Saatcı’dan çarpıcı açıklamalar

Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı yine gündem yaratacak açıklamalar yaptı. Kanal F Televizyonunda katıldığı canlı yayında 2015 yılını değerlendiren ve 2016 yılında yapılacak projelerle ilgili bilgiler veren Başkan...

Saatcı’dan çarpıcı açıklamalar

Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı yine gündem yaratacak açıklamalar yaptı. Kanal F Televizyonunda katıldığı canlı yayında 2015 yılını değerlendiren ve 2016 yılında yapılacak projelerle ilgili bilgiler veren Başkan Saatcı, büyükşehir tasasından, turizme, terör olaylarından, siyasete kadar gündemdeki konularla ilgili düşünceleri paylaştı. Özellikle ülke gündemi ve siyasetle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Saatcı, eski partisi MHP için de "deniz bitti" dedi.

Erdoğan Cankuş'un konuğu olan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Fethiye ve Türkiye gündemi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fethiye Belediyesi tarafından 2015 yılında yapılan hizmetlerle başlayan programda Başkan Saatcı, Büyükşehir Yasası'ndan sonra iş yapmanın çok zorlaştığını belirterek, buna rağmen Belediye Meclisinde AKP ve CHP’li üyelerle çok uyumlu bir çalışma yaptıklarını dile getirdi ve hepsine ayrı ayrı teşekkür etti. 2015’in öne çıkan çalışmaları olarak, "Fethiye il olsun" kampanyası, Şehit Diplomatlarımız için yapılan Saygı Anıtı, Belediyenin 28 milyon 500 bin liralık borcunun ödenmesi, Büyükşehir Yasası ile işten çıkarılan tüm personellerin geri alınmasını gösteren Saatcı, “Yaptığımız asfalt yol, parke, sahil bandı, park bahçe , peyzaj ve ürettiğimiz projeleri artık rutin işler olarak gördüğümüz için dile getirmiyorum” dedi.

“Fethiye il olursa verdiğim sözü tutarım”

Fethiye İl Olsun kampanyasına destek veren çevre ilçelerdeki vatandaşlara, Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işığa ve Fethiye Limanı'nı ziyarete gelen Deniz Kuvvetleri'nin Amiral ve Subayları'na teşekkür ederek konuşmasına devam eden Başkan Saatcı; “38 sivil Toplum kuruluşu , Fethiye dışındaki ilçelerden gelen destek ve toplanan 110 bini aşkın imza ile bunu ne kadar istediğimizi gerekçeleri ile gösterdik” dedi.

2007 yılında verdiği sözü de unutmadığını belirten Başkan Saatcı; “Fethiye il yapılırsa Ak Parti'ye elbette geçerim. Bunu hem kendime hem de Fethiyelilere anlatmayı bilirim elbette” diyerek sözünün arkasında durduğunu hatırlattı.

“Yasanın bu haliyle aday olmam”

Güneydoğu'da büyükşehir yasasının arkasına sığınarak özerklik taleplerini PKK'ya destek vererek, hendek kazanlara iş makinesi tedarik ederek gösteren belediyeler için İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın yaptığı açıklamaları hatırlatan Başkan Saatcı; "Büyükşehir yasası ile ilgili AK Parti içerisinde yapılan çalışmaların beklediğimiz sonuçları doğurması umudunu taşıyoruz" dedi

Tekrar aday olup olmamasıyla ilgili "Şu an seçimlere 3 yıldan fazla var. Gündemimizde adaylık yok. Ancak siyaset bize kapıyı kapatmamayı öğretti" diyen Saatcı;Büyükşehir Yasası değişmesi, Fethiye'nin il yapılması durumunda tekrar değerlendirilebileceğini söyledi.

