Üzeyir Yıldırım

Üzeyir Yıldırım

KİŞİ YAPTININ KARŞILIĞINI BULUR

                 İnsanlık var oldukça,  Herkes iyi veya kötü yaptıklarından sorumlu olacağı ve yaptıklarının karşılığını tam alacağı üzeredir. Bunun aslına bakılırsa bu konunun sürekli işlenmesi biz insanların sonradan pişman olmayacağı işler yapması na vesile olmalarıdır. Örnek verecek olursak insanlar birçok defalar haksızlık,  adaletsizlik, kötülük yapmasınlar diye dinimiz tarafından uyarılmaktadır. Çünkü her kim zerre miktarı hayır işlerse karşılığını hayır,  cennet mükâfatı olarak,  her kim zerre miktarı şer işlerse karşılık olarak şer, cehennem azabı olarak görecektir. Bu durum insanoğlunun Allah’tan herhangi bir şeyi kaçırması söz konusu olamayacak çünkü Allahuteala “adili mutlaktır. Yani mutlaka adalet sabidir. Buda ne ektiyse onu biçecek,  zerre miktarı işlediği her ne varsa,  ne yaptıysa karşılığı bu dünyada veya ahirette mutlaka görecek demektir.

                 Bir anlayış ve düzen üzerine oturmuş bir yaşam biçiminin yeryüzündeki barış ve huzuru sağlayacağı,  en önemlisi de,  ancak bu anlayışın insanın onurunu koruyacağı, insanca yaşayacağı,  kimliğini ve kişiliğini yücelteceğini bilmek gerekir. Düşünün ki herkesin yaptığı yanına kar kalacak,  güçlü zayıfı ezecek, elindeki ekmeğini haksızca ensesini vurup gasp edecek tir. Böyle bir dünyanın yaşanabilir olması mümkün müdür. Üstelik bu anlayış sadece bizim dinimizle de sınırlı değildir. Bu konu bütün dinlerin ortak olan yönlerinden bir tanesidir. Çünkü hakikat ı aramak,  haksızlığa karşı durmak,  kötü yapanın cezasını bulmasını istemek insanoğlunun yapısıda vardır. İnsan dünyada kendisine yapılan haksızlığın bir tür karşılığını alacağını inanmakta ve öylece teselli bulmaktadır. Eğer insanlar herkesin yaptığı yanına kalacak, hesabını vermeyecek inancına kapılılarsa,  bu defa insanın bütün olumlu şeyleri ortaya koyması,  üretmesi,  yardımlaşması, insanları sevmesi,  iyilik yapması gibi değer yargıları alt üst olacaktır, dünyada düzen kalmayacaktır.

                 O halde dinimizin temel inanç esaslarından biri olan ahirete imanın insan hayatında, insanların yaptıklarının karşılığını,  yapıp ettiklerine göre şöyle veya böyle mutlaka alacaklardır. Buna samimiyetle inandığımız takdirde kötülük yapmanın yerine hayır hasenat ve iyilik yapmanın yollarını aramış olacağız. Bu anlayış aynı zamanda bizlere,  hem bu dünyada yaptıklarımızı anlamlı ve manalı kılmakta, mutlu etmekte,  hem de ölümden sonra ki hayatta karşılaşacağımız konum hakkında bizlere bilgi vermektedir.

                 Yaptığının karşılığı tastamam kendisine verilecek olan kişi,  bu durumda çevresini sevmeye çalışacak, insanlarla iyi geçinecek ve etrafındakilerle beraber huzur ve barış dolu bir hayat yaşamanın gayreti ve çabası içinde olacaktır. İnsana yaptığının karşılığının eksiksiz verileceğine dair Kitabımız Kur’an ı Kerimde oldukça fazla sayıda ayet bulunmaktadır. Bu ayeti Kerimelerden iki tanesini burada yazarak insanlar a ışık tutması için Allah’ü teala şöyle buyurmakta.

                 “Güzel iş yapanlara ( karşılık olarak ) daha güzel ve birde fazlası vardır. Onların yüzlerine bir kara bulaşır,  nede bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedi olarak kalacaklardır. Kötü işler yapmış olanlara gelince,  bir kötülüğün cezası misliyledir Ve onlara bir zillet kaplayacaktır. Onlar Allah (ın azabın)dan koruyacak hiçbir kimsede yoktur. Sanki yüzleri,  karanlık geceden parçalarla örtülmüştür. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. (Yunus 10/26-27)

                 “Kim bir iyilik getirirse ona katı vardır. Kimde bir kötülük getirirse O da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.” (Enam 6/160)   

Önceki ve Sonraki Yazılar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.