Maden-İş  Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, Ankara’da gerçekleştirilen eylem sırasında polis hakkında barışçıl bir şekilde düzenledikleri demokratik eylemlerinin şiddet kullanılarak bastırıldığı gerekçesiyle Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da  Enerji Bakanlığı önünde Maden-İş ve TES-İş sendikaları tarafından özelleştirme karşıtı gerçekleştirilen eylem polisin müdahalesi sonucu dağıtılmış, aralarında Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin ve TES-İŞ Yatağan Şubesi Başkanı Fatih Erçelik ile birlikte 12 işçi de gözaltına alınmıştı.

Maden-İş Yatağan ve Havalisi Şubesi Başkanı Süleyman Girgin, eyleme müdahale eden polisler ve amirleri hakkında barışçıl ve demokratik bir eyleme karşı şiddet uyguladıkları gerekçesiyle Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Mücadelelerinin meşru ve haklı olduğunu bir kez daha vurgulayan Girgin; “Yatağan, Yeniköy, Kemerköy Termik Santrallerinin ve kömür Ocaklarının özelleştirme sürecinin somut olarak başladığı 27 Ağustos 2013 tarihinden beri milletin malına sahip çıkmak için meşru ve haklı bir mücadele sürdürüyoruz.

Mülkiyeti Millete ait olan, hazineye sürekli gelir sağlayan ve stratejik öneme sahip olan işyerlerimizin özelleştirmeleri halinde ülkemizin can damarlarından birini daha kaybedeceğini geçmiş özelleştirme deneyimlerinden biliyoruz.

Özelleştirmelerin işsizlik, sendikasızlık, taşeron köleliği olduğunu da biliyoruz.Özelleştirmelerin vurgun, talan ve soygun olduğunu da biliyoruz.

Afşin Elbistan, Zonguldak ve en son Soma katliamı da göstermiştir ki özelleştirmelerin  özel sektörün kâr hırsı ve üretim baskısıyla canımıza kasteden cellatlarımız haline geldiğini de biliyoruz.

Bu  nedenlerle özelleştirme politikalarından vazgeçilmesi için Enerji Bakanlığı önünde 30 Mayıs 2014 tarihinde demokratik bir eylem yaptık ve sesimizi duyurmaya çalıştık.

Sadece, “Soma da yandık Yatağan’da ve Milas’ta yanmayalım ve Soma katliamının sorumlularından hesap sorulsun” dedik.Ancak bu anayasal hakkımızın kullanılmasına dahi tahammül edilmiyor.İşçi arkadaşlarımıza kasıtlı olarak zarar verecek şekilde şiddete maruz kaldık.Hiç kimsenin haklarını kullanan yurttaşlara zor kullanmak hak ve yetkisi yoktur.

İşçi sınıfının ulusal değerlere sahip çıkan eylemini hiçbir haklı gerekçe olmaksızın resmi şiddet kullanarak bastıran, tamamen barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilen eylemimizi eylemin özelliği ile bağdaşmayan ölçüde şiddet kullanan görevlilerden ve onlara emir veren amirlerinden şikayetçiyiz. Haklarında yasal işlem yapılmasını istiyoruz ve suç duyurusunda bulunuyoruz.

Demokratik haklarımızın kullanılmasını şiddet ile karşılık verenler kaybedecek, bu ülkenin gerçek sahipleri olan emekçiler kazanacaktır.”diye konuştu.