Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum Esnaf Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (BESİAD) düzenlediği Perşembe toplantısına konuk oldu. Başkan toplantıda Bodrum Belediyesi olarak yaptıkları çalışmaları ve hedefleri dernek üyeleriyle paylaştı.

İki aylık yaz tatilinin ardından geleneksel Perşembe toplantılarına yeniden başlayan BESİAD'ın konuğu Bodrum Belediye başkanı Mehmet Kocadon'du.

Toplantıda konuşan ve yeni süreçte Bodrum genelinde yaz ayları boyunca yaşananları değerlendiren Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, "2002 yılında Ortakent-Yahşi Belediye Başkanı olduğum dönemde düzenlediğiniz bir yemeğe katılmıştım.O yemekte yaptığım konuşmada Bodrum'un tek bir belediye olması lazım demiştim. Ama büyükşehir hiç aklıma gelmemişti ve bugün büyükşehir olduk. Ben hiç bir zaman suçlu arayan bir yönetici değilim; ama inanıyorum ki ilerleyen yıllarda bizim gibi turizm bölgelerinde tekrar büyükşehir kavramı gerekli idarecilerle masaya yatırılacak diye düşünüyorum. Bence olması gereken de budur. Şehirler tek bir alan üzerine kurulmuştur büyük şehirlerde belediyecilik yapmak kolay, tek belediye olmak kolay fakat Bodrum büyük bir coğrafya üzerine kurulu. 178 kilometre kıyı bandımız bulunmakta ve bu az mesafe değildir. Bir ucumuz Mazı Mahallesi'nin ucuna kadar, Çökertme'ye kadar gidiyor. Diğer bir ucumuz ise Yunan Adası Kos'a dayanıyor. Yerleşim yerleri arasındaki mesafeler bizleri çok yoruyor. Kopuk kopuk olan yerleşim merkezlerinde hizmet vermekte zorlanıyoruz ama bunların hiçbiri tabi ki bahane değil. Bizler bu göreve gönüllü olarak talip olduk ve bu zorlukları biliyorduk. Fakat bu zorlukları bilirken belde belediyelerimizden bu kadar borçlar geleceğini de hiç düşünememiştik. Belde belediyelerimiz hizmet yapmak için borçlandılar. Bir torba yasası çıktı, biz de bu yasadan nasıl yararlanacağız diye çalışma yapmaktayız."dedi.

"Çalışmak ve üretme zorundayız"

Seçim sonrası altı aylık sürede yeni bir yapılanmaya girdiklerini ifade eden Başkan Kocadon, "Bu yapılanma yapılırken hiçbir çalışanımızı mağdur edecek çabanın içine girmedik. Birçok ilçe belediyelerimiz havuz sistemine yüzlerce çalışanını koydu. Ama biz hiç bir arkadaşımızı bu havuz sistemine koymadık. Sebebi ise en eski belediyelerimiz yaklaşık elli yıllık, en yenileri ise on beş yıllık. Her çalışanımız kendine göre bir düzen kurmuş, yarımadada kendine göre bir yaşam tarzı belirlemiş. Bu arkadaşlarımızı havuz sistemine koyarak onları zor durumda bırakmak, ekonomik durumlarını zorlamak istemedik. Çünkü bizim felsefemiz; herkes mutlu yaşasın.Birlik beraberlik içerisinde el ele yaşamak istiyoruz. Bodrum farklı bir bölge; buraya adapte olmuş bir insanın başka bir yere alışması ve düzen kurması çok zor olur. Çalışanlarımızın ruhsal yapılarını da düşünerek onları havuz sistemine koymadık. Ama onlara dedik ki; biz sizi bu sisteme koymuyoruz. Bunun maliyeti Bodrum Belediyesi'ne ayda 2,5 milyon lira. Bu sebepten dolay çalışmayan arkadaşımıza taviz vermeyeceğiz. Çalışmak ve üretme zorundayız. Biz bunları söyledikten sonra çalışan arkadaşlarımız ile devam ediyoruz, çalışmayanlarla da kendilerine teşekkür edip yollarımızı ayırdık. Kimse kusura bakmasın, bu sistem böyle devam edecek; çünkü biz çalışan personel istiyoruz." dedi.

"Çarpık yapılaşmanın önüne geçmek en büyük hedefimiz"

Toplantıda imar çalışmalarına değinen Başkan Kocadon, "İmarla ilgili de bir takım çalışmalarımız oldu. 18 Nisan'da Bodrum Yarımadası'nda imarla ilgili çalışmalarımızı durdurduğumuzu açıklamıştık. Bundan on gün önce de bazı bölgelerimizde imar açıldı, bazı bölgelerimizde de sıkıntılar var. O alanlarla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bizim hiç bir kimsenin elinden yasal haklarını almak gibi bir niyetimiz yok. Bizim amacımız bir bütüncül plan sağlamak. Bakanlıklarla ve büyükşehirle beraber hızlı bir şekilde bütüncül imar planlarımızı devreye sokup sizlerin önünüzü açmak için bu çalışmaları yaptık. Bu çalışmalarımız her kesimden takdir ile karşılandı. Bodrum'daki çarpık yapılaşmanın, kaçak yapının önüne geçmek bizim en büyük görevimiz. Bir yerde üç milyon - beş milyon eurolara satılan evler 10 kilometre sonra gittiğinizde 50 bin liraya satılıyorsa bunda büyük bir sıkıntı var demektir. Bu kadar uçurum olamaz. O elli bin liralık evlere baktığımızda imar planları tam oturmamış, çarpık yapılaşmış hatta bir kısmının kaçak olduğunu görüyoruz. Yalnız kaçak ile ilgili bir parantez açmak isterim; bizim milletimizde devletin malında gözü yoktur. Milli Emlak'a ait araziler değil, kendi mülküne yapmış olduğu binalardır. İhtiyacı olduğunda satmak istediğinde tapu olmadığı için kaçak göründüğü için ucuz fiyatlara satılıyor. Bu satılan evleri görenler de ev yapmaya başlayınca mahalleler oluşuyor. Bu sıkıntılar yüzünden planlama çalışmalarına dur dedik. Bodrum'un geleceği için bu çalışmaları yapmak zorundayız. Hırslarımız mantığımızın önüne geçmemeli, sonra iş işten geçmiş olur ve çok çok pişman olabiliriz. Başka Bodrum yok." şeklinde konuştu.