Hasan dedemin
kara çadırının
beş yüz metre ilerisinde
iki anıt çam ağacı vardı ...
Onların dibinde
etrafında
tahtacı
türkmen
Milas
Koru köyünden
Çine Yeniköy'den
çok çalışkan dürüst insanlar vardı...
Dağlarda biz keçi güder iken
onlar dağlarda odun kereste
kalas tahta biçer yaparlardı...
Çok güzel insanlardı...
Onlar bize Türkmen yörük derdi
Biz onlara Tahtacı Türkmen derdik...
Çocukları ile bir araya gelir oynardık...
Ağaçtan tekerlikli arabalarımız olur iplere bağlar çekerdik....
Hey gidi günler hey
Akıp geçtin içimizden
yanı başımızdan habersiz...
şimdi o günleri özler sever olduk...
**
Yukarı Mazı'dan
Kara Hatçe nene teyze var demiştik ya...
Ona komşu
Dedemin kardeşi
Hatiçe (Hatça) halam var...
Kocası
Sakin ağır başlı
Girit göçmeni oldukları da söylenir
Hasan Hüseyin Aşağı Mazı köyünden...
Hasan Hüseyin Enişte....
Onlar da
Bahçekuyu'da...
Yine ataların önem verdiği
dikkat ettiği gibi bizde öyle davranıp yazalım...
Halbuki kız erkek farketmez insandır...
Evlattır..
Nedense erkek evlat
evliya yapılır...
Kızlar ayrı tutulur...
Neyse konumuzu sapıtmayalım...
Hatça halam
Hasan Hüseyin eniştem
En büyük oğlu
Mehmet (Anter)
Sezai
Arif abiler
Kızları
Hörü
Fatma
Teslime
Kerzi
Sultan ablalar yanlarında...
Sarılmışlar hayata yaşama...
Bahçekuyu onlara da mekan
bir zaman..
**
Şimdi buradan
Yeniaçılan
Körestenlik (Körihsan evi)
Yellice
Sakallı Tepesi demeden
bir nokta koyup dinlenelim...
Sakallı Kızı Kara Fatmayı
Kisebükünden çıkıp gelen Yunan askerlerinin
Bizim akraba
Yörük oba çadırlarına baskınını
zalim davranışlarını
Kisebükünde şehit edilen
ana ile kızın öyküsünü sonra anlatmak
buluşmak üzere ayrılalım...
*
Değerli okuyucular
Size rivayet gibi gelse de
çoğu gerçek olaylardır olanlardır..
Ata dede nenelerimizden dinlediklerimi...
Ben de bildiklerimi yazarak tarihe
Gelecek kuşaklara bilgi tarih aktarmak istedim...
Ben bir tarihçi değilim...
Duyduklarımı
Gördüklerimi
Kısa öz anlatımlarla insana insanlara
gelecek kuşaklara ışık olmak
Işık tutmak istedim / istiyorum...
Bir sonra ki yazımızda buluşmak üzere...
Esenkalın...