“MHP için deniz bitti”

MHP’den, istifa ederek ayrılan Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı; “Onlar için artık yolun sonu. Anlaşılan Leylekler gibi yapıp, yuvalarını kirleterek gidecekler. Yakışanı, suçu başkalarına atmadan “Hakkınızı helal edin” diyerek partide değişime yol açmalarıydı” şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Programın ilerleyen bölümlerinde izleyicilerden gelen soruları da yanıtlayan Başkan Saatcı, ülke gündemi ve Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili sert açıklamalarda bulundu. Program sunucu Erdoğan Cankuş'un sorularını içtenlikle yanıtlayan Başkan Saatcı, 2015 yılı açısından Türkiye gündemi ve yaşanan olayları şöyle yorumladı:

“Kadınlar gülerse toplum güler”

Madenci olaylarında yerde yatan arkadaşı tekmeleyen genel müdür, genel müdürlüğe devam ediyor. Büyük bir medya kuruluşunu basan, soy adı başka da ben "boynukalın" diyorum. Boynukalın kardeşimiz şu an bir bakanın danışmanı yada bakan yardımcısı oldu. Yani halkın gözünün önünde çok sevsen de bu tip yanlışlığı yapan bir adam hala görevine devam ediyorsa burada bir sıkıntı var. Bülent Arınç çok saygı duyduğum hukukçu bir insan. 12 Eylül sonrasında ülkücü arkadaşlarımızın bir çoğunun davasına ücretsiz girmiş birisi ama "Kahkaha atan kadınlar hafif kadınlardır" ifadesini kendisine hiç yakıştıramadığımı ifade ediyorum 2015'le ilgili. Halbuki kadın gülerse, toplum güler. Kadın mutluysa, toplum mutludur. Çünkü toplumu kadınlar yönetir, kadınlar eğitir. İşid'in 10 yaşındaki kız çocuklarını köle yaptığı bir ortamda onlara laf söylenmesi gerekir. Keşke ülkede herkes gülse, şen şakrak olsa.

"İslamiyet buysa ben yokum!”

2015'te Türkiye'nin genel durumuna baktığımda, dünyada yolsuzluk, yani bu çalma, çırpma, hak etmediğini alma, insanları kandırma konusunda, en az yolsuzluk yapılan 55 ülke arasında bir tane Müslüman ülke yok. Yani 1'den 55'e kadar sıralama yapılmış, yolsuzluğun en az yapıldığı ülkeler arasında biz yokuz! Ve bu 55 ülke içinde bir tane Müslüman ülke yok. Hani bu din? Hani biz müslümandık? Hani çarpma, çırpma, başkasının hakkını yeme haramdı bizde? Hani, hak yemek haramdı? Nasıl müslümanız biz? İslamiyetin, kim ne derse desin, aynı Rönesans reformu gibi yenilenmeye ihtiyacı var. Şu an Türkiye'de İslamiyet adına yapılanlar İslamiyetse, ben açık ifade ediyorum, ben İslamiyette yokum! Şu an İslamiyet yok, islamiyetçilik var bu ülkede. Nerde Peygamber Efendimizin sünneti, nerde Kur'an-ı Kerim'in hükmü! Şu an bu ülkede müslümanlık adına yapılanlar, Ortadoğu'da yapılanlar gerçekten müslümanlıksa, ben müslüman değilim. Dünyada 10 tane müslüman öldürülüyor, 9'unu müslümanlar öldürüyor. Bu nasıl müslümanlıktır?

“İslamiyet’te yeni bir Rönesans reformu şart”

Bakın, 2014'de ekonomisi en büyük 18. ülkeyiz. Çok büyük başarı. Bu Ak Parti'nin başarısı. Kimsenin değil. Tebrik ediyoruz. Ama 2025'te ilk 20'ye öngörüde giremiyoruz. Burada bir sıkıntı var! Tekrar toparlanmaya ihtiyacımız var. Ak Parti'nin fabrika ayarlarına dönmesi gerekir derken, bunu söylemek istedim. Bakın, bilgiye ulaşma özgürlüğünde 180 ülke arasında 154. sıradayız. Sınıfta kalmışız. Hukuk üstünlüğü kriterlerinde 99 ülke içinde 80. sıradayız. Demek ki Türkiye'de hukuk yok. Ben söylemiyorum, istatistikler söylüyor bunu. Problem çözme ve yaratıcılıkta.. Problem çözme nedir? Bağımsız insan problem çözer.  %2.2'ye giriyoruz. Güney Kore'de %28 oran. Eğitim düzeninde, eğitim sistemimizin başarısında dünyada ilk 40'ta yokuz! 1 milyon 600 bin üniversite mezunumuz işsiz. İş bekliyor. Yani tekrar ediyorum, İslamiyet'te yeni bir Rönesans reformu şart! İlahiyat Profesörü İlhami Güler konuşmasında, "Hz. Ömer'in bazı ayetleri, o günün şartları için geçerliydi" diyerek uygulamada imtina ettiğini söylüyor. Bunu ben söylemiyorum, İlahiyat Profesörü İlhami Güler söylüyor. Ve o gün dediği ne zaman biliyor musunuz? Resulü Ekrem'in şahadetiyle Hz. Ömer'in arası 10 yıl. 10 yıl önceyi böyle değerlendiriyor Hz Ömer. Şimdi biz 1.400 sene sonra "tuvalete sağ ayakla mı gireceksin, sol ayakla çıkacaksın" şunla bunla uğraşacağımıza, Arkadaş! bilimle uğraşacağız. İslamiyet "Günü gününe eşit olan bizden değildir" diyen bir din. Şimdi nerde kaldı? Şimdi insan boğazlayanlar, 10 yaşında çocuğu odalıkçı olarak birbirine ikram edenler, İslamiyet adına konuşuyor. Böyle bir şey yok!

