HIRSLI ÇOÇUKLAR DEĞİL, AZİMLİ ÇOÇUKLAR YETİŞTİRMELİYİZ

Merhaba sevgili okurlar, bu hafta hırlı değil azimli çocuklar yetiştirmeyi ele almak istiyorum. Hırs denilen kavramın insanlık için kötü sonuçlar doğurması, fakat azim ise bizler ve çocuklarımız için faydalı olacağına inanıyorum.İçine...

Merhaba sevgili okurlar, bu hafta hırlı değil azimli çocuklar yetiştirmeyi ele almak istiyorum. Hırs denilen kavramın insanlık için kötü sonuçlar doğurması, fakat azim ise bizler ve çocuklarımız için faydalı olacağına inanıyorum.

İçine girdiği zeminini kayganlaştıran ve samimi ilişkileri ortadan kaldıran rekabet kavramı, insanoğlundaki hırs duygusunu besliyor. Hırs duygusunun lügatındaysa; hep en fazlası, en iyisi, en başarılısı, en güzeli şeklinde ötekinin önüne geçme ve diğerleriyle yarış halinde olma durumu söz konusudur. Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür. İnsanoğlunun hamuruna karılmış olan bu duygunun şekil değiştirerek hastalıklı bir hal almasıyla hareket eden muhteris ruhların, dünyayı cehennem yerine çevirdiklerine ise tarih sayfalarında şahit olmuşuzdur. Çocuklarımızın, hırsıyla kendine ve çevresine zarar veren bireyler değil, içinde bulunduğu ortamı ve kendini azmiyle zenginleştiren, mücadele ruhu gelişmiş bir insan olarak yetişmeleri konusunda biz anne babalara büyük görevler düşüyor.

Bu konuyu işlerken karşımıza iki kavram çıkıyor: Hırs ve azim. Öncelikli olarak bu iki kelimenin tanımına bakalım: TDK' ya göre azim; bir işteki engelleri yenme kararlılığıyken, hırs ise sonu gelmeyen istek, aşırı tutku, öfke ve kızgınlık olarak açıklanıyor. Birbirine çok benzer görünen bu iki sözcüğün aslında özü itibariyle farklı olduklarını görüyoruz. Hırsta bir şeyi ihtirasla isteme varken; azimde metanet, irade, sabır, sebat, istikrar ve kararlı olma durumu söz konusu. Hırslı davranışlar hep ötekinin üzerine kurulurken, azimli davranışlarda kişinin üzerine aldığı görevi tamamlaması esastır. Bu noktada azimli çocuklar görevlerini tamamladıklarında tatmin olurlarken, hırslı çocuklar çevresindeki insanları geçtiklerine inandıklarında tatmin oluyorlar. Hırs, tek başına bir duygu olmamakla birlikte altında birçok olumsuz duyguyu da barındırıyor. Özellikle haset ve kıskançlık duygusunu besleyen hırs yıkıcı, azim ise yapıcıdır. Hırslı çocuklar ne olursa olsun kendilerini başarmak zorunda hissederler. Azimli çocuklar da başarıyı önemserler fakat onu kutsamazlar. Azimde başarıya götürecek sebep basamakları sabırla çıkılırken, hırsta bu sebepler devreden çıkabiliyor. Çünkü hırslı kişilerin başarının önünde engel olarak gördükleri hiçbir şeye tahammülleri yoktur. Hırslı kişi, istediği sonuç olmazsa morali bozulur, çalışma isteğini kaybeder, öfkelenir. Azimli kişi ise istediği sonuca ulaşamadığında bile görevini yerine getirmenin rahatlığı ile neticeden umutsuzluğa düşmez. Sonuca teslim olarak kendinden memnun, sonuçtan razı olur. Aslında tüm saydığımız farklılıkların özüne baktığımızda hırs ile azim arasındaki parametrenin ahlaki özelliklerde yattığı gerçeğini görüyoruz. İslamî kaynaklarda ise insanda bulunan hırs duygusunun psikolojik bir zaaf olarak terbiye edilmesi üzerinde durulur. Hep güzel ahlaka ve sağlıklı olana talip olan bizler, acaba çocuklarımızın okulda ve hayatta gayretini kamçılayacak azim duygusunu kazanmaları için neler yapabiliriz?

Herhangi birinde normalin üzerinde kusursuz bir performans görülüyorsa, onun gayreti ve alınteri devre dışı bırakılarak doğuştan yetenekli ya da çok zeki bir kişi olarak etiketlenebiliyor. Mükemmel bir performansın arka cephesi ya da nasıl ortaya çıktığı çok sorgulanmıyor. Genelde başarının arkasındaki azme dikkat kesilmeden,  kendiliğinden ortaya çıkmış sihirli bir durum gibi düşünülebiliyor. Oysa hiçbir başarının kendiliğinden oluşmadığını biliyoruz.

Genelde üstün başarılara imza atan kişiler iki açıdan ciddi kararlılık sergiliyorlar. Bu kişiler ilk olarak ne istediklerini çok iyi biliyorlar. Ne istediğini bilmenin altında ise mutlaka sıkıca bağlı oldukları bir amaçları oluyor. İkinci olarak da kararlılık, metanet ve çalışkanlık özelliklerini taşıyorlar. Belirlemiş oldukları hedefe tutku ile bağlılık, onların çizmiş oldukları rotada zikzak çizmeden devam etmelerini sağlıyor. Yine 'Başkalarının iyiliğine katkıda bulunma' gibi kişiyi aşan bir gayelerinin olması ise, belirlenen hedefte sebat etme oranlarını artırabiliyor. Bizler de çocuklarımızın azimle gayret göstermeleri konusunda, onların okula ve hayata dair kendilerine yol çizmelerinde yardımcı olacak bir amaç belirlemelerini destekleyebiliriz. Burada çocuğumuzun ilgi, yetenek ve kapasitesinin tanınması, belirlenen hedefin ulaşılabilir ve gerçekçi olmasını sağlayacaktır. Çünkü çocuğumuzun yapabileceğinin üzerinde bir beklenti onların azimlerini kıracaktır. Yine hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak basamaklandırılmış bir planlama ise hedefi somutlaştırarak onun uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Küçük bölümlere ayrılmış bir plan aynı zamanda onlara önceliklerini belirlemede de yardımcı olacaktır. Planının her bir parçasını tamamladığında bir işi bitirmenin ve hedefine yaklaşmanın mutluluğunu yaşayacaktır. Bu durum ise onları amaçlarına ulaşma noktasında motive ederek daha kararlı kılacaktır. Bu konuda hedefe doğru attıkları küçük adımların(çabanın) ebeveyni tarafından görülüp takdir edilmesi yine onların azimlerini kamçılayacaktır. Çocuklarımıza ahlak ve vicdan duygusunu yerleştirmemiz ileride gelecek nesillere iyi bir toplum bırakmamız için önemli kavramlar olacağının kanısındayım. Kalın sağlıcakla.

Hırs kıskançlığı azim ise başarıyı getirir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Muğla Haberleri