“ FETÖ terör örgütü listesine alınmalı”

İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleşen Akdeniz-PA’nın “Yabancı Terörist Savaşçılara Karşı Cezai Yargıya İlişkin AB-Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Girişimi” konulu toplantısında konuşan Türk Grubu Başkanı...

“ FETÖ terör örgütü listesine alınmalı”

İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleşen Akdeniz-PA’nın “Yabancı Terörist Savaşçılara Karşı Cezai Yargıya İlişkin AB-Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Girişimi” konulu toplantısında konuşan Türk Grubu Başkanı AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer, “ Terör toplumların barış, can güvenliği ve huzuru yanında ekonomik değerlere, yatırımlara, istihdama da büyük zarar veriyor.” Dedi. Özyer burada bütün dünya ülkelerine FETÖ’yü terör örgütü listesine alma çağrısı yaptı.

Haber Merkezi

30-31 Mart 2017 tarihlerinde İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleşen “Yabancı Terörist Savaşçılara Karşı Cezai Yargıya İlişkin AB-Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Girişimi” konulu toplantıda Akdeniz-Pa Komisyonu Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer Ülkemizi temsil ederek, bir konuşma yaptı.

Özyer, terörün toplumun barış, can güvenliği ve huzurunun yanından ekonomik değerlere, yatırımlara ve istihdama da büyük zararlar verdiğinin altını çizerek, dünya ülkelerine FETÖ’yü terör örgütü listesine almaları çağrısında bulundu.

Akdeniz-PA Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Muğla Milletvekili Hasan Özyer konuşmasında; Ülkemizin başta FETÖ, DAEŞ, PKK, PYD, YPG terör örgütleri ile mücadelesi, terörle uluslararası işbirliği ve bölgesel sorunlara değindi.

Terörizmin küreselleşen boyutuyla bugün dünyanın en önemli ve en öncelikli sorunlarından birisi haline geldiğini ve hemen hemen her ülkenin terörün çirkin yüzünü açık bir şekilde gördüğünü belirten Özyer; “Terörizm, faaliyet gösterdiği her ülkede yalnızca masum insanların can ve mal kayıplarına neden olmakla kalmamıştır. Aynı zamanda üretim, yatırım ve istihdam gibi ekonomik değerlere de önemli zararlar vermiştir. Toplumda barış, güven ve huzur ortamını kökünden sarsan terörizm, son yıllarda ülkeler arası ikili ilişkilere de olumsuz bir şekilde yansımaya başlamıştır. Bir ülke tarafından tanınan terör örgütlerinin bir başka ülke tarafından tanınmayışı ve zamanında yapılmayan veya hiç yapılmayan teröristlerin iadeleri gibi nedenler ülkeleri birbirine düşürmeye başlamıştır.” şeklinde konuştu.

“ Terörizme karşı kalıcı ve etkin önlemler alınmalı”

Terörizmle mücadelede uluslararası işbirliği kaçınılmaz bir hale geldiğini söyleyen Özyer; “Terörizmin küreselleşmiştir, uluslararası ulaşım ve haberleşme gibi kaynakları çok iyi kullanmaktadır. Bu nedenle, terörizmle daha etkin ve kalıcı bir mücadele konusunda daha sert önlemler alınmalı ve ciddi bir yapılanmaya gidilmelidir. Yapılan ortak çalışmalar yeniden gözden geçirilerek, terörizmin lojistik, finansal ve psikolojik kaynakları ortadan kaldırılmalıdır” dedi.

“Türkiye’nin sesine kulak verilmelidir”

BM, NATO ve AB gibi kuruluşlara terörle mücadelede büyük görevler düştüğünü ve tüm dünya ülkelerinin üzerlerine düşen görevleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmeleri gerektiğini ifade den Özyer; Bu konuda mutlaka Türkiye’nin sesine kulak verilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti, 40 yıldır terörle etkin bir şekilde mücadele etmektedir. Türkiye, 40 yılda 35 bin masum insanını teröre şehit vermiştir. 40 yıldır bölücü terör örgütü PKK ile mücadele eden Türkiye; son dönemde DAEŞ, PYD ve Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ ile de mücadele etmeye başlamıştır. Türkiye için terörün yıllık maliyeti 40 milyar dolara çıkmıştır. Ülke refahı için üretime, yatırıma ve istihdama harcanması gereken paralar, terörle mücadeleye gitmektedir. Dünyada terörle mücadele eden pek çok ülke için de aynı durum söz konusudur” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“FETÖ,terör örgütü listesine alınmalıdır”

