PATRON KİM ?

Merhaba sevgili okurlarım… Bu hafta insanlık içerisinde bulunan devri alemde bahis edeceğim. Kainat kurulduğundan bu yana insanlar içerisinde sürekli dönen bir devri alem olduğunu unutmayalım ki hayatımızı yaşantımızı ona...

PATRON KİM ?

Merhaba sevgili okurlarım… Bu hafta insanlık içerisinde bulunan devri alemde bahis edeceğim. Kainat kurulduğundan bu yana insanlar içerisinde sürekli dönen bir devri alem olduğunu unutmayalım ki hayatımızı yaşantımızı ona göre yönlendirmemiz bizler açısından iyi olacaktır.

Günümüzde yaşanılan bütün sıkıntıların bir gün biteceği, hak yiyenin yanına kalmayacağı, doğruyu söyleyenin dokuz köyden kovulduğu bir dünyada yaşıyoruz.  Doğruyu söylemekten bahsettim çünkü doğru her zaman doğrudur. Yanlış ise her zaman yanlıştır. Zaten Allah C.C., yarattığı insanları, yani bizleri yanlışa düşmememiz konusunda uyarmıştır. İnsanların yanlış şeyler yapması doğru değil. Yanlışı söylemesinin beyin programlarımızda yeri olmadığı gibi, yalan ve yanlış söylenen sözlerin ise mucizevi bir şekilde beyinde yeri olmadığı için gidecek yeri yoktur. Gidecek yeri olmayınca söyleyen kişiye eni sonu döneceğini unutmamak gerek. Çünkü insanlığın yaradılışında böyle bir kodlama yoktur. O yüzden atalarımız demiştir ki , “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar” bu sözden kasıt gerçek mum değildir.

Yanlış ve yalan söyleyen insan önce söylediğini kendisi içerisinde yaşar, söylediğine kendisini bir türlü inandıramaz ve eğer kendisini inandırmayı başarır ise mumu sönmez. Ama hiçbir zaman başaramaz çünkü gerçeği kendisi bilmektedir.

Gelelim devri alem meselesine. Dünya üzerinde tebdil- i mekandan başka bir yerde de devri alem olduğunu bu devri alemin ise insanoğlunun yaşayış feyzine göre, yine o baştan aşağıya yazarak geldiğimiz gözle görünmeyen fakat var olan varlıklar tarafından insanların yaşam feyizlerini birbirine aktarıp değiştirirler.  İşte böyle bir durumun kainat üzerinde olduğunu bilmemiz ve ona göre yaşamamız gerekmektedir. Kimsenin canını incitmemek kimseyi aşağı görmemek, haksızlık yapmamak, hak yememek, sen kimsin ki benim yerimde olacaksın dememek, bunlar gibi bir çok örnekleri vardır günümüzde karşılaştığımız. Bu tür davranan insanlar birilerini incitmiş olanlar, haksızlık yapanlar bir gün devri aleme gelecek ve haksızlık yaptığı insanın yerine geçecektir. Bu durumdan kaçamadığı gibi üstüne üstlü birde o kişi ile yer değiştirecek veya bir gün karşısına çıkacaktır yapmış olduğu.

Bütün kainatı yöneten Allah olduğuna göre oyunu kuranında yaratıcı olduğunu unutmamak gerek. Hazır konusu açılmışken bir kıssadan bahis edelim zengin bir adamın ramazan ayının ilk gününde oruç tutmaya kalkar akşam yemeğinde bir tavuk pişirir kızartır tam ezan okunacağı sıra sofrayı kurarlar bir hanımı birde kendi sofraya oturmuşlardır. İftarın olmasını beklerken kapı çalar, kapıyı adamın hanımı açar bir bakar ki karşısında bir dilenci vardır. Dilenci ağlayarak biraz yiyecek verir misiniz der;  hanım ise geriye dönerek kocasına dilenci geldiğini yiyecek istediğini söyler; kocası ise biraz ekmek böler ver der. Hanım birazda pilav koyalım ekmeğin içerisine der. Adam ekmek yeter pilavını da başka kapıdan bulsun der ve dilenciyi gönderir. O günden sonra zengin adamın işleri hep ters gitmeye başlar. Yapacak olduğu bütün işlerin önüne engeller çıkar ve bir yıl içinde fakirleşir, hanımına bakacak durumu kalmaz. Çalışmaya gitmek ister ama iş bulamaz. İş bulamayınca dilenmeye başlar. Köy kasaba dolaşarak dilenciliğe devam eder, fakat kendi yurduna gidemez. Hanımını terk eder ve sefil bir hayat sürmeye başlar. Daha önce kapısına gelen dilenci ise o günden sonra ne yaptı ise işleri yolunda gider zengin bir ağa olur ve bir köşk yaptırarak içerisinde yaşamaya başlar. Parası pulu her şeyi olduğuna göre kendisine iffetli bir eş aramaya başlar. Konu komşu akraba danışarak evlilik için bir eş aradığını söyler. Bir komşusu falan yerde temizlik yapan iffetli bir bayan olduğunu söyler ve tanıştırmak üzere yola düşerler. Adam kadını görür, beğenir ve evlenmeyi kabul eder. Böylelikle güzel ve tatlı bir hayata başlarlar.

Günler gelip geçerken Ramazan ayının ilk günü ne kavuşurlar. Orucun ilk gününde iftar açacakları sıra kapı çalar ve evin hanımı kapıyı açar. Karşısında bir dilenci görür ve yiyecek bir şeyler istemektedir. Kadın kocasına dönerek dilenci geldi yiyecek istiyor der;  Kocası peki der yufkanın içerisine tavuğun yarısını koyar, üzerine birde pilav ekleyerek dilenciye verir. Kadın ağlamaya başlar çünkü kapıya gelen dilenci eski kocasıdır.

Buradan anlaşıldığı üzere dünya yeryüzünde devri alem vardır. Kimseyi hakir görmemek büyüklenmemek gerek. Bir gün devri aleme geri döneriz. Her ne kadar zenginde olsanız fakirde olsanız mevki ve makamınıza güvenmeyin. Davranışlarımıza ve sözlerimize her zaman dikkat etmemiz gerekir. Çünkü kumanda ALLAH’ın emrindedir.

Bu haber toplam 110 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.