Ece HAMAMCI - FLORA

Ne güzel alışkanlıklarımız vardı önceden. Büyüklerin yanına gidince el öpülür, çocukların başları okşanır, bebeklerin bal gibi yanakları sıkılırdı. Şimdi araya bir buçuk metre mesafe girdi. Büyükler, gençlerden korkmaya; torunlarını her gün yanında görmek isterken ''aman gelmeyin'' demeye başladılar. Herkes biribirine neredeyse düşman gözüyle bakmaya başladı. Önceden ''aman sonra da giderim'' dediklerimizin yanına şimdi istesek de gidemez olduk. Çünkü her şey normal devam edecek sandık. Zamanın ve insanların değerini bilemedik. Bir buçuk metre mesefe yerine dağlar kadar mesefe yarattı.

Arkadaşlarımıza, ailemize sıkı sıkı sarılmayı özledik. Kış aylarında ev de misafir ağırlamayı, misafirliğe gitmeyi, toplu yemekler yemeği, gülüp eğlenmeyi çok özledik. Şimdi kahvemizi yapıp görüntülü konuşarak arkadaşımızla kahve içebiliyoruz. Gerçekten zamanın da bunun değerinin ne demek olduğunu biliyor muyduk?

Zaman bizden çocukluğumuzu,gençliğimizi belki de ailemizi alıyordu. Zamanın bu oyununu zaten biliyorduk. Ama hiç bu şekilde ; Dibindeki insana yaklaşamamayı, karşılıklı oturup sohbet edememeyi hiç düşünmüş müydük? Sanırım kimse bunu düşünmemiştir. Aslında çok önemli olan şeyleri şimdi fark edebiliyoruz. Arkadaşlarla bir arada olmanın, ailenin yanındaki vaktin ne kadar değerli olduğunu, bir sarılmanın insana ne kadar morel verdiğini şimdi anlıyoruz. Hastalandığınızda başınızda birinin dört döndüğü bir zamandan ''sakın yaklaşmayın, hastalanırsınız'' durumuna geldik. Biz insanlık olarak ne yapmış olabiliriz ki en güzel alışkanlıklarımızdan vazgeçmek zorunda kaldık. Yaptığımız haftasonu planları, tatil planları yerine; yasaklar gelmesin, işimiz etkilenmesin, işletmemi kapatmasınlar diye kara kara düşünmeye başladık. Bırak tatil, haftasonu planını; nasıl idareli geçinirim ne olacağının garantisi yok diye düşünmeye başladık. Biz galiba gerçekten zamanı iyi değerlendiremedik.

Her şey yoluna girdiği zaman sevdiklerimize sıkı sıkı sarılıp, eskiden aman değip geçiştirdiğimiz şeylere daha çok önem vereceğimize çok eminim. Biz elimizdeki değerlerin farkına vardık. Dersimizi dünyaca çok iyi aldık. Daha fazla derse gerek yok, ah bir kurtulsak her şey o kadar değerli olacak ki...