Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

RAMAZAN AYININ TOPLUMA ETKİLERİ/ ÜZEYİR YILDIRIM

Ramazan ayı Müslümanların mübarek aylarından bir aydır ve bu ay onbir ayın sultanı olarak ta bilinir. Onu diğer aylardan ayıran ve faziletli kılan pek çok şey vardır. Zira bu ay aynı zamanda, rahmet, mağfiret, merhamet ve günahlardan arınma ve bağışlanmaya vesile olmaktadır. Bir başka açıdan da düşünülürse o, yılın dini bakımdan en doğru olarak yaşandığı ve bir muhasebenin yapıldığı aydır. Dolayısıyla bir imkanlar ve fırsatlar ayı olarak da düşünülebilir.

Ramazan ayı Kur’an’ın inmeye başlaması, orucun bu ayda tutulması, Hz peygamberin Kur’an-ı Cebrail’le karşılıklı okuması, teravih namazlarının kılınması, zekatların bu ayda verilmesinin  tercih edilmesi,  sadaka ve fitrelerin verilmesi gibi, önemi ibadetleri içermektedir. Bütün bunlar dini hayat açısından bireysel ve toplumsal anlam ve önem ifade etmektedir. Zaten din söz konusu bu unsurlarla yaşanmakta ve hayata geçirilmektedir.  Bu anlamda Ramazan ayı Kur’an’ın en fazla okunduğu, namazların en fazla kılındığı, ay boyunca orucun tutulduğu, hayır ve hasenatın yapıldığı, güzellikler ve faziletler ayı  olarak ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla Ramazan ayı rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak bilinir.

Dün olduğu gibi bu günde insanların en çok sorun yaşadığı alan, muhakkak ki sosyal alandır. Özellikle toplum hayatında insanlar arası ilişkilerde sevgi, saygı, hoşgörü son derece  önemlidir. Sözü edilen bu değerler, toplumsal huzur, güven ve barışın ana unsurlarıdır. Bu değerlerin güçlü olduğu sosyal ortamlarda hayat daha huzurlu ve güvenlidir.  Zayıf olduğu ortamlarda da  hayat endişeli, huzursuz ve güvensizdir. O nedenle huzurlu bir toplumsal ortamın oluşmasında Ramazan ayı gibi manevi ortamlara ihtiyaç vardır.  Zira zaman atmosferi insanların nefislerini dizginleyerek, yumuşamasına, ve ahlaki değerler çerçevesinde davranılmasına imkan sağlar.

Ramazan ayını diğer aylardan ayıran en önemli özelliği oruç ayı olmasıdır. Zira oruç ibadeti, bu ayın en temel ibadeti olarak yaşanmaktadır. Aslında oruç ibadeti İslam’ın şartlarından biridir. Onun tutulduğu ayda Ramazan ayıdır. Bu gerçeklik Kur’an-ı Kerimde  “Ey iman edenler, oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi, size de farz kılında. Umulur ki korunursunuz. Sayılı günlerde olmak üzere(oruç size farz kılındı)Bakara 183/184

Oruç ibadetinin birey ve toplum açısından, maddi ve manevi pek çok faydaları vardır. Her şeyden önce oruç ibadeti,  insanın manevi dünyasının olgunlaşması, kemale ermesi ve takva boyutu kazanması açısından anlamlıdır. İnsanın yaratılış gayesine uygun bir çerçevede yaşaması ve hayatını sürdürmesi arzu edilmektedir. Bunun içinde insanın hem bilgi, hem de uygulama boyutu kazanması açısından anlamlıdır.

Ramazan ayında yaşanan güzelliklerden biriside sahura kalmak ve iftar etmektir. Sahur vakti uykunun en tatlı olduğu bir zaman dilimidir. İnsanın böyle zamanda kalması, her ne kadar zor olsa da, manevi anlamda bir coşku hasıl oluşmaktadır. Yine sahura kalkmak sabah namazını kılabilmek açısından önemlidir.

Ramazan ayının güzelliklerinden ve hayatımıza getirdiklerinden biriside, mali dayanışma ve yardımlaşma boyutudur. Bu ayda asıl verilmesi gereken aslı fıtır sadakası olan fitredir. Fitre Ramazan ayında, bayram namazına kadar, fakirlere verilmesi gereken bir sadaka türüdür. Basit ve az olarak görülse de fitre fakirlerin ve yoksulların bayramı diğer insanlarla aynı coşku olmasa da yakın bir coşku ile bayramı yaşamalarıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.