Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Muğla Barosu tarafından düzenlenen stajyer avukatlara ruhsat verme törenine katıldı. Tören öncesi Muğla basını ile buluşan Feyzioğlu, Türkiye’de işlenen suçlara karşı cezaların az olmadığını asıl yapılması gerekenin eğitimle suç işlenmesinin önlenmesi olduğunu kaydetti.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Muğla'da katıldığı 13 stajyer avukat için düzenlenen ruhsat töreni öncesi basın mensupları ile bir araya gelerek açıklamalarda bulundu. Türkiye’de adaletin er ya da geç tecelli ettiğini belirten Feyzioğlu, ülkedeki insanların artık kavga istemediğini dile getirdi.

"ADALET DÜZELENE KADAR DA CANLAR YANAR"

Feyzioğlu, bir gazetecinin, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’e başlatılan soruşturmaya ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

“Türkiye’de adalet biraz ağırdır, biraz topaldır ama sonunda hedefe ulaşır. Makul sürede sonuca ulaşmasını istemekte en doğal hakkımız. Adalet, yanlış yorumlarla eksik bilgili hukukçuların yorumlarıyla kuşkusuz sağlanamaz. Ancak bir noktada bu yanlışta düzelir. Düzelene kadar da canlar yanar. Milletin sağduyusu da her zaman en sonunda galip gelir. Ben Türk milletinin sağduyusuna güvenen bir insanım. Türk milleti adına yargılama yapan yargımıza da elbette güvenilmesi gerektiğini söylüyorum. Yanlış yapsa da o yanlışı düzeltmenin yargı içinde yolları var. Tribüne çıkıp hakaret etmek yerine bir yargısal işlem, soruşturma, tutuklama, bir adli kontrol işlemi üzerinden iktidarın muhalefete, muhalefetin iktidara, iktidarcıların muhalefete, muhalefetçilerin iktidara sövmesini faydalı görmüyorum. Sakin sakin konuştuğumuzda çözümleri hep birlikte bulacağımıza inanıyorum.”

“2019’U ADALETTE REFORM YILI OLARAK DEĞERLENDİRELİM”

Konuşmasında ifade özgürlüğü konusuna değinen Feyzioğlu, “İfade özgürlüğü Türkiye’de sıkıntılı bir konu. Hep sıkıntılı Ancak Türkiye’ye birilerinin istediği gibi diktatörlük demeyi de çok sakıncalı bulurum. Türkiye bir diktatörlük değil kuşkusuz. Ancak Türkiye koşar adımlarla Avrupa’nın hukukta da zirvesine tırmanmaktayken yolda aksamalar oldu. Katettiğimiz mesafelerin bir kısmını maalesef hızlı bir düşüşle yitirdik. Bunları görelim ve 2019’u adalette bir reform yılı olarak hep birlikte değerlendirelim.Ben kutuplaştırılmak istenen bir toplumda köprünün üstünde durup uçurumun iki yakasına da seslenecek yapıcı bir uslüpla konuşmak istiyorum. Bu marjinalleri, radikalleri, iki yakanın da şahinlerini mutlu etmiyor.  Ama emin olunuz iki şahin kanadın arasına sıkışmış toplumun çok büyük yüzdesi artık kavga etmek istemiyor. Çıkış istiyor. Hakaret duymak istemiyor, çözüm istiyor. Bu çözümü de birbirimize söverek, birbirimizi döverek sağlayamayız, elimizi uzatarak sağlayabiliriz.”

Metin Feyzioğlu konuşmasında, "Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Çoğu kişinin cevabı aynı. Hukuki güvencesi olan, kalkınmış, gelişmiş bir Türkiye istiyoruz. Fakat bunun altında başka bir soru daha var. 'İstediğimiz bir Türkiye'ye nasıl ulaşırız' dememiz gerekiyor. Son haftalarda olan pek çok üzücü olay beni bir kez daha düşündürdü. Ceren Damar kızımızın katledilmesi, Kayseri'de aç bırakılmış sahipsiz hayvanların bir evladımızı parçalaması, trafikte her yıl yaklaşık 100 insanımızın yol vermedi diye katledilmesi, acil serviste çalışan doktorlarımızın dövülmesi, yılda 5-6 avukat meslektaşımızın bürosunda öldürülmesi, kadına karşı şiddetteki tırmanış gibi olaylarla ülkemiz kan ağlıyor" dedi.

"BİZLER ÖLÜYORUZ"

Feyzioğlu açıklamasının devamında, "Bir tweet atarak artık herşey çözülüyor. Sorsanız herkes masum. Muhalefetçiler bu olayları iktidarı suçlamanın vesilesi görüyor. İktidarcılar da her şiddet olayına bir mazeret bulmaya çalışıyor. Bakın muhalefet ya da iktidar demiyorum. Muhalefete ya da iktidara oy verenleri kastetmiyorum Takım tutar gibi iktidarcılık yapan, ne olursa herşeye karşı çıkıp muhalefetçilik oynayanları kastediyorum. Tabi bu sırada bizler öldürülüyoruz. Delik deşik ediliyoruz. Bıçaklanıyoruz, dövülüyoruz. Neden mi, çünkü görevimizi yaptığımız için. Trafik kurallarına uyduğumuz için" diye ifade etti.

"MUĞLA’YA YAKIŞAN BİR BARO OLDU"

Feyzioğlu açıklamasına şöyle devam etti: “Muğla Barosu’nda olmak çok büyük mutluluk bizim için. Muğla’mıza çok yakışan bir yer oldu. Muğla’daki sivil toplumun da burayı sıklıkla kullandığını hatta adliyemize de hizmet verdiğini görüyorum, izliyorum. Sayın başkana ve yönetime böyle bir hizmeti sundukları için teşekkür ediyorum.”

"HSK BAĞIMSIZ OLMALI"

“Bizim gündemimizde malum hukukçuların mesleki kalitesinin artırılması var. Hukuk devletini hep birlikte eksiksiz bir şekilde inşa etmek zorundayız. Bunun için iki büyük başlıkta çalışmamız lazım. Birinci başlık takdir edersiniz ki anayasal sistem. HSK’nın oluşumu. HSK’nın oluşumu siyasi iktidarın hiçbir şekilde mahkemelere telkin ve tavsiyede bulunmasına izin vermeyecek şekilde bağımsız olmalı. Bunu elbirliğiyle yapabiliriz. Yeterki sorunlarımızın temelinde yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ve güvenilirliğinin yattığını görelim.”

"YANLIŞ EĞİTİM AİLEDE BAŞLIYOR" 

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu açıklamasının sonunda ise, "Bu konularda problemin kaynağına inmemiz gerekiyor. Çocuklara okul çağında sen erkeksin deniyor. Erkek şiddetinin ana baba ya da aile tarafından oluşturulduğu görülüyor ve sonunun nereye varacağı düşünülmüyor. Kız çocuklarına ise erkek şiddetinin makul olduğu aşılanıyor. Bu şiddet dürtüsü, acil serviste patlıyor. Avukatın bürosunda patlıyor. Okul bahçesinde patlıyor. Gencecik bir öğretim üyesinin muhtemelen 'Bir kadın beni nasıl kopya çekerken yakalayıp işlem yapar' diye kendi kendine söyleyen bir ruh hastasının bıçağında, tabancasında patlıyor. Gelin hadi  bunu birlikte çözelim. İktidarcılık muhalefetçilik yapmayalım. Ölen biziz. Hayatı kararan anne balar, bizleriz" diye konuştu.

Toplantının ardından düzenlenen törende stajyer avukatlara Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun ruhsatlarını takdim etti.

Sevil Yılmaz