HASTAYIM, YAŞIYORUM..!

İnsanların en büyük sorunlarından birisi de sağlık konusudur. Hastane ortamlarının kargaşası içinde kişiler tedavileri için adeta koşar adım bir oraya bir buraya giderler gelirler. Hastane koridorları koşu pisti gibidir. Hele poliklinik kapılarında numara sistemine göre aldıkları fişleri ile biraz sonra görüşecek oldukları doktorların onlara söyleyeceklerini can kulağıyla dinleyip tedavileri için gerekeni yapmanın çabası içinde olurlar. Kadınıyla, erkeğiyle, çoluk çocuğuyla bu hareket devir daim yaparcasına her gün devam eder. Hafta sonlarının ve akşamların polikliniksiz acil servisleri ise evlere şenliktir. Yani kalabalıktan başınızı kaldıramazsınız. Onca doktorun, hemşirenin, sağlık personelinin hizmet verdiği hastanede bazen o kadar yoğunluk yaşarsınız ki sizden istenen tahlil sonuçlarının kontrolü için sabah saatlerinde geldiğiniz hastaneden akşamüzeri ayrılırsınız. Bu koşuşturmaca içerisinde neyse ki işinizi çözüme kavuşturur, en azından kontrol edilen tahlil sonuçları sonrası artık doktorunuz size endişelendiren konunun önem arz etmediğini duyunca rahatlayıp kısa bir sohbete geçersiniz. Artık doktorunuz sizin için iyi şeyler söylemiş ve sizi rahatlatmıştır. Bunca hengame ve koşuşturma içinde en büyük avantajımız Muğla’da ikamet ediyor olmanız ve de hastaneye ne olursa olsun yürüyüş mesafenizde bulunmanızdır. Ya ilçelerden, beldelerden veya köylerden gelip derman arayanlara ne demeli? Aslında onlar için bu kadar hastane koşuşturmacası içinde ister kısa mesafe, ister uzun mesafe olsun bu kargaşada onca hasta olmuşluk içinde aksayan, yolunda gitmeyen bazı işlerden dolayı yaşanan stresin doğrusu ne kadar rahatsız edici olduğu hemen ortaya çıkar.

Özellikle haftanın beş günü dışardan gelen araçların yoğunluğu derman arayanların her zaman geldikleri Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak kaldığı yerden görevini yapmaya devam ediyor. Kaldığı yerden diyorum; bilenleriniz hatırlar geçmişte Muğla Devlet Hastanesi ve Sigortalar Kurumu Hastaneleri sırt sırta idi. Sonrasında SSK hastanelerinin işlevlerinin sona erdirilmesinden sonra ikinci bir Devlet Hastanesi olarak görev yapmaya devam etmesine karar verildi. Hatırlayanlarınız olacaktır ismi Menteşe Devlet Hastanesi idi. Kaderin cilvesi Menteşe ismi o günlerden ortaya atılmıştı. Sonrasında ise, iki hastane birleştirilerek tek ama güya kapasiteli bir hastane haline getirildi. Çok önceden yapılan binaların yenilenmesi gündeme geldiğinde tadilatın en büyüğü yapıldı ama unutulmaması gereken eskinin eski olduğu idi. Mevcuttaki binaların birleştirilmesiyle daha da kapasiteli hale gelen hastane zamanla Muğla Tıp Fakültesinin gündeme gelmesiyle otomatik olarak Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak işlevine devam etti, ediyor… Ne bir eksik ne bir fazla göze çarpan eksikliklere rağmen hasta tedavilerine devam edilen hastanenin bence en kabul edilesi yanı Profesör ve Doçent ünvanlı doktorların dermansız hastalara ilaç gibi gelecek tavsiyelerle onlar için gerekeni yapmalarıdır.

Her şeye rağmen tek hastanenin hasta kalabalığına cevap vermemesiyle Muğla’da bulunan özel hastanenin işlerliğine rağmen hasta kalabalığı gün geçtikçe artmaktadır.

Muğla Tip Fakültesinin senatoda onaylanmasından hemen sonra eğitim verecek öğretim görevlileri ve öğrencilerin mevcut devlet hastanesinde çalışmalarına devam ederken yeni belirlenen yerinde Tıp Fakültesi Hastanesinin de inşaatına başlandı. Sanırım kısa sürede devasa Tıp Fakültesi Hastanesi ile doktorlar ve öğrenciler hastaları için canlarını dişlerine takacaklardır.

Yine Muğla’yı heyecanlandıracak yeni hastane projesiyle Muğla’ya ikinci bir devlet hastanesi daha kazandırılacak. Büyükşehir olan Muğla’nın yeni yüzüne yeni bir çehre kazandırmasının yanında derdine derman arayan hastalara can yeleği olacak. Olmayan kapasiteleri ile yetersiz kalan hastaneler için hastayım, yaşıyorum; görünmez hayalinle şarkısının o güzel güftesi artık hayal olacak.

Bu arada aklıma gelmişken ilçelerde bulunan hastanelerin halleri bakımsızlıktan bitap olmuş vaziyetteler… Evet o hastaneler için yeni projeler hazırlandı. Projelerle birlikte hastanelerde sanırım en kısa sürede bitirilecek. Ancak mevcut hastanelerin bakımsız hallerinin elden geçirilerek tadil edilmesi gerekmektedir. Malum hastane ortamlarının her şeyden ve her yerden hijyen olmaları gerekmez mi? Öyle yada böyle hastanede oluşan mikroplarla hiç kimsenin baş edemeyeceğini bilmemiz lazım. En son gördüğüm ama isminin bende kalmasını istediğim hastaneleri o şekilde görmek inanın beni çok rahatsız etti. Bu konuya çözüm bulunabileceği inancındayım. Tabi ki bu konuda ilçelerdeki hastanelerin başhekimlerine büyük iş düşüyor.

İki gün önce ziyaret ettiğimiz Kamu Hastaneleri Birliği Genel SekreteriDr. Murat Himoğlu samimi, içten tavırlarıyla önceden de tanıdığı Muğla için yönlendirdiği sağlık trafiğine katkıda bulunacak açıklamalar yaptı. Doğrusu sağlık konusunun bir numaralı aktörü olarak iyi işler yapacağının işaretini verdi. Ziyadesiyle bu durum beni çok mutlu ettiyse artık toplumun neler düşünebileceğini bu söylemiyle tahmin edebilirsiniz.

Hasta olmak ne ise de hastalığa çözüm aramak inanın insanı rahatsız ediyor. Hasta olmak, yaşamak neyse de ufukta böylesine bir şansı karşımızda görmek insanı bambaşka duygulara sürüklüyor.

Her şeye rağmen hissedilenlerin bir ömre bedel olması harika değil mi..?

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.