15 Temmuz tarihindeki FETÖ tarafından yapılan darbe girişiminin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’ne yapılan terör saldırısı kadar kapsamlı ve büyük bir saldırı olduğunu belirten Özyer; “Bu saldırıda da uçaklar kullanılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ortadan kaldırmaya ve seçilmiş hükümeti yıkmaya yönelik olarak yapılan bu terör saldırısında, çok sayıda kamu binası zarar görmüş ve 249 masum insanımız hayatını kaybetmiştir. Türkiye bu hain saldırıdan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında hükümetimizin, muhalefet partilerimizin, sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle de vatandaşlarımızın azim ve kararlılığı ile kurtulmuştur. Bu nedenle, Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ mutlaka PKK gibi, tüm ülkeler tarafından terör örgütü listesine alınmalı ve terör örgütü olarak tanınmalıdır. Biz Türkiye olarak bu konuda kararlı ve etkin bir adım atılmasını bekliyoruz” dedi.

“Ortak bir tanıma ve ortak bir stratejiye ihtiyaç vardır”

Terör ve terörizm kavramlarının tanımlanmasında yaşanan ihtilaflar ve güç skalasında özgül ağırlığı olan ülkelerin ulusal çıkarları gereği, bazı terör örgütlerinin; özgürlük savaşçısı ya da aktivist olarak tanımlandığını söyleyen Özyer; “Bundan dolayı, ortak bir tanıma ulaşılamamış ve terörizmle mücadele noktasında ortak bir strateji bir türlü hayata geçirilememiştir. Terörizmle mücadele konusunda ortak bir tanıma ve stratejiye ulaşılmasında şüphesiz yine en büyük görev ve sorumluluk, BM, NATO ve AB gibi küresel ve bölgesel ölçekteki örgütlere düşmektedir. Bu örgütlerin öncül rollerini oynamaya başlamaları ile birlikte terörizmle mücadelede ortak bir tanım ve strateji oluşturma yolunda önemli adımlar atılmış olacaktır” şeklinde konuştu.

“Yabancı teröristlerle etkin bir mücadele sürdürmekteyiz”

Ülkemizin terörle ve yabancı terörist savaşçılarla etkin bir mücadele sürdürdüğünü ve uluslararası platformlardaki girişimlere katılarak, öncülük ettiğini belirten Özyer; “BM’e bu alanda ülke olarak tam destek vermekteyiz. Yabancı terörist savaşçılar sorununda özellikle kaynak ülkelerin daha fazla sorumluluk üstlenmeleri, bu savaşçıların tespit edilerek ülkeden çıkışlarına izin verilmemeleri gerektiği üzerinde hassasiyetle durmaktayız” dedi.

“Vekalet Savaşları, ülkemizin topraklarına da taşınmıştır”

Vekâlet Savaşları adı ile yeni bir savaş ve terör tehdidi ile karşı karşıya olduğumuzu ve bir ülkenin kendi savaşını başkasına yaptırdığı bir dönemi yaşadığımızı söyleyen Özyer; “Ortadoğu'nun kimlik ve mezheplere dayalı kırılgan yapısına Lübnan, Afganistan ve Irak işgali de eklendiğinde, bölgede; büyük bir istikrarsızlık adası ortaya çıkmıştır. Ortadoğu'da yaşanan hesaplaşmalar, bu işgaller sonrası daha da derinleşirken, Ortadoğu'da ortaya çıkan örgütler üzerinden bir mücadeleye dönüşmüştür. Özellikle Afrika’da, Uzak Asya’da ve Orta Doğu’da vekalet savaşlarını görmekteyiz. Bunun en açık şekilde yaşandığı alan ise komşumuz Irak ve Suriye’dir. “Vekalet Savaşı” ülkemizin topraklarına da taşınmıştır. PKK, DAEŞ, DHKP-C, FETÖ gibi terör örgütleri birilerinin vekili olarak Türkiye’de saldırılarını gerçekleştirmektedir” şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 109 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.