İnsan sağlığı üzerinde çok büyük olumlu etkileri olan Zeytinyağı Muğla ve ilçelerinin önemli tarımsal uğraşlarının ve ekonomik girdilerinin başında geliyor. 8000 yıllık bir geçmişe sahip olan zeytincilik Muğla ve çevresinde önemli bir yer tutarken özellikle son yıllarda tütüne alternatif ürün olarak da ön plana çıkıyor. Muğla’da üretilen zeytin ve zeytinyağı ağırlıklı olarak iç piyasaya sunulmasının yanında tüccarlar aracılığı ile yurt dışına da pazarlanarak ülkemize ve yöreye önemli ekonomik girdi sağlıyor.

2012 yılı ürünleri işleniyor

Muğla ve çevresinde her yılın Ekim-Ocak ayları arasında gerçekleştirilen zeytinde sıkma işlemleri başladı. Ürünlerini toplayan üreticiler çevredeki zeytinyağı sıkma tesislerine getirerek ihtiyaçları olan veya satışa sunacakları zeytinyağları sıktırmaya başladılar.

Muğla’daki önemli zeytinyağı fabrikalarının başında gelen Bişen Zeytinyağı Fabrikasının ise ilginç bir tarihi var. Bişen Zeytinyağı Fabrikası tam ilk sistemden son sisteme tam 4 nesildir işliyor. İlk olarak 1938 yılında şimdi Ören beldesine bağlı Kultak köyünde Hacı Molla Hasan tarafından kurulan zeytinyağı sıkma tesislerinin taşları İzmir’den teknelerle Akbük koyuna indirilmiş. Taşlar önce öküzlerle taşınmaya çalışılsa da başarılı olunamamış. Daha sonra bu taşlar yaklaşık 50 kişinin çalışması sonucu tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında gemilerin karadan yürütüldüğü sistemle kütükler üzerinde kaydırılarak 7 km uzaklıktaki binaya götürülmüş ve Mengen sistemi ile zeytin sıkma işlemi yapılmaya başlanmış. Hacı Molla Hasan’dan sonra bu meslek önce oğluna, ardından torununa ve günümüzde de 4. Kuşaktan torunu olan Cumhur Bişen’e geçmiş.

70 yıllık serüven

Her geçen dönem kendilerini yenileyen Bişen Zeytinyağı sıkma tesisi en son 2007 yılında bilgisayarlı son sisteme geçiş yapmış. Yapımı 5 ayda tamamlanan tesisler o yıldan bu yana son sistemle üreticilere hızlı, kaliteli ve hijyen bir hizmet sunuyor.  Tesislerde modern bir hizmet verilmesinin yanında müşterilerin de ürünlerini rahat bir şekilde işletmeleri için her şey düşünülmüş. Tesisin çevresinde araç park yerlerinin yanında bina çevresinde ve içinde oturma grupları, televizyonlu bekleme salonu dizayn edilmiş. Tesislerde en dikkat çeken konu ise işleme sırasında hiçbir üreticinin ürününün bir diğerine karışmaması ve tesisleri galoş takılarak girilmesi.

“Hijyene önem veriyoruz”

80 yıllık üretim ve işleme birikimlerini günümüzde son sistem ve hijyen içinde üreticilere aktardıklarını belirten Bişen Zeytinyağı Fabrikası Sahibi Cumhur Bişen, “ Zeytinyağı üretmek bizim işimiz. Kendimizi devamlı olarak yeniliyoruz. Bölgemizin zeytinyağı asit oranı düşük ve çok kaliteli. Her geçen yıl rekolte de artıyor. Üreticilerimiz özellikle son yıllarda tütüne alternatif ürün olarak zeytine yöneldi. Devletin artık sadece zeytinyağına değil zeytine de destekleme vermesi lazım. Zeytinci desteklenirse rekolte ve kalitenin artmasının yanında uluslar arası pazarda rekabet gücümüz artar. Zeytinyağı ülkemizde Akdeniz, Ege ve İçanadolu bölgelerinin dışında pek yaygın değil. İnsan sağlığı açısından çok önemli olan zeytinyağı tüketimi ülke genelinde yaygınlaşması lazım.

Biz üretimde kalite ve hijyene büyük önem veriyoruz. Tesislerimizi kurduğumuzda zeytinlerin sıkım dönemine kadar tutulması için müşterilerimize kasalar dağıttık. Gelen saklama kabı ve bidonları da burada hijyenik hale getiriyoruz. Üretim hiç el değemeden bilgisayarlı makinalarımızda yapılıyor. Ürün ve kalite kaybı sözkonusu değil. Çünkü hiçbir üreticimizin ürünü bir diğer üreticimizin ürününe karışmıyor.”dedi.

Üreticimiz bilinçleniyor

Zeytin üreticisinin giderek bilinçlendiğini hatırlatan Bişen, “ Muğla Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün bu konuda çok önemli çalışmaları var. Bizler de yenilediğimiz bilgi ve tecrübelerimizi burada elimizden geldiğince üretecimize aktarıyoruz. Bu çalışmaların arttırılması ve devletin zeytine desteklemesi durumunda rekabet ve kazanç oranımız da artacaktır. Ben Muğla’da bir Zeytin ve Zeytinyağı Müzesi kurulması hayalim var. Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunuyorum. Tıpka Bal ve Arıcık Müzesi gibi Zeytin ve Zeytinyağı müzesi kurulsun istiyorum”diye konuştu.

Bişen, üreticilerin topladıkları zeytinleri sıkma öncesi çuvallar yerine kasalarda bekletilmesi ve zeytinyağına tuz katılmaması doğrultusunda da uyarılarda bulundu.