Küçük Elif’in büyük dünyası

Bundan birkaç hafta önce Muğla’da Engelliler Derneği adına Dernek Başkanı Emine Çakıroğlu hanımefendinin verdiği röportajda Muğla’da olduğu gibi, adeta Türkiye’de bulunan tüm engellilerin içinde bulunduğu hüznü tüm açıklığıyla anlatmıştı. Emine Hanım, yönetim kurulu arkadaşları ve üyeler canları için engel olunan fiziki duruma adeta çalım atarak ellerinden geleni önlerine alıp onları nasıl silip süpürdüklerini tüm açıklığıyla anlatmıştı.

Muğla Engelliler Dernek Başkanı Emine Çakıroğlu’nun bu görüşmemizde Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okuyan oğlu Suat’ın yazdığı kompozisyonu bana uzattığında dikkatle alıp sesli bir şekilde okumaya başlamıştım. O an ofiste bulunan kişiler kadar bende okuduklarımdan etkilenip üzüntüden bir hal olmuş vaziyette sevgili Suat’ın yazdığı dizeleri okumaya devam etmiştim. Okurken duygu selimin yükselmesinden soluk alıp vermem adeta zorlaşmıştı. Bu hengamede okumayı sürdürdüm. Ancak hiç abartmıyorum yüreğim bin bir parçaydı.

Sevgili Suat Çakıroğlu’nun “İki orta bir sade- Kelebek” adı altında yazdığı kompozisyonu okuduktan sonra ricam üzerine fotokopisini hemen aldım. Çünkü çok etkilendiğim bu dizeleri “Dünya Engelliler Gününde” sizinle paylaşmak için o günden bugünlere portföyümde taşıdım. Hiç ara vermeden bu duygu dolu dizeleri hemen sizinle paylaşacağım.

İKİ ORTA BİR SADE

KELEBEK

Geçen gün çok tatlı, minik bir hanımla tanıştım. İsmi Elif…Elif henüz 7 yaşında ve onun bir buçuk yaşında bir engelli kardeşi var. Bende engelli kardeşi olan biri olarak Elif’te kendimi gördüm. O kadar çok ortak yön buldum ki bu sayıdaki köşemi Elife ayırmaya karar verdim.

Elif çok ilgili bir anneye sahip… Ama daha da önemlisi annesi de çok çok daha ilgili bir çocuk olan Elif’e sahip…

Ailesinin isteyeceği çok şeydi Elif’e engelli bir kardeş vermek: İster mukadderat deyin, ister isyan edin olanın önüne geçilemiyor maalesef. Ailedeki her birey için çok zor bir durum ama ben olaya Elif’in gözlerinden bakmak istiyorum izninizle.

Elif’in asla tek kişilik bir hayatı, uçuk kaçık hayalleri olmayacak. Çocukluğunu doya doya yaşayamayacak. Elif’in kardeşinin yükü onun omuzlarında olacak. Büyütecek Elif’i… Mesela Elif ilkokul ödevlerini bile çoğu zaman tek başına yapacak. Çünkü anne ve babası kardeşiyle ilgilenmeli hep. Kıskanacak Elif, alışacak bir süre sonra: Kendi başına sevinecek, kendi başına üzülecek: İçine kapanacak bir dönem sonra kardeşini düşünecek yine ve onun için yaşayacak:

Hep başarılı olacak Elif, eline attığı her işi başaracak. Herkes hayret edecek onun başarısına…Düşününce hayatını Elif için çerez olacak bu başarılar… Ama nereden bilecekler ki Elif’in neler yaşadığını ve neler yaşayacağını..!

Elif ilgisizlik içinde ilgiyle büyüyen bir çiçek olacak. Büyük sorumlulukla birden bire büyüyecek Elif… İleride okuyacağı bölümü, yaşayacağı şehri, evleneceği kişiyi bile kardeşine göre seçmek zorunda kalacak:

Engelli bireyin kardeşi yoktur. Her kardeş ikinci anne ve babadır onun için… İkinci anne ve babalar bunun bilincinde yaşarlar. Anne ve babası öldüğünde iyice yalnız kalacak Elif… Birinin hayattaki tek dayanağı olduğunu düşünün. Bunun üzerinde birkaç dakika düşünmek bile psikolojinizi bozabilir. Birde Elif’in bütün ömrünü böyle hissederek geçireceğini düşünün.

Elif çok sevecek kardeşini… O kadar çok sevecek ki her gün kardeşinin ondan önce ölmesi için dua edecek Tanrı’ya…

Güzel şeylerde yaşayacak Elif elbet. Hiçbir varlığın duyamayacağı bir sevgiyle bağlanacak kardeşine. Gözü kara sevecek… Kardeşinin yanında kendini dünyanın en güçlü insanı hissedecek, onu koruyacak, yeri geldiğinde kendinden bile…

Elif’e acımıyorum. Çünkü o hepimizden güçlü… Hepimizden farklı şekilde bir hayat sınavına tabi… Kimsenin merhameti veya yardımına ihtiyaç duymadan da bakabilecek kardeşine…

Ancak Elif özgürce uçmak isteyen fakat ömrü boyunca kozasına hapsolmuş bir kelebek olarak kalacak…

Yaşı küçük ama kalbi büyük sevgili kardeşim Suat; dizelerini üzülerek, duydu dolu hislerle yazdım. Her ne kadar senin duygularına tercüman olamasam da şu an kendi duygularıma set çekemiyor, dolu dolu olmuş gözlerimle sizi anlamaya çalışıyorum.

Suat’ın kaleme aldığı bu dizeleri yüksek sesle okuyup adam akıllı etkilenip duygularımı frenleyemedim. Sizden ricam Suat’ın dizelerini yüksek sesle okuyun lütfen. Okuyun ki; küçük Elif’in neler hissettiğini daha iyi anlayabilesiniz.

Duygu yüklü insanlar olarak hissiyatımızı nasıl yönlendirebileceğimizi çok iyi biliyoruz. Önemli olan aslan yürekli olmak ve hayatın tüm engellerinin üstesinden gelmek… İşte o zaman Eliflerin, Suatların duygularını ve neler hissettiklerini daha iyi anlayabiliriz.

Öyleyse uzun söze ne hacet..!

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.