Menteşe’nin Cavır Asar’ ına giden pek çetin ve zorlu yokuşlarını biliriz türkülerinden. Kıvrım kıvrım yolları denince de aklımıza hemen Akyaka’ya inen Sakar virajlarını da biliriz ama köşe deyince en zor köşenin neresi olduğunu sanırım biraz düşünmeniz gerekir.
Aslında öyle bir iddiası yok. Onun bu hale gelmesi tamamen günümüz uygulamaları kaynaklı. Sanırım üzerine biraz olsun dikkatler yoğunlaşınca kısa zamanda adının sıradanlaşacağından da eminim. Bu yüzden sıradanlaşmadan ve daha fazla da meraklandırmadan gelin sizi bu köşeye getirelim.
Menteşe’de küçük de olsa iki sanayi bölgemiz var. Biri Orhaniye Mahallesinde bulunan eski sanayi ve diğeri de yayla istikametinde, eski mezarlığın oradaki büyük sanayi.
Hiç düşündünüz mü buralara emtia getiren veya buralardan mal alıp diğer şehirlere götüren ağır tonajlı vasıtalar şehir içinde hangi güzergahı kullanmak zorunda kalıyorlar?
Mesela en yakın Aydın-İzmir istikametinden gelen tırlar, her iki sanayiye şehir içinde hangi güzergahtan gidiyorlar?
Hemen söyleyeyim: Şehitler Anıtının oradan Adliye Kavşağı, Emniyet Müdürlüğü, Kuvay-ı Milliye Meydanı derken 119. Sokağa girip oradan hemen sağa doğru kıvrılıp büyük sanayiye, sola kıvrılarak da Jandarmanın önünden eski sanayiye geçiyorlar. Dönüşte de izleyebilecekleri şu an için başka bir güzergâh maalesef yok.
Eeee ne var bunda, zor olan viraj neresi diye soruyorsunuz yine ve devam ediyorum.
119 sokak iki büyük yerleşim yeri, iki büyük sitenin olduğu sokak olmasının yanı sıra lastik bayisinin, meşhur simitçinin, kömürcünün, oto elektrikçinin ve hemen karşılarında da elektronik malzemeler toptancısı, ambalajcı, emlakçı ve MUSKİ’ nin ana binasıyla birlikte değişik birimlerinin de bulunduğu ve bu yüzden araç yoğunluğu sokağa fazlasıyla taşan, yüz elli metre uzunluğunda bir sokak. Zaten şehir içinden diğer küçük araçların da fazlasıyla tercih ettikleri bir güzergâh olduğundan sokak artık bu yükü taşıyamaz hale gelmiş durumda. Sokağın bir de bu yoğunluğunda buraya girmek zorunda kalan ağır tonajlı ve uzun araçlar bu sokakta önce sabırlarını sınıyorlar ve sonra da sağa veya sola dönme başarısı göstererek çıkıyorlar. Tabii bu arada dönmek için gösterdikleri sürede gayretleri ve caddedeki diğer araçların da bu süreler içinde herhangi bir olumsuz etkilenmeme için gösterdikleri sabır ve dikkat çok önemli.
Çözüm için Büyükşehir Belediyesine yazılar yazıldı ama sonrasında genişliği zaten dört metre civarında olan sokak, plastik dubalar kullanılarak ikiye bölünerek sıkışıklık daha da arttığı gibi dubalar da kısa zamanda kullanılamaz hale geldi. Bu yoğunluğa dubalar dayanmadığı için sıkça değiştirilir oldu ancak yine de sokağın sonundaki Şehit Asteğmen Yıldıray Çeltikçioğlu caddesine çıkışta olan bu meşhur köşedeki maddi hasarlı kazalar da azalma sağlanmadı.
Halbuki bu sokağın bir üst paralelindeki 115 sokak tek yönlü hale getirilerek rahatlatılmış durumda. Onun bir üstündeki sokak olan 111. Sokak da trafik lambalarıyla kontrol edilir durumdayken 119 sokağın ağır tonaj, hafif ticari kısaca Allah ne verdiyse ve üstelik de çift yön kullanılması yoğunluğun başlıca sebebi. Bu yoğunluğu azaltabilmek için başka alternatif güzergahlar şimdilik mümkün görünmüyorsa bile en azından sokağın sonundaki köşede meydana gelen kazaların azaltılması için sokağın tek yönlü olarak düzenlenmesi ve Şehit Asteğmen Yıldıray Çeltikçioğlu Caddesi üzerine tıpkı sanayi girişindeki ve oradaki sitelerin önüne yapılmış olan dört adet hız kesici kasislerden iki adet yapılması kısa vadede en kolay çözüm olarak görünmekte.
Göreve geldikleri andan itibaren şehrin bütün sorunlarına yıldırım hızıyla çözümler bulan başkanlarımızın böylesi bir soruna karşı da kısa zamanda kolları sıvayacaklarını ve sokak sakinlerini rahatlatacaklarını ümit ediyorum.
Sokaktaki bu sıkışıklık aynı zamanda ilimizde görev yapan ağır vasıta diye tabir edilen araçlardaki yeni bir sorunu da ortaya çıkarmış durumda. Sokak sakinleri sokakta sabırlarını denemek zorunda kalan ağır vasıta sürücülerinin az ilerideki kaymakamlık binası önünden başlayarak sıklıkla ellerinin kornaya gittiğini ve bu araçların tamamına yakınında yasak olan havalı (canavar) kornaları olduğunu söylüyorlar. Üstelik resmi plakalı araçlarda da bu tür kornaları gördükçe şaşırdıklarını, kendi araçlarını bile denetlemekten aciz kamunun, özel sektörün araçlarını nasıl denetleyebileceği konusunda haklı olarak karamsarlığa kapıldıklarını da ifade etmekteler.
Yani Menteşe’nin en zorlu virajı dediğimiz 119 sokağın sonundaki viraj ve bu sokağın sorunu sadece bir trafik yoğunluğundan ibaret bir görüntü kirliliği değil. Aynı zamanda büyük bir gürültü kirliliğine de sahne oluyor. Bu yazımla birlikte siz sevgili okuyucularımın da çok yakında bu nahoş özellikleri kalmayacak olan Menteşe Orhaniye Mahallesi 119. Sokaktan ve onun sonunda çok sık yürekleri ağıza getiren kazaların olduğu şimdilik meşhur köşeden habersiz kalmayasınız istedim. Ne de olsa, “Her köşesi cennetim, ezilir yanar içim” mısraları takılmış dilimize. Hiç bu köşeyi ıskalar mıyız?
Yazması bizden, çözümü şehrimizin duyarlı yöneticilerinden.