Muğla Kent Konseyleri Birliği Başkanı Hamdi Topçuoğlu, İztuzu’nda yaşanan gelişmelere ilişkin bir açıklama yaptı. Hakkı, halkı ve yasaları dışlayan “ben yaptım oldu” mantığındaki uygulamaları şiddetle kınadıklarını belirten Topçuoğlu, “Muğla’nın bir çok yerinde olduğu gibi İztuzu’nda ve Kissebükü’nde kamuya ait alanların, yasa, hak ve halk tanımaz tutumlarla bazı şirketlere peşkeş çekildiğini görüyoruz. Öncelikle belirtelim ki bu yerler kamuya aittir. Ve kamunun kullanımı konusunda yasalar emretmektedir. Biz bu yerlerin kamu yararına, yine yerel yönetimler tarafından kullanılması gerektiğini savunuyoruz. Mücadelemiz, Muğla’yı gelecekte de cennet bir yurt köşesi olarak yeni kuşaklara sunabilme mücadelesidir. Bu konuda kararlı olduğumuzu kamuoyuna duyururuz” dedi.

Muğla Kent Konseyleri Birliği ve Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu, İztuzu direnişinin, halkın yaşadığı çevreye sahip çıkma hareketinden başka bir şey olmadığını belirterek şöyle devam etti:

“Bugün yasaların sürdürdüğü süreci, bizim takip etmemiz ve sonuçlarını beklememiz gerekirken, İztuzu’na gece yarısı operasyonlar gerçekleştirilmesi son derece manidar. Biz halkın yaşadığı çevreye sahip çıkma tutumunu, mücadelesini sonuna kadar destekliyoruz. Dün olduğu gibi, bugün de yarın da halkı, hakkı ve yasaları dışlayan ‘ben yaptım oldu’ mantığındaki bu uygulamaları şiddetle kınıyoruz.”

Hamdi Topçuoğlu, İztuzu’nda 2014’ün 19 Haziran tarihinden itibaren yaşanan hukuki sürece de dikkat çekti. Bu tarihe kadar Ortaca Belediyesi tarafından işletilen İztuzu’nun, bu tarihten itibaren Bakanlık tarafından MUÇEV’e verildiğini, MUÇEV’in de 10 gün önce kurulan ve yüzde 70’i İngiliz ortağa ait olan bir şirkete burayı kiraladığını hatırlatan Topçuoğlu, İztuzu’nda yasal sürecin hala devam ettiğini ve mahkemeler tarafından yürütmeyi durdurma kararları verildiğini belirtti. Bunun son örneğinin 25 Aralık Perşembe günü yaşandığını kaydeden Hamdi Topçuoğlu, şöyle devam etti:

“Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Bakanlığın MUÇEV’le, MUÇEV’in de DALÇEV ile yaptığı protokolün yürütmesini durdurma kararı veriyor. Bu karar her iki tarafa da tebliğ edilmesine rağmen, Muğla İdare Mah9kemesi’nin daha önce verdiği yürütme kararını kaldırmasından yola çıkarak DALÇEV firmasının çalışanları, buraya bir gece baskın yapıyor. Kimsenin, böyle bir hak yok. Yasal süreci herkesin beklemesi gerekiyor. Bu nedenle de yaşanan olayı asla onaylamıyoruz.Türkiye Cumhuriyeti gibi demokratik bir hukuk devleti olduğunu iddia eden bir ülkede bu tür yaklaşımların geçerli olmayacağını savunuyoruz. “

Demiröz: Yargıyı hiçe saymak tehlikeli

Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz de İztuzu’nda yaşanan gelişmelerle ilgili olarak ‘yargı kararlarını hiçe sayan” zihniyetlere dikkat çekti. İztuzu’nda da tıpkı Kissebükü örneğinde olduğu gibi “mahkeme kararlarına rağmen” bir takım uygulamalara başvurulduğuna dikkat çeken Demiröz, “Tıpkı, Soma’da mahkeme kararına rağmen, kanunlarda düzenleme yaparak o kararları bertaraf etmeye çalışanlar gibi, Kilisebükü’nde yapılan iptalleri görmezden gelerek, o tahsisleri yeniden verme çabasına girenler gibi, İztuzu’nda da ısrarlı bir tavır görüyoruz. Bu çabalar, yerelde, konunun tarafı olan kesimlerde büyük infiale yol açar. Bu çok tehlikeli bir gidiştir. Halkın güvenmesi gereken yargıya ilişkin bu tür söylemler ve uygulamalar, farklı sonuçlara gebedir. İztuzu’nda mahkeme kararı var. Yürütme durdurulmuş. Ama birileri fiili olarak, güç kullanarak bir şeyler yapıyor. Soma’da da aynı şekilde yargı kararlarına rağmen bir takım eylemler yapılıyor. Hem yargıya, hem de topluma karşı duyarsızlık, tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu konuda hassas olunması gerekiyor.” Dedi.

Bodrum’da uzun zamandır Kissebükü konusunda mücadele veren Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, “Verdiğimiz mücadele, kamunun olan, bizim olan, geleceğin hakkı olan yerlerin birilerine peşkeş çekilmesinin mücadelesidir. Bunu önlemek için bütün gayretimizle savaşmaya devam edeceğiz. Bodrum’da Kilisebükü konusunda verdiğimiz mücadele gündemde. Geleceğe ait olan bu değerler bir şekilde pazarlanmaya çalışılıyor. Biz buna izin vermeyeceğiz” diye konuştu.