AĞIR OL MOLLA DESİNLER İMAM EFENDİ!

Muğla Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehmet Şinasi Çövüt efendinin Facebook sayfasında yazdıklarını aktarıyorum:

"Biz Müslümanlar, kadın ve erkeklerin nikahsız olarak birbirleri ile olmama, fütursuzca aynı mekanlarda kalmamaları yönünde görüş belirtiyorsak, bu onların, ailelerinin ve içinden geldikleri toplum fertlerinin insanlıklarını ve onurlarını korumak istememizdendir. Bu nemelazımcılıktan uzak bir sorumluluk örneğidir. Yüce Rabbimizin bize yüklediği bir görevdir. Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öğrenci yurtlarına ilişkin sözleri medyada ve siyaset arenasında tartışılmaya başlandı. Hani bizim de fazla demokrat, empati meraklısı Müslüman kardeşlerimiz Başbakanı haklı bulmadıklarını ifadeye başladılar. Kendilerine özellikle şu noktayı hatırlatmak istiyorum. Bize göre dünyadaki tüm kadınlar, ya annemiz, ya eşimiz, ya da kız kardeşimizdir. Kısacası çok değerlilerdir."

"Son tartışmalarda Başbakanımıza karşı çıkanların hangisi genelevlere, kadınların bir meta gibi alınıp satıldıkları, seks kölesi olarak kullanıldıkları içkili gece kulüplerine, tavernalara, kadın vücudunun pazarlandığı otomobil, araba lastiği reklamlarına karşı çıkmıştır? Yeryüzüne halife olarak gönderildiğinin bilinci ile sadece kendi hayatını değil, kendi hayatı nasıl kutsalsa diğerlerinin hayatlarını da öylece kutsal sayarak hareket eden, ailelerin şeref, haysiyet ve insanlık onurunu ayaklar altına alınmaktan kurtarmaya çalışan Sayın Başbakanımızdan Allah razı olsun. Kendisine bir Müslüman olarak en derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum."

***

Cehaletle savaş, mücadelelerin en zorudur.

Demokrasiyle yönetilen bir ülkede birilerini “halife” görenler… Halifelerin Hz. Muhammed’in vefatının ardından seçimle İslam ülkesini yöneten insanlar olduğunu bile bilmeyip, onları “yeryüzüne özel gönderilmiş insanlar” sayanlar…

Anayasanın 20. maddesindeki “Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” ifadesini bilmeyen, bilmezden gelenler…

Ailelerin “şeref ve haysiyeti”nin aile bireylerinin “özeli” olduğunun, bunun devletin müdahil olamayacağı bir alan olduğunun farkında olmayanlar…

Devlet memuru olmasına rağmen Facebook ve Twitter sayfalarında siyasi parti propagandası yapmakta hiçbir beis görmeyenler…

Okullara müdür olup öğrenci yetiştiriyorlar…

***

Bu bir aydınlanma mücadelesiydi ve ne yazık ki okullar düştü…

Kadınlarımızın giyimine, cinsel hayatına, yaşamına müdahale ediyorlar. Pervasızca saldırıyorlar. Herkes istediği hayatı yaşamakta özgürdür, anayasaya göre suç teşkil etmediği müddetçe devlet kimsenin özel hayatına müdahale edemez, bunu yok sayıyorlar… Şimdi vakit, şapkamızı önümüze koyup düşünme vakti. Bilime, fikre inanmak, kadının bireysel hak ve özgürlüklerine sahip çıkmakla başlar. Onların özel hayatına müdahale edilmesi karşısında sessiz kalırsak, buna karşı fikri mücadele vermezsek çok vahim sonuçlar doğar. Unutmamak gerek:

“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.