“Balyoz kararına itiraz ediyoruz”

Görülmeye başladığı günden bu yana çeşitli tartışmaları beraberinde getiren Balyoz Davası’nın sonucu da büyük tartışmalara ve tepkilere neden oldu.Balyoz Davası kararını değerlendiren Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa...

Görülmeye başladığı günden bu yana çeşitli tartışmaları beraberinde getiren Balyoz Davası’nın sonucu da büyük tartışmalara ve tepkilere neden oldu.

Balyoz Davası kararını değerlendiren Muğla Barosu Başkanı Av. Mustafa İlker Gürkan,

Muğla Barosu bir hukuk kurumudur. Türkiye’nin bir hukuk kurumudur. Hukukun  ve Türkiye’nin kesişen sorunlarında; “söz söylemenin”  hakkı ve tarih önünde görevi olduğunun bilinci ve inancı içindedir.  Konumuz “Balyoz Kararı”dır. Bu karara  “itiraz” ediyoruz”dedi.

Bu kararın dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmemiş bir karar olduğunu vurgulayan Gürkan, “Konumuz; Geçmişte kalmış bir mahkemenin bu gün verdiği karardır.Dünya hukuk tarihinde görülmemiş bir biçimde kapatılmış ama yargılamaya devam eden bir mahkemede karar verilmiştir.

Bu karar dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde görülmemiş biçimde cezaevi kampüsü içinde faaliyet gösteren bir “mahkeme” eliyle verilmiş bir karardır.

“Balyoz davasında”;  Sanıklar duruşmadan uzaklaştırılmış, sanık müdafileri duruşmalardan

çıkarılmış, girebildikleri duruşmalarda savunma hakları engellenmiş,  savunma çabaları ceza tehdidi altında tutulmuştur.

Sanık-Avukat mahremiyeti her aşamada çiğnenmiş, müdafi masasının üzerinde sallandırılan mikrofonlarla “telekulak” mahkeme salonuna girmiştir.

Savunmanın  toplanmasını istediği lehe olan deliller toplanmamış, maddi gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla istediği kovuşturma istemleri kabul edilmemiştir.Hiçbir hukuksal meşruiyeti olmayan, ceza usul hukukunun evrensel biçimde reddettiği “gizli tanık”, “dijital veriler” gibi bulgular hükme dayanak yapılmıştır.

Mahkeme; yöneltilen itirazları hiç dikkate almadan, kaynağının sıhhatini araştırmadan önüne gelen bir takım olgu, bulgu yada ifadelere; “ceza hukukunda her şey delildir. Takdir mahkemeye aittir. Böyle takdir ediyoruz” diyerek,  “takdir hakkı” kabuğu içinde  “Keyfi” davranmıştır.  “dedi.

Kararın özgürlük karşıtı bir karar olduğuna dikkat çeken Gürkan, “ Daha önemlisi: Davada sanıkların önemli bir bölümü tutukludur. Tutukluluklarının devamına karar verilmiştir.Bu nedenle “Balyoz Kararı” , “Özgürlük” karşıtı bir karardır.

Bu karar: Anayasanın, CMK nun ve İHAS’in  “Adil yargılanma”, “Savunma hakkı” ve “Özgürlük ve Güvenlik haklarına” keyfi, açık ve ağır biçimde aykırıdır.

Sanıklar yüklenen fiillerin ister faili olsunlar, ister olmasınlar. Bir fiil gerçekleşmişse;  ister meşru isterse kanun dışı olsun. Sanıklar hakkında ister bir gün ceza verilsin isterse bu ceza ertelensin… Yapılan haksızlıktır, hukuksuzluktur.  Sanıklara “Haksız” ceza verilmiştir.

Çünkü bu karar “maddi gerçeğin yeterli araştırılmasına ” dayanmamıştır. Sanık haklarına riayet edilmemiştir.

Bu kararla sanıklar, çeşitli cezalara  mahkum edilirken, kararın kendisi hukukun terazisinde ve tarihin vicdanında ebediyen mahkum olmuştur.

Avukatlar gerçeğin ve hukukun hizmetindedir. Yalnız ve ancak gerçeğe biat ederiz.

Gerçeğe biat etmeyen “adalete”,  milletten itaat beklenemez. Böylece bilinmelidir.

Saygı ile Türk Milletinin dikkatine sunarız.”şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haberleri