EVLAT OLMA BİLİNCİ

Üzeyir Yıldırım

Bir ömür boyu sevgi ve şefkatleriyle bizleri sarıp, sarmalayan, koruyup kollayan anne ve babamız ömrün düşkünlük zamanı olan ihtiyarlık mevsimine ulaştıklarında, onlara karşı sorumluluklarımız daha da artmaktadır. Zira onların bakıma, ilgiye, şefkate merhamete ve desteklenmeye ihtiyaçları vardır.

Dolayısıyla sorumlulukların tersine döndüğü bu evrede evladı, anne babasını ihmal etmesi, onlara kötü davranması, kendisine cennet kapılarının kapanmasına ve peygamberimizin sert uyarısına muhatap olmasına sebep olacaktır. Çünkü Allah Rasülü (sav) “Anne babasından birisinin yada her ikisinin ihtiyarlığında yanlarında bulunup ta cennete girmeyi başaramayanın burnu yere sürtülsün” (müslim Bir) buyurarak böyle davranan kimseyi uyarmıştır.

Merhamet timsali sevgili peygamberimiz (sav) bu uyarısına kulak vererek anne babamızı yalnız, kimsesiz, sahipsiz bırakmayalım. Onlardan sevgimizi, ilgimizi, desteğimizi esirgemeyelim. Kimi zaman birbirimizi anlamada ve aynı görüşü paylaşmada sorun yaşasak bile, onlara karşı daima nazik ve saygılı olmasını bilelim. Asla hakaret, nefret, öfke ve şiddet içeren söz ve davranışlarda bulunarak onların kalbini kırmayalım. Yuvalarımızın dayanağı, bereket kaynağımız olan ebeveynlerimiz yaşlandıklarında, bakıma muhtaç duruma geldiklerinde onları çaresizliğe mahkum etmeyelim.

Küçükken bizi şefkatle büyüten anne babamızın hayatlarının son demlerinde onlara merhametle, fedakarlıkla, sabırla davranarak hayır ve dualarını alalım. Onların gönüllerini hoş etmenin Rabbimizi hoşnut edeceğini ve cennet kapılarının açılmasına vesile olacağına unutmayalım.

Anne babamıza karşı sorumluluklarımız hayatın evrelerine göre farklılık arzetse de elbette onlara yapacağımız iyilikler yaşadıkları süre ile sınırlı değildir. Ahirete intikal ettiklerinde arkalarından yapabileceğimiz iyiliklerden bazıları, onlar için dua etmek, bağışlanmalarını dilemek, vasiyetlerini yerine getirmek, akrabalarını gözetmek ve dostlarına ikramda bulunmaktır. Peygamberimizin belirttiğine göre, onlar adına sadaka vermek te mümkündür. Tüm bu iyilikler evlat olarak onlara karşı hem sorumluluğumuzun hem de vefamızın gereğidir.

Aynı zamanda yapılan bu hayırlar anne babamızın öldükten sonra amel defterleri kapanmayan kişiler arasında olmalarına vesiledir. Zira Peygamber efendimiz, insan öldüğünde amel defteri kapanmayan üç kişiden birinin de arkalarından dua edecek salih evlada sahip anne babalar olduğunu bildirmiştir.

Hayır dualarını aldığımız taktirde, cennet kapılarının açılmasına vesile olan anne babamıza karşı gösterdiğimiz davranışlarla çocuklarımıza da örnek teşkil etmekteyiz. Dolayısıyla salih evlat yetiştirmenin yollarından biriside salih evlat olmaktan geçtiğini unutmayalım. Varlığımıza vesile kılınan ebeveynlerimizin ahir ve ölüme yakın ömürlerinde onlara ilgimizi, şefkatimizi daha da artıralım.

Yüce Allah (İsra 17/23-24)  “Rabbin kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anne babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri yada her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf” bile deme. Onları azarlama, onları tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhametle kol kanat ger. Rabbim onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen onlara merhamet göster” diyerek dua da bulunmalıyız.

Bu yazıyı bize gelip anne ve babasından mal yüzünden, para yüzünden dert yanan kardeşlerimiz oluyor, her neyse anne baba bize Allah’ a inkar et demediği müddetçe onların söylediği sözü güzel söz olarak görmeliyiz. Allah bizleri hayırlı birer evlat olmayı nasip eylesin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.