İÇKİDEN SONRA KAHVE DE YASAKLANIR MI

Alkol satışının 22:00’den sonra yasaklanması konusunda Muğla Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Bülent Erol bir açıklama yaptı. Bülent Erol açıklamasında “Alkollü içki satışının gece saat 22.00’dan sonra yasaklanması ile benim kişisel kanaatim asayiş olaylarında azalma olduğu yönünde” demiş. Şimdi burada duralım ve bazı hatırlatmalarda bulunalım…

Kamuya açık park ve bahçelerde alkol alma konusunda birtakım engellemeler vardı. Örneğin içki yasağının öncesinde de Kızıldağ’daki parkta içki içilemiyordu. Bunun belli saatlerden sonra uygulanmasının çeşitli yararları olabilir. Ancak saat 22:00’den sonra içkinin yasaklanması doğrudan doğruya özel hayata müdahaledir. Devletin görevi kamuya açık yerlerde insanları rahatsız edecek davranışlarda bulunanları engellemektir. Ancak bunu yapmak yerine siz evinde içki içmek isteyen insanları da engellerseniz, bu özel hayata müdahale olur. Artık devlet insanların saat kaçta içki içeceğine karışır hale geldi.

BU YASAKLAR “YENİ” DEĞİL

Bunun ardından da “kızlı-erkekli” tartışması çıktı. Konu “kızlı-erkekli” diye başlayınca toplumun bazı kesimlerinde buna destek verilmesi muhtemeldi. Ve fakat orada da konu özel hayata müdahale idi. Artık reşit insanların evinin içi gözetlenecek! Konu anayasaya göre suç teşkil etmeyen/edemeyecek bir fiilin de artık suç kapsamında değerlendirilmesinin önünün açılmasıdır.

Velhasıl alınan bütün bu kararlar özünde temel insan hak ve özgürlüklerine karşı atılan siyasi adımlardır ve bu topraklarda aslında “yeni” şeyler değildir…

KAHVE HARAM MIDIR

Tarihte görülen içki yasaklarına girmeyeceğim. Daha vahimi var çünkü. Çay bizim topraklarımıza çok geç gelir. Çay tarımı da 1900’lerin ilk çeyreğinde Muğlalı Zihni Derin’in çabaları ile başlar. Kahvenin yaygınlaşması ise Kanuni dönemine dek uzanır. Doğan Avcıoğlu, “Osmanlı’nın Düzeni” kitabında İstanbul’da ilk kahvehanenin 1554’te biri Halepli, diğer Şamlı iki kişi tarafından açıldığını yazar. Daha çok tavla ve satrancın oynandığı kahvehaneler kısa sürede çok yayılır. Bu sırada ilginç bir şey olur. Kanuni’nin Şeyhülislam’ı Ebussuud Efendi bir fetva yayınlar: “Kavrulmuş kahve kömürden sayılır, o halde haramdır!”

III. Murat ve I. Ahmet döneminde kahvehaneler yasaklanır ancak bunlar uzun ömürlü olmaz. Bir diğer yasak da IV. Murat döneminde çıkar. Padişah, işi kahvehaneleri yıktırmaya kadar götürür…

Peki Devlet-i Aliyye neden kahveye bu kadar düşmandı? Gerçekten dini temelli bir “kanaat” miydi kahvenin haram olduğu? Hayır! Çünkü zaman içinde kahvehaneler siyaset konuşulan yerler haline geliyordu! Buna karşı önlem de kahvenin haram, kahvehanelerin yasak olmasıydı!

Dönelim günümüze…

İNSANLAR EVLERE KAPATILSIN, SUÇ ORANI DÜŞER(!)

Devlet yönetimi bilimle ve istatistikle yapılır. Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Bülent Erol tam olarak neye dayanarak asayiş olaylarının içki yasağı ile azaldığını söylüyor bilmiyorum. Gerçekten azalmış da olabilir.Ancak “kanaat”, devlet yönetiminde bilimsel bir metot olarak sayılmaz zannediyorum. Ortada bir istatistik yahut veri varsa bu paylaşılmalı. Fakat bu istatistikle ilgili başka öncüller de gerekli. Örneğin eğer suç oranı yaz aylarında yüksek, yasağın başladığı sonbahar itibariyle düşükse gözden kaçan bir şeyler var demektir. Yaz aylarında insanların dışarıda geçirdiği vakitle sonbahar-kış dönemi aynı olabilir mi? Oldu olacak insanları evlerine kapatalım. Kesin çözüm, iş dışında evden çıkmayan insanlar dışarıda hiç suç işleyemez, değil mi!

***

Tartışmalar günlük basit “İçki zararlı mıdır/Kız-erkek aynı evde olur mu” konusunun dışındadır. Konunun aslında tarihsel boyutu vardır. İktidarlar insanların özel yaşamlarına neden müdahale ederler? Bu tarihte ne tür sonuçlar doğurmuştur, tarihsel perspektifle ele alınmalıdır.

Bülent Erol elindeki istatistikleri paylaşırsa bu konuda daha sağlıklı yorumlar yapılabilir. Dediğim gibi, Erol haklı da olabilir. Eğer istatistikler gerçekten Erol’un “kanaatini” destekler nitelikteyse, benim başka önerilerim de var. İçkiyi tamamen yasaklamak, içen ve satanlara çok sert cezalar vermek, sokaklarda toplu halde bir arada bulunmayı yasaklamak, telefonları dinlemek vs. gibi… Ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.