Tembel, eli ayağı tutarken boş oturup boş gezenlerin koca koca boş laflar ettikleri bir ortamda çalışmak gerçekten zordur. Bütün dikkatler üzerinize çevrilir, işi gücü olmayan, boşta olup boş bakan herkesin bir anda ilgisi üzerinize yoğunlaşır ve artık attığınız her adımı, aldığınız her nefesi bile ölçülü almak zorunda hissedersiniz kendinizi. Halbuki hiç yerinizden kımıldamasanız sizden rahatı yoktu.
Uzun zamandır Menteşe Merkezdeki AVM’lerin olduğu tarafa geçmemiştim. Bu vesileyle MUSKİ Binasının hemen önünde 2023 yılında yapılan, 100. Yıl Anıtını da bir kez daha etraflıca gezme şansı buldum. Yapılmış, yapılmıştır işte. Önünden akan trafiğe rağmen huzurlu bir ortam. Sonra anıtın önündeki kaidede bu şehre anlam katan, az da olsa iz bırakan isimleri tek tek yeniden görüp andım. Hatta bazılarını görmekten de ayrı bir mutluluk duydum mesela Zihni Derin gibi. Neticede unutulmamak güzel olduğu gibi unutmayanları da tebrik etmek gerekiyor. Sadece onca isim arasında bir ismin daha bulunmamasına da epey takıldım. Yakışır mıydı, yakışırdı ama yoktu işte.
Canı sağ olsun!
Bu şehrin ilk üniversitesinin ilk rektörünün ve gerek şehre gerekse üniversiteye merhum Sıtkı Koçman gibi bir ismin de kazandırılmasında büyük emeği olan Profesör Doktor Ethem Ruhi Fığlalı isminin orada bulunmaması başka kimin dikkatini çekmiştir bilemiyorum ama canları sağ olsun.
Oradan hemen karşı tarafa geçip AVM’ler istikametine doğru yürüdüm. Aman Allah’ım sessiz sedasız ne kadar güzel bir yürüyüş yolu yapılmıştı oraya. Parklar ve Bahçeler Müdürlüğü’nün oraya doğru uzanan ağaçlarla birlikte yolculuğun tadını anlatmaya gerek yok. Mutlaka denemeli, mutlaka görmelisiniz. Ancak çöp kutusunu sadece otobüs durağında görmek şimdilik bir eksiklik ama sanıyorum yakında yol boyu hiç olmazsa o yolun estetiğine uygun iki üç tane dikileceğini de tahmin ediyorum.
Demiştik ya çalışmak zor ama çalışanı da takdir etmek gerekiyor. Ellerinize sağlık! Burnumuzun dibinde ne güzel bir yol yapılmış ve duymamış, görmemişiz ne gam! Görmesek de duymasak da birilerinin bizim için üretmesi, çalışması üstelik bunları alkışsız, gösterişsiz yapıyor olmalarının mutluluğunu umarım siz de özlemişsinizdir.
Madem bu haftaki köşemizi şehrimize adadık gelin oradan devam edelim.
Sizin de önünüze çıkanlar çoğaldı mı bilmiyorum. O gün, o yarım saatlik yürüyüşüm sırasında tam iki kez önüme birileri çıktı. Birinde otuzlu yaşlarda bay ve bayan iki kişi. Bayanın başı kapalı ve yanındaki adam yanıma sokularak eşinin hamile olduğunu onu Gaziantep’e göndereceğini söyleyerek yardım isterken göz ucuyla baktığım hanımı da tam o sırada ağrılı bir yüz ifadesi takınıvermişti. Az sonra AVM’ ye yaklaştığımda bu sefer tek bir kişi; o da kırklı yaşlarda bir adamdı. “Ne olur karnım aç” deyip ellerini açarken, “gel sana şuradan ekmek ve simit alayım” dediğimde hızlı adımlarla yanımdan uzaklaşmıştı. Çarşı merkezinde de son günlerde epeyce bu görüntülerin artması umarım ilgililerin de kadrajındadır. Turistik ilçelerindeki o nüfus hareketliliğine rağmen kendi kalabilmeyi başarmış il merkezindeki bu görüntüler umarım yeni bir dalganın kıyıya vuran ilk sesleri değildir.
O akşamüzeri eşimle birlikte yaptığım yürüyüş sırasında dikkatimi çeken bir başka rahatsız edici görüntü de şehir içi olmasına rağmen yoldan geçen araçların hızları ve araçlardan dışarı atılan çöpler idi. Plakasını alıp şikâyet etsen bile görüntü kaydı falan olmadığından herhangi bir cezai işlem tesis edilemediğinden sanırım en kesin çözüm, bu tür yollara çözünürlükleri yüksek kameraların takılması. Hani hep ‘batı şöyle medeni, şöyle uygar’ deyip duruyoruz ya kesinlikle yanlış! Batıda devlet kurallarını koymuş ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan uyguladıkça uygar olmuş. Yoksa onların insanlarını da buralara geldikçe görüyoruz. Kendi ülkelerinde yapmadıkları, yapamadıkları taşkınlıkları burada yapabilme cüreti gösteriyorlarsa suç onlarda değil tabii ki bizde ve kuralları sadece kâğıt üzerinde tutmamızda. Uygar olmanın yolu uygulamada.
Bu arada yaya öncelikli trafik akışında ve akıllı kavşaklarda önceliğin kavşak içindeki araçlara verilmesi uygulamalarında birçok ile göre gayet iyi durumda olduğumuzu da başka illere gittikçe daha net görüyor ve şunu çok net anlıyoruz ki bu şehrin insanları öğrenmeye açık, uygar insanlar ancak kuralların tam işletilemiyor olmasından duydukları rahatsızlıkları onları hızla o uygar tavırlarından uzaklaştırmakta ve karamsarlığa itmekte. Umarım bizim gördüklerimizi ellerinde yetki olan ve uygulama yapmak için bu şehirde görev almış yetkililerimiz de görürler de şehir üzerine daha güzel yazılar yazmaya devam ederiz. Başta da dediğimiz gibi: Çalışmak zor ama Allah da çalışanı sever. Unutmayalım.