BİR YANIMIZ BAHAR BAHÇE, BİR YANIMIZ DATÇA

Her yıl mümkün olduğunca hem bahar hem de hazan mevsimlerini Datça’da geçirir, insan hasretiyle günlerinin çoğunu mahzun geçiren fakirhanemizin de bu vesile gönlünü almaya çalışırım. Kısmet oldu, ufak bazı sağlık problemlerimize rağmen ucundan da olsa bahar ile yine Mayıs’ta buluştuk.

Gerçekten söz konusu huzur olunca, söz konusu sağlık olunca; işinizden, başka türlü mazeretlerinizden sıyrılıp sığınacağınız yer Datça olmalı, Datça’ya koşmalısınız. Hiçbir doktorun reçetesinde yazmayan, SGK kapsamında ödeme listesinde henüz adı geçmeyen eşsiz bir şifa kaynağı.

Adım adım, koy koy, tepe tepe, bük bük, belde belde dolaşarak çıkardım tadını. Tertemiz havasını ciğerlerime doyasıya çektim, soludum.

Telefonuma sık sık Muğla Su Kanal İdaresi MUSKİ’ den Datça’nın su kesintisi ihbarları gelir ve ‘yine Datça’da su yok’ vehmine kapılırım. Ancak Datça merkezde dâhil neredeyse üç beş sokakta bir, akan suları gördükçe demek ki Datça’nın sadece evlerinde akmıyor bu su diyerek de üzülürüm. Şayet MUSKİ sokaklarda yaşayan diğer canlıları da düşünerek böyle bir uygulama yapıyorsa gözlemlerime dayanarak şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki Datça’nın yardımsever halkı sokaklardaki her canlıyı, ağaçları, bitkileri, patileri inanın hiç ihmal etmiyor, ne mamalarını, ne de sularını esirgemiyorlar. Bu yüzden ne olur siz işinizi iyi yapın ve o suları kesintiye uğratmadan sokaklardan değil de evlerimizden de akıtmaya çalışın. Biz o güzel dizeleri zaten yeterince seviyor ve dilimizden düşürmüyoruz ama Datça’mızın da kaderi böylesi bir çıldırtan denge olmasın.

“Dostum dostum güzel dostum / Bu ne beter çizgidir bu / Bu ne çıldırtan denge / Yaprak döker bir yanımız / Bir yanımız bahar bahçe”

24 Mayıs Cuma günü Karaköy’de bir cenazeye katıldım. Uzun yıllar önce memleketi Kahramanmaraş’ dan Datça’ya gelip yerleşerek buranın sosyal, siyasi, ticari alanına katkılar sağlamış, benim de tanıma fırsatı bulduğum Cafer Kara’nın cenazesinde bu yöre insanının vefasını, kadirşinaslığını da bir kez daha yakından izleme şansım oldu. Karaköy Camii’nin içi, etrafı tıklım tıklım doluydu. Kalabalığı oluşturan insanlar arasında hemen her düşünceden, her yöreden insanlar olduğu dikkatimden kaçmadı. Herkes üzgün, herkes bu gidişin biraz ani olmuş olmasından dolayı şaşkındı. İnsanımız kimin faydalı insan, kimin kendine Müslüman ayırımını çok iyi yapıyor ve bunu bir şekilde ifade edip dışına da yansıtıyordu ki bunun en bariz örneğini de cenazelerde görmek mümkün oluyordu. İz bırakan, eser bırakıp taş taş üstüne koyan ile sadece kendine çalışanın ardından söylenenler de, yapılanlar da aynı olmuyordu. “İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır” kültürünün çocuklarıydık ve gerek yaşarken, gerek vefatının ardından görüp şahit olduk ki Cafer Kara güzel yaşamaya gayret etmiş, kendisiyle beraber çevresini de güzel yaşatabilmek adına hayatına o mücadeleyi koyabilmişti. Ruhu şad, mekânı cennet olsun inşallah. Allah onu ebedi âleminde de iyi ve güzellerle daim eylesin. Yakınlarına, sevenlerine bu vesile bir kez daha sabırlar diliyorum.

Bayram öncesi döndüm Datça’dan. Yani ülkenin her bir yanından insanların kalabalığını görmeden. Ben ayrılırken giriş yapmaya başlamışlardı. Umarım dönüşleri de gelişleri gibi şen olur, mutlu ayrılırlar Datça’dan. Havasıydı, deniziydi, ormanıydı, koyuydu, büküydü hepsi razı olur onlardan da inşallah trafik kazasıydı, orman yangınıydı, çöpüydü, gürültüsüydü, kıyı işgaliydi gibi sevimsiz olaylara tanıklık etmeden geçiririz hem sezonu, hem bayramı.

Sizi bilmem ama ben her bayramı, hep bu bayrama kavuşamayanları düşünerek, anarak başlarım. O kadar bayram mesajları, tatlı dilekleri, neşeli sözleri arasında gözüm de, aklım da onlara takılıverir. Bu yüzden güzel adetlerimiz arasındadır bayrama öncelikle kabirlerden, kabir ziyaretleri yaparak başlanır. Allah’tan sabırlar dilerim ve yine diliyorum: Yaradan sevenlerini hiç olmazsa ebedi âleminde ayırmasın birbirlerinden.

Sizlerin bayramlarını en içten, en sıcak duygularımla kutluyor, küçüklerinizin gözlerinden sevgiyle, büyüklerinizin ellerinden saygıyla öpüyorum. Geride bırakacağımız, yarım kalacak bir şeylerimiz mutlaka olacak. Mutlaka tamamlanmamış hikâyelerimiz olacak ama geride güzel şeyler bırakmaya gayret edelim ki ardımızdan da güzel konuşulsun.

Herkesin; en başta yüreği yanık, gözü yaşlı, bir yanları biraz buruk olanlar olmak üzere bayramları bayram olsun.

Bayramlar iyiliğimize, güzelliğimize vesile olsun.

Dünyanın en kıymetli varlığı insana yatırım yapan, insan için, insana faydalı olabilmek için, insanı insanla tamamlayabilmek için çalışan, didinen, bizlerin sizlerle buluşmasında emeği olanların da, mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğumuz emektar milletimizi de daha güçlü ve daha mutlu yapabilmek adına da kendilerinden geçen bütün emek sahiplerinin de bayramlarını kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Erdal ÇİL

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.