YÜKSEL ÖZDEN ELE VERİR TALKINI…

Geçtiğimiz günlerde bir diyalog büyük şaşkınlık yaşamama neden oldu. Bir vatandaş AKP Muğla Milletvekili Yüksel Özden’e şunu yazıyor: “Pısa da hep gerimi sayacağız.” PISA, “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı”nın kısaltılmışı… Yüksel Özden ise soruya sinirleniyor anlaşılan ve “Önce yazmayı öğreneceğiz: Pisa değil, PISA çünkü bir kısaltmadır. Ve soru ekini ayrı yazacağız: gerimi olmaz, geri mi olacak” diyor ve ekliyor: “Cümle kuramadıktan sonra ne yapıcan PISA sonucunu?”

***

Daha önce de çeşitli vesilelerle Yüksel Özden’e çok güldüğümü ve hayatın günlük sıkıntılarından kurtulmak için Özden’i takip etmek gerektiğini yazmıştım. Sorunun kendisine geldiği platform Twitter. Twitter insanların anlık olarak fikir beyan ettiği bir mecra ve kimsenin oturup ciddi ciddi imla kurallarına uyduğu yok. Bence Özden’e sorulan soru da yerinde. Ne hikmetse Özden işi imla yarıştırmaya getiriyor. İş de burada kopuyor zaten. Velev ki, önemli olan imla olsun, Özden’in imla bilgisi ahkam kesmeye yeter mi? Daha bu tepkiyi verirken hata yapıyor, “yapıcan” şeklinde bir kelime yazım kurallarına uygun mu? Çok geriye gitmeye gerek yok, Fethiyespor’un Fenerbahçe galibiyetinin ardından yazdığı “Mecliste Fethiye spor coşkusu” ifadesine ne demeli? Meclis’ten kastı TBMM, dolayısıyla özel bir adı temsil ediyor, “-te” tırnakla ayrılmalı, dahası Fethiye ve spor ayrı değil birleşik yazılır… Şöyle bir geriye gidince, insanın gözlerini yaşartacak kadar çok imla ve noktalama hatası yaptığını görüyoruz Özden’in. Ama bu da insani bir durum, eleştirmiyorum, biz faniler sorulan sorulara cevap veremeyince sinirleniyoruz…

 “ZEYTİN YAĞLI YİYEMEM AMAN” BAKIN NEREDEN GELİYORMUŞ!

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi bir dostum, Muğlalı bir milletvekili için şunları söylemişti: "Bir Muğla milletvekilinin ‘Zeytin yağlı yiyemem aman/ Basma da fistan giyemem aman’ sözlerine sahip türkünün ‘margarin ve diğer yağ türlerinin tüketilmesi, Türklerin sağlıklarının bozulması için dış mihraklarca yazıldığını’ iddia ettiğine bizzat şahidim.”

***

Arkadaşım, milletvekilinin bunu Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde sarf ettiğini söylüyor. Doğrulatma imkanına sahip olmadığım için vekilin ismini vermiyorum. Ancak sayın vekil bir gelinin köy hayatına alışamaması neticesinde yaktığı bu türkü hakkında bunu söylemişse, gerçekten vahim! Arkadaşımın iddiası doğruysa, temsil hakkını kimlere veriyoruz diye şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz…

MUĞLASPOR’UN HALİ PÜR MELALİ

Sezon başında Levent Bayraktar yönetimindeki kadro umut veriyordu. Muğlaspor haberleri hemen hemen her gazetede sıklıkla yer almaya başlamıştı. Başkan Eminer İçten de bu yıl şampiyonluk hedefleri olduğundan söz ediyordu. Ancak durum iç açıcı değil. Teknik kadro değişikliğinin ardından da beklenen iyi sonuçlar gelmedi. Yıllarca Muğlaspor’un alt liglerinde mücadele eden Fethiyespor’un Fenerbahçe’yi devirdiği günlerde takımın hali kabul edilemez boyutta. “Bu yıl da nasip değilmiş” ile yaklaşmak yanlı; takımın durumu, ekonomik, sportif, bilimsel olarak incelenmeli. Bu yıl takımın bir üst lige çıkması zor görünüyor. Gelecek yılın çalışmaları şimdiden başlamalı. Öncelikli iş tartışma platformları oluşturulmalı. Bilimsel bakış ve spor “vatan-millet-Sakarya” düsturu ile değil, tezler geliştirme, antitezlerle senteze ulaşma ve ortak bir akıl yürütme ile mümkün olur. Üniversitesi ile, şehrin önde gelen isimleri ile, eski sporcuları ile makul ve medeni tartışmalar başlatmalıyız. Buna da belki gazeteciler öncülük etmeli…

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.