SALGIN HASTALIĞIN ÇEVREYE ETKİSİ - MUĞLA' DAN DÜNYAYA -AHMET MEKE

Bu haftaki yazımda tarihsel ve arkeolojik konulara kısa bir ara vererek yüksek lisansını tamamlamak üzere olduğum çevre bilimlerine yönelik ve dünya gündemini değiştiren salgın hastalık üzerine yazacağım. Hastalığın sağlık açısından etkileri hakkında neredeyse herkesin bilgisi var. Ben ise bu salgın sonucu yaşanan kilitlenme/pandemi sürecinin çevremiz üzerine etkilerine kısaca değineceğim.

Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) tüm dünyayı etkileyen en büyük salgın haline geldi. Neredeyse dünyayı hareketsiz hale getirdi. Her ne kadar bu en büyük toplumsal hareket hakkındaki bilimsel makaleler yetersiz olsa da, kötüleşen ortamın yeniden canlanması için fayda sağladı. Azot dioksit(NO2) ve karbondioksitin (CO2) düşürülmesi gibi birçok çevresel endeks daha az insan faaliyetinin sonucu olarak havadaki partikül madde emisyonları ve azalması birçok ülkede temiz hava ve kirlilik içermeyen suya yol açmıştır. Kuşkusuz kentleşme, sanayileşme, fosil yakıt tükenmesi vb. gibi insan faaliyetleri nedeniyle birçok ülkede kirlilik yaşanıyordu. Böyle bir durumda çevre sorunlarını düzeltmek için doğal bir koruyucu önlem beklenmiştir. Muhtemelen kilitleme, COVID-19'un ortaya çıkması doğanın beklediği doğal etkilerden biridir. 

Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler, enfeksiyonunun yayılımını yavaşlatmak ve hafifletmek için bir çeşit kilitlenme uygulamıştır. COVID-19'a bağlı kilitlenme sürecinin sosyal, kültürel ve ekonomik ölçekte önemli etkileri söz konusudur. Ancak, bu kilitlenmenin doğal çevre üzerinde de etkileri vardır. NASA (Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi) ve ESA (Avrupa Uzay Ajansı) tarafından yayınlanan son veriler, Wuhan, İtalya, İspanya ve ABD vb. gibi COVID-19'un bazı merkezlerinde kirliliğin %30'a kadar azaldığını göstermektedir.

COVID-19'a bağlı kilitlenmenin(karantinanın) çevre üzerindeki etkileri; acil durum önlemleri ile hava kalitesindeki iyileşme, temiz plajlar ve çevresel gürültü azaltma arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Öte yandan, havaya ek olarak fiziksel alanların (su ve toprak) mikroorganizma bulaşımını daha da tehlikeye sokan, geri dönüşümdeki azalma ve atıktaki artış gibi olumsuz ikincil yönler de vardır.

Bu konu ile ilgili ve Muğla ve çevresini içeren daha detaylı araştırmayı hazırlamakta olduğum bilimsel makalemde ele almaktayım. Makalemin yayına çıkmasının ardından köşemde de daha kapsamlı şekilde kaleme alacağım. 

 

Ahmet MEKE

CBS Uzmanı / Arkeolog

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.