“Tabelayı sevmem”

Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesi’ndeki ferforje ustası Ahmet Yalıbeyi (44), 30 yıldır hizmet verdiğini söylemesine rağmen tabelasının olmaması dikkat çekiyor. Bugüne kadar hiç tabela kullanmadığını...

“Tabelayı sevmem”

Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesi’ndeki ferforje ustası Ahmet Yalıbeyi (44), 30 yıldır hizmet verdiğini söylemesine rağmen tabelasının olmaması dikkat çekiyor. Bugüne kadar hiç tabela kullanmadığını ve tabelayı sevmediğini söyleyen Yalıbeyi, kendini bir kalıba sokup, hayatını kısıtlamayacağını dile getirdi.

Haber Merkezi

Muğla’nın Menteşe ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesi’nde faaliyet gösteren Ahmet Yalıbeyi (44), Muğla halkına ferforje sektöründe 30 yıldır hizmet veriyor. Aldığı siparişlerin zor ve ince işçilik isteyen ürünler olduğunu söyleyen Yalıbeyi, “Ben emekle çalışıyorum, beğenmediğim ürünü bozar bir daha yaparım. Beğenmediysem ben o ürünü müşteriye vermem. Eğer verirsem, o işi sadece para için yapmış olurum” diye konuştu.

Muğla’da 1989 yılından beri ferforje sektöründe hizmet veren Ahmet Yalıbeyi, iş yerinde tabela kullanmadığını ifade ederek, “Hayatımı ve kendimi bir kalıba sokamam. Kendimi bir kalıba soktuğum zaman hayatımı kısıtlamış olurum” dedi.

Ferforje’nin, hayal gücünün yettiği yere kadar devam edebilen bir sanat olduğunun altını çizen Ahmet Yalıbeyi, “İlkokuldayken tahta çatal kaşık yapmaya başladım evde. Oradan marangozluk ilgimi çekemeye başladı. Lisede meslek lisesi mobilya bölümüne gitmeyi istedim ama babam yazdırmadı. Okullar açıldı, ilk gün elinde t cetveli ile geldi, okula gidiyorsun dedi. Yazılmadığımı söylesem de götürdü beni meslek lisesi metal işlerine bıraktı beni. O zamana kadar demiri tanımıyordum. 1989 yılından bu yana demircilik yapıyorum. Sonrasında meslek lisesi bitti. Sonrasında sanayide birkaç yara çalıştım e 2000 yılında kendi iş yerimi açtım. Güneş enerjisi, kat kaloriferi, elektrik panosu yapıyordum önceleri ondan sonra ferforje işine girdim. İlk kendime bir sehpa yaptım çok fazla işçilik var üzerinde, hala sakalarım. Normal müşteri gelmez bana. 20 senedir insanlar yaptıramadığı işleri bana getiriyor. Mesela Marmaris’te bir müşterim vardı, internetten beğenmiş. İnternetten sipariş vermek istemiyorlar, verseler de afaki paralar isteniyor. Bakıyorum fotoğrafa, birazda hayal gücüyle ürünü yapıyorum” dedi.

“EL İŞÇİLİĞİNİN DEĞERİ BAŞKA”

CNC kesimin hiçbir zaman el emeğinin yerini almayacağını dile getiren Yalıbeyi, “Makine bir şekilde keser, parçaları birleştirirsin ama el emeği ve işçiliği seven biri makine kesimini istemez” dedi.

“El işçiliğinin değeri başka” diyen Yalıbeyi, “Şimdi diyorlar teknoloji gelişiyor, 10 yıl sonra senin yaptığın işi gelişen teknoloji yok eder. Kesinlikle buna katılmıyorum. El işi hiçbir zaman ölmez. Şimdide teknoloji var. CNC kesim ile bir kapı kenarı yapılır lakin el işçiliğinin yerin hiçbir zaman tutmaz. Çeşidi, değişikliği seven insan olduktan sonra CNC hiçbir zaman el emeğinin yerini tutamaz” diye konuştu.

“BEĞENMEDİĞİM ÜRÜNÜ BİR DAHA YAPARIM”

Yaptığı ürünü beğenmediği zaman müşteriye teslim etmediğini belirten Yalıbeyi, “Beğenmediğim ürünü bozar bir daha yaparım. Beğenmediysem ben o ürünü müşteriye vermem. Eğer verirsem, o işi sadece para için yapmış olurum” diye konuştu.

Yaptığı ürünlerin ve modellerin zor ve ince işçilik isteyen ürünler olduğunun altını çizen Yalıbeyi, “Muğla’da bu işi yapan 2 kişiyiz. Yanımda çırak isterim. Onu yetiştirmek isterim, mesleğimi devam ettirsin isterim ama yok. Gençler özellikle masa başı iş istiyorlar. Üzerimde temiz kıyafet olsun, elim kirlenmesin, kıyafetim temiz kalsın, rahat rahat çalışayım ama çok para alayı istiyorlar. Tek çalışıyorum. Bekleyen müşterimin istediği ürün elinde olur ama acilse bana gelmeyecek. Acilse istediği ürün, herkesin yaptırabileceği bir yere yaptıracak” dedi.

Bu haber toplam 127 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.