"Sis hepiniz din tacirisiniz!”

Şu an Türkiye'de tarikat adı taşıyan her sosyal gurubun kontrol altına alınması lazım. Arkadaş, tarikat benin bildiğim, bir lokma, bir hırka ile hareket edip, Allah-ü Teala'ya ulaşan yoldur. Bütün tarikatlar ticari.. Bütün tarikatlar siyasi.. Ne işi var tarikatın ticarette siyasette ya! Ne işin var kardeşim senin? Tarikat dediğimiz, Hoca Ahmet Yesevi'den başlamış, Geyiklibaba, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Hacı Bayram Veli'lerle süre gelen, Anadolu erenlerini kirletme kardeşim! Senin o lüksün yok! Ne tarikatı! Tarikat dediğiniz olay, geçim kapınız olmuş sizin. Siz hepiniz din tacirisiniz! Dini satıyorsunuz. Ve gerçek Müslümanların dinini satıyorsunuz. Sizin dininiz Müslümanlık değil. Sizin sattığınız Müslümanlık değil! Siz, dini satıyorsunuz, dini! Kimi satıyorsunuz biliyor musunuz? Anadolu'nun saf, masum, tertemiz Müslümanlarının dinini satıyorsunuz! Bu din, siyasi ve ticari sömürü aracı olmuş. Biz Karl Marx'a kızıyorduk "Din afyondur" dediğinde. Sizin elinizde bu İslamiyet, afyon haline getirildi. Yazıklar olsun!

"Laiklik de leblebi ile rakı içmek değildir”

Atatürk'ün büyüklüğünü bir kere daha şurada saygıyla anıyorum. Boşa kapatmamış Atatürk tekkeleri, zaviyeleri. Bunları görmüş de kapatmış. Türkiye için en iyi sistem laikliktir. Laiklik... Bunun lamı cimi yok! Ama laiklik, leblebi ile rakı içmek değildir. Laiklik ibadethaneye postalla girmek değildir. Laiklik imam hatiplilerin önünü kesmek değildir. Laiklik, yedi yaşındaki çocuğa baş örtüsü taktırmak da değildir. Bunun dengesini kurmak zorundayız.

"Aziz Sancar’dan hiç utanmadınız mı?”

Son zamanlarda gururumuz olan Aziz Sancar. Yani Kürt kökenli vatandaş.. Bakın, bu kadar sıkıntıya rağmen, aldığı ödülü kime emanet etti? Türk Silahlı Kuvvetleri'ne. Demek ki, kendi dışarıdan bir profesör, en güvendiği kurum olarak hale Türk Silahlı Kuvvetleri'ni görüyor. Ve gelip 19 Mayıs'ta Atatürk'e ödülünü sunacak. Yani buradan bir Kürt çocuğunun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu söyleyen bir Kürt çocuğunun, başarısından sonra almış olduğu ödülü getirip, ben silahlı kuvvetlere emanet ediyorum, deyip, bunu 19 Mayıs'ta Atatürk'e sunacağım demesini biz anlayamıyor ve şu an Türkiye Cumhuriyet vatandaşları olarak bunu değerlendiremiyorsak, buradan diyecek fazla bir şeyimiz yok! Bu bağımsızlık peşinde koşan, sözde kürdistanı kuracak olan, birilerinin payandası olan, terör örgütü, terör örgütünün maşaları, buradaki uzantıları, basındaki uzantıları, hiç mi utanmadınız? Aziz Sancar'dan hiç utanmadınız mı?

Bu haber toplam 58 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.