yansıyan o muhteşem ambiansını her mevsim hiç göz ardı edemem. Etmedim de…
Şimdi her ne kadar “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” deyişi illaki ve halen geçerliliğini korusa da Mart gelince takvim üzerinde zorunlu ilkbahar mevsimi dayatmasına adeta göz kırpsak ta; görünürde ve yaşamda gerçekten ilkbahar kapımızı çalmıştır. Düşünsenize cemreler bile geldi de kapımıza dayandı. Soğukları elimine eder halde cemrelerle iç içe olduğumuz bu haftalarda ağaçlarda çiçeklerini açmaya ve kokularını yaymaya başlayacak. Özellikle çağla ağaçlarının çiçeklerini açmasıyla baharın o başlangıç müjdesi içimizdeki coşkuyu arttıracak.
Baharın ilk günleri, çiçekler, cıvıldaşan kuşlar ve insanların yüreklerinin pırpır etmesinden bahsetmek istiyor o koca gönül..! İçimizdeki o coşkuyu kaybetmeden ilkbaharın kollarına gelin gönlümüzü bırakalım ve her şey öyle kalsın..! İnsan neyi hissederse ve çok isterse o gerçekleşir derler. Biz de öyle yapalım..! Hep beraber, cümbür cemaat..! Ben zaten bireysel olarak öyle yapıyorum.
Dünden evvelsi gün sevgili İsmail Günay ve sevgili Türker Çermik ile kısa bir yolculuk gerçekleştirdik... Çok keyifli ve bizi bir o kadar artıya taşıyan ziyaretlerle bezenmiş o yolculuk sonrası seyir halindeki aracın camından etrafı izlerken; çise çise yağan yağmurun alacakaranlıkta (hava kararmaya yüz tutmuş) etrafta bulunan heybetli ağaçları sanki hüzünlendirmiş bir şekilde o saatte bile doğanın dingin güzelliğini anlatıyordu bana, belki de bize… Sizde fark ediyorsunuzdur. Kısaca bakmakla görmekten yola çıkın..! Yaşadığım bu güzel enstantaneyi sizinle paylaştım. Çünkü bakarken doğa bize her şeyi anlatıyor… İlkbaharı bile… ve kısacası her mevsimi..!
Hiç sabahleyin uyandığınızda şöyle havayı derin derin soludunuz mu? Temiz havayı ciğerlerinize kabul ettiniz mi? Bu hareketlerle güne başlayın ki fizyolojik olarak önce bedeninizi güne hazırlayın… belki de ilkbahara..! Hiç karamsar olup, içinizdeki o sevgi kırıntısını yok etmeyin… Olanı biteni sevmek hayatı sevmekle doğru orantılıdır. Nasıl ki gecenin en karanlık anı sabaha en yakın olan ise; kışın son dönemleri ilkbaharın müjdecisidir.
İnsanların evrensel değer yargıları vardır. Bunlardan birisi doğa sevgisidir. Şimdilerde doğa; kış mevsiminin insanı biçare bırakmış o halinden kurtarıp, adeta utanmış gibi yeşilliklere bürünür. Bu yeşilliğin adı ilkbahardır. İnsan elbisesi ile güzeldir… Doğanında ilkbahara verdiği o yeşillikte bambaşkadır. İlkbaharın temasında aslında neşeli, cana yakın, çocuksu bir hal vardır. İlkbahar sanki doğanın yeni dünyaya gelmiş çocuğu gibidir. Doğa konusunda hiç yanılmadım ve kişisel anlamda da böyle düşünüyorum. Çocuklukla özdeşleştirmeye çalıştığım ilkbahara ait ve ilkbaharda yaşanmış kimin çocukluk döneminin anısı yoktur ki? Her yetişkin o günleri mutlaka anımsıyordur… Mutlaka...!
İlkbaharın kokusuna eşlik eden cemreler bugünkü yazımın yine baş kahramanlarındandı. Son soğuklar ve hep yağacak yağmurlar olsa da cemreler ilkbaharın gerçek müjdecisidirler. Sırayla hava, sonra su ve de toprağa düşen her cemrenin arasında bir haftalık zaman dilimi vardır. Cemre düşer hava ısınır… Cemrenin havaya düşmesi ile hava sıcaklığının arttığı düşünülür. İkinci ve üçüncü cemrelerde ise hava sıcaklığı iyice artar. Kışın çok yorduğu sizlerden “aman hava sıcaklığı artsın artık canım” serzenişlerini duyar gibiyim. Birinci cemre dün havaya düştü, ikinci cemre 26-27 Şubat’ta suya düşecek, üçüncü cemre ise 6-7 Mart tarihlerinde toprağa..! Şimdiden iyi cemreler diliyorum unutmayınnn. Her cemre düştüğünde sıcaklık biraz daha artacak..!
Her mevsimi seviyorum. Fakat ilkbahar ve yazın benim gönlümdeki yeri bambaşka..! Şimdiden ilkbahar için kolları sıvayın. Çünkü o günlere çok az kaldı.
Düşünce ve hayal alemi derinleşir, ufuklar genişler, şair olmayanlar bile şiir yazmaya başlar. Belki o şiirde dizeler şöyle başlar… Mevsim ilkbahar..! O halde bu güzel mevsim tüm dünya da birbirini seven ve anlayan herkese mutluluk getirsin… Dün, bugün ve yarın; yarından da yakın…..!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.