Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

SAYILAMAYACAK NİMETLERİN İÇİNDEKİ İNSAN/ ÜZEYİR YILDIRIM

Yüce Mevla’mız, tüm temiz, iyi ve güzel olan şeyleri kulları için yarattığı ve yarattıklarından kullarının istifade etmesini kendi iradesi dışında haram kılabilecek başka bir merciin olmayacağını bizlere bildirmektedir. Dolayısıyla haram ve helal kılma yetkisi sadece Yüce Allah’a ait olduğu, Ondan başkasının haram, helal koyma yetki ‘sinin olmadığıdır.

Yüce Rabbimiz,  dünya hayatında yarattığı kulları için güzellikler, iyi, hoş ve temiz rızıkları nimet olarak bahşettiğini bizlere hatırlatmaktadır. Bu itibarla insana düşen görev hakiki mülk ve nimet sahibini bilerek Ona İman etmek, kul olmaktır. Zira dünya hayatı insanoğlu için bir imtihan olduğundan, hayatın güzel nimetlerinden bütün mahlukat istifade etmektedir. Bundan dolayıdır ki inanmayan bir kimsenin dünya hayatında müminden daha büyük bir paye ve nimete kavuşmuş olması mümkündür. Fakat iyi ve güzel şeylerin iman temeline göre dağıtılacağı ahirette ise, bütün bu güzel ve temiz olan şeyler sadece müminlerin istifadesine sunulmaktadır.

Diğer taraftan, Allah’a karşı isyan tavrını benimsemiş olan inançsız kimseler, bu dünyada Onun nimetleriyle yaşamalarına rağmen, Ahirette bu ikramlardan hiçbir şey alamayacaklardır. Yüce Yaratıcımız, bahşettiği sayısız nimetler mukabilinde bizlerden kulluk istemekte ve şükür istemektedir. Nimetlere şükretmek, hem nimetlerin sürekli ve bereketli olmasını sağlar. Hem de Yüce Rabbimizin hoşnutluğunu kazanmamıza vesile olur. Dünya hayatında bizlere bahşedilmiş pek çok güzel nimet içerisinde, en güzel olanı, şüphesiz ki Yüce Allah’ı tanıma ve Ona inanma nimetidir. Diğer bir ifadeyle, mümin olma şerefini yakalamış olmak, nimetlerin en güzeli ve en üstünüdür. Çünkü bizler ancak imanlı olduğumuzda dünya ve ahiret mutluluğunu elde edebiliriz.

Yüce Mevla’mızın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak, mazhar olduğumuz nimetlere karşı yapacağımız en güzeli şükürdür. Bu bakımdan sahip olduğumuz nimetlerin karşılığında şükür ve ibadette devamlı olmak gerekir. Allah’ın bize bahşettiği nimetler karşısında azıp şımarmamak, isyan etmemek gerekir. Nimetlere nankörlükle mukabelede bulunmak, nimetlerin elden çıkmasına ve Yüce Allah’ın gazabına uğramaya sebep olur. En büyük nankörlük sayısız güzel nimet içerisinde bulunup da, bu nimetlerin sahibini tanımamak ve Ona kulluk yapmaktan imtina etmektir. Bu yüzdendir ki Kutsal Kitabımız Kur’an ı Kerimde inançsızlıkla nankörlük aynı anlamı taşımakta olduğunu bizlere bildirmektedir.

Bizleri Yaratan Rabbimiz, ihtiyaçlarımızı meşru çerçevede karşılayabileceğimiz helal ve temiz nimetleri de yaratmıştır. Bunlardan istifade ederken ölçülü olmalı, aşırıya gitmemeli, başkalarının da nimetlerden yararlanma haklarına saygılı olmalı ve en önemlisi Yüce Yaratıcımıza şükretmeyi unutmamalıyız. Bilmeliyiz ki nankörlükle mukabele gören nimetler geri gelmemek üzere elden çıkar ve sonun da Yüce Yaratıcının gazabına uğramak kaçınılmaz olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.