Cinsel suçlular aramızda
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı aynı zamanda HABER Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Yasemin Balcı Atatürk Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen “Cinsel Şiddetle Mücadeleyi...
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı aynı zamanda HABER Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Yasemin Balcı Atatürk Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen “Cinsel Şiddetle Mücadeleyi Engelleyen Yanlış İnanışlar ve Profesyonellerin Sorumluluğu” konulu konferansta çarpıcı bilgiler verdi. Konferansa dinleyici olarak, akademisyenler, öğrenciler, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, adli yetkililer, emniyet yetkilileri, çeşitli konsolosluk temsilcileri katıldılar.
Konferansına Cinsel Suçun tanımını yaparak başlayan Prof. Dr. Yasemin Balcı, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, bu suçlarla ilgili Türk Ceza Kanunu maddeleri, cinsel suçlardaki mitler ve yanlış inanışlar, profesyonellerin sorumlulukları, gibi konularda istatiski veriler desteğinde ayrıntılı bilgiler verdi.
Cinsel suçların ve saldırıların toplumun önemli sorunlarının başında geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yasemin Balcı, “ Cinsel saldırıya maruz kalan mağdurların tamamına yakını çocuklar, kadınlar ve engelli bireylerden oluşuyor. Cinsel dokunulmazlık kavramı çok önemli. Bu konuda toplumumuzda bilgi ve bilinç artmasına rağmen cinsel saldırı ve suçlar hala yaygın. Bu da bu konunun tartışılmasını değerli kılıyor.
Cinsel şiddetin formları
Gerçekleşen cinsel şiddet ve saldırıların çeşitli formları var. Bunlardan başlıcaları yetişkin evliler, yetişkin bekarlar, ensest, ergenler, çocuklar, özürlüler, biseksüeller, transeksüeller, flörtler, amir-memur erkleri gibi. Bunların her birinin ayrı dinamikleri var. Bu dinamiklerin bilinmesi cinsel şiddet suçları ile mücadelede büyük önem taşıyor”dedi.
Toplumda cinsel suçlara karşı da mitler ve yanlış inanışların olduğunu ifade eden Balcı, “ Bu konuda da doğruluğu varsayılan yanlış inanışlar var. Bunlar mağdurun bakışı, mağdurun sorumluluğu ve mağdurun mağduriyeti. Bu yanlış inanışların da tartışılması gerekir. ”diye konuştu.
15 bin 366 suç dosyası
2008 yılı verilerine göre ülkede adli makamlara 15 bin 366 suç dosyasının intikal ettiğini bildiren Prof. Dr. Yasemin Balcı, “ bu dosyalar kapsamında 21 bin 701 sanık yargılandı. Bunların yüzde 3.8’i cezaevine kondu. Geri kalan yüzde 96’lık kısmı suç kanıtlamadığından, mağdurların uydurması olduğu gerekçesi, delil yetersizliği gibi sebeplerden dolayı ya cezaevine konulmadı ya da ceza verildi ama tutuklanmadı. Yani cinsel saldırı suçlularının yüzde 96’sı tekrar toplum içine döndü.
Çok azı adli makamlara yansıyor
Cinsel suçlar ve saldırı vakalarının çok küçük bir bölümü adli makamlara intikal ediyor. Bunların sebeplerinin başında da polis soruşturması, toplumdaki önyargı, gelecek endişesi, sahip olunan statüyü kaybetme korkusu, yaşanan travma, mağdurun saldırganla mahkemede karşılaşma yüzleşme korkusu ve travmayı tekrar yaşama korkusu, kendisine inanılmayacağı, tıbbi muayenenin mağduru küçük düşürücü hale getirmesi, sanıktan çok mağdurun öz geçmişine odaklanma, mağdurun saldırgan tarafından tehdit edilerek korkutulması, rüşvet, saldırganın sosyal ve maddi gücünü kullanması.
Cinsel saldırı suçları en fazla gizlenen suç çeşidi olduğu için yeterince yasal, tıbbi ve psikolojik destek alınamıyor. Adli makamlara ya hiç başvuru yapılmıyor ya da geç başvuru yapılıyor. Bu da adli süreci etkiliyor. Bütün bunlar mağdurun aleyhine oluyor”diye konuştu.
Prof. Dr. Balcı, cinsel suçlarda saldırının sorumluluğunun mağdurda değil saldırganda olduğunu bunun da toplumsal olarak içselleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Bu haber toplam 194